Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven...
Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban, yedi hükümdar, yedi sikke, yedi kadim mekân. Ve tek bir gerçek: Bu şehrin gizemli tarihi.
"Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet'in minareleriydi görülen, Ayasofya'nın kubbesi, Topkapı Sarayı'nın kuleleri. Hiç yağmalanmamış, yıkılmamış, kirletilmemiş gibiydi şehir. Bembeyaz bir sisle örtmüştü doğa, ne varsa görüntüyü çirkinleştiren. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir hayal gibi... Büyülü bir bulut gibi... Bir masal imgesi gibi... Yeni kurulmuş bir kent gibi... Taze bir başlangıç gibi... Genç, umutlu, güzel...
İstanbul'a bakıyorduk denizden. Ölülerimizin yüzlerine bakıyorduk... Onların gözlerindeki kendi kederimize. Çaresizliğimize bakıyorduk, avuçlarımızda büyüyen zavallılığa, kanımızda filizlenen korkaklığa... Elimizden alman hayata bakıyorduk... Güneşli günlerimize, umut dolu sabahlara, eğlenceli bahar akşamlarına... Sönen anılarımıza bakıyorduk, ölen hayallerimize, yıkılan düşlerimize... Sönen anılarımızı, ölen hayallerimizi, yıkılan düşlerimizi yüklenip yorgun bir şilep gibi bizden uzaklaşan şehrimize... Şehrimizle birlikte yitirdiğimiz kendimize bakıyorduk..."
(Tanıtım Bülteninden)
Türkçe
590 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm
İstanbul, 2010
ISBN : 9789752897458
Byzantion'dan İstanbul'a uzanan, heyecan yüklü bir serüven...
Sarayburnu'nda, Atatürk heykelinin ayaklarının dibinde bir ceset, Avuçlarında antik bir pere.... Ama ne bu ceset son kurban, ne de bu antik para son sikke... Yedi kurban,... tümünü göster
Gerçek bir terbiye sisteminin ilâhî kelâma dayanması aklın gereğidir. İnsanı insan yapan değerlerin, ancak Allah kelâmında, tavsiyesinde, emrinde, yasaklarında, yani Kurânında bulunduğunu kabulden başka çıkar yol yoktur. Çocuğun manevî eğitiminde dinî öğretim ve eğitim, olmazsa olmaz bir yere sahiptir. Bu eğitim verilirken çocuk ruhu ve gelişim süreci dikkate alınmalıdır. Bu çalışmanın orijinal yönü; asrın Kurân tefsiri Risale-i Nura dayanması, müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin tavsiye ve talebelerinin konu ile ilgili tecrübelerine de yer vermesidir.
Gerçek bir terbiye sisteminin ilâhî kelâma dayanması aklın gereğidir. İnsanı insan yapan değerlerin, ancak Allah kelâmında, tavsiyesinde, emrinde, yasaklarında, yani Kurânında bulunduğunu kabulden başka çıkar yol yoktur. Çocuğun manevî eğitiminde din... tümünü göster