hüzünlü;" trajedilk gizemimmiş meğer". Öykünün esas kahramanıymışım gibi geldi.
hüzünlü;" trajedilk gizemimmiş meğer". Öykünün esas kahramanıymışım gibi geldi.
Rus edebiyatının en büyüklerinden biri olan Dostoyevski, 1821de Moskovada doğdu. Aşkları, evlilikleri, Avrupa seyahatleri, kumar tutkusu ve geçim sıkıntıları, Turgenyevle olan çekişmeleriyle geçirdi ömrünü. Atlattığı sayısız badire ve yaşadığı kayıplar onu çökertmiş ama hayattan koparamamıştır.İnsanoğlunun çekebileceği acı ve bunalımların en ağır ve katlanılmaz gibi görünenlerini, en ince ayrıntılarına dek irdeleyip işleyen Dostoyevskinin bakışlarındaki ölçüsüz sevecenlikte insanüstü bir özellik vardır. Çevrenin baskılarından kurtulmak için genç yaşta kitaplara sığınmış, dünya edebiyatından, özellikle Romantiklerden etkilenmiştir. Toplumda önemsiz ve kabul görmeyen kişilerin hayatlarını bile sebep ve sonuçlar arasında incelemiş, kişilerin davranışları altında yatan psikolojik etkilere dikkat çekmiştir. En önemli romanlarından biri olan Suç ve Cezayı 1866dayayımlamıştır. Başkarakteri Raskolnikovu ahlâki bir sorgulama yapmak için cinayete itmiştir. Romanı bir cinayet etrafında kurmuş, ancak öldürme eylemini amaca dönüştürmemiştir. Aynca Hıristiyan inancına dayalı varoluşçuluğun izlerinin de bulunduğu romanda, edebiyat tarihinin en sinsi ve kötü karakterlerinden biri olarak karşımıza çıkan Raskolnikov bile sonunda eline geçirdiği ilk fırsatta gerçek sevginin ne olduğunu öğrenecektir. Romandaki ana düşünce özgürlüktür, daha doğrusu, insanın nasıl özgürleşebileceği. Rusyadaki hayatı, Suç ve Cezada hiçbir meslektaşının yapamadığı kadar canlı aktarmıştır. Yoksul üniversite öğrencileri, ailesi tarafından fuhuşa zorlanan kadınlar, küçük burjuvaların vurdumduymaz ve boş hayatları, polis devletinin yarattığı korkular...
Rus edebiyatının en büyüklerinden biri olan Dostoyevski, 1821de Moskovada doğdu. Aşkları, evlilikleri, Avrupa seyahatleri, kumar tutkusu ve geçim sıkıntıları, Turgenyevle olan çekişmeleriyle geçirdi ömrünü. Atlattığı sayısız badire ve yaşadığı kayıpl... tümünü göster
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar'ı Berna Moran, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Moran'a göre Oğuz Atay'ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, yapıttaki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır. Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar. Tutunamayanlar, 1970 TRT Roman Ödülünü kazanmıştı.
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar'ı Berna Moran, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Moran'a göre Oğuz Atay'ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikle... tümünü göster