Ölüm Meleğiyle Randevu, modern Kürt edebiyatının ve romanının yaratıcısı, romancı, denemeci Mehmed Uzunun, ölümünden önce kaleme aldığı ve kitaplaşmamış son denemeleriyle söyleşilerinin derlemidir. Muhsin Kızılkaya tarafından, Uzunun vasiyeti üzerine hazırlanan kitap, hem Uzunun yazın/yaşam serüvenini hem de çalışma nesnelerini tatminkar bir biçimde sunuyor okura...Kürt roman dilinin ilk temel taşını Mehmed koymuştur. Bu onur onundur. Bu çağda yeni bir roman diline imza atmak kolay bir iş değildir. Bu güç işin altından, Mehmed Uzun alnının akıyla çıkmıştır.Yaşar Kemal
Ölüm Meleğiyle Randevu, modern Kürt edebiyatının ve romanının yaratıcısı, romancı, denemeci Mehmed Uzunun, ölümünden önce kaleme aldığı ve kitaplaşmamış son denemeleriyle söyleşilerinin derlemidir. Muhsin Kızılkaya tarafından, Uzunun vasiyeti üzerine... tümünü göster
Ölüm Meleğiyle Randevu, modern Kürt edebiyatının ve romanının yaratıcısı, romancı, denemeci Mehmed Uzunun, ölümünden önce kaleme aldığı ve kitaplaşmamış son denemeleriyle söyleşilerinin derlemidir. Muhsin Kızılkaya tarafından, Uzunun vasiyeti üzerine hazırlanan kitap, hem Uzunun yazın/yaşam serüvenini hem de çalışma nesnelerini tatminkar bir biçimde sunuyor okura...Kürt roman dilinin ilk temel taşını Mehmed koymuştur. Bu onur onundur. Bu çağda yeni bir roman diline imza atmak kolay bir iş değildir. Bu güç işin altından, Mehmed Uzun alnının akıyla çıkmıştır.Yaşar Kemal
Ölüm Meleğiyle Randevu, modern Kürt edebiyatının ve romanının yaratıcısı, romancı, denemeci Mehmed Uzunun, ölümünden önce kaleme aldığı ve kitaplaşmamış son denemeleriyle söyleşilerinin derlemidir. Muhsin Kızılkaya tarafından, Uzunun vasiyeti üzerine... tümünü göster
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...
Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. Uqueer as as clockwork orange. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezya'da canlı anlamına gelen orang sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve hoş bir kokusu olan bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da benim anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm.
Anthony Burgess
Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler... Sosyal kehanet? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi?.. Otomatik Portakal bunların hepsidir. Aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir, çünkü Burgess anti-kahramanı için yeni bir dil yaratır: Yakın geleceğin argosu nadsatV... ve Stanley Kubrick'in muhteşem film uyarlaması, yirminci yüzyılın kült eserlerinden biri olan bu romanın şöhretini pekiştirmiştir.
Anthony Burgess (1917-1993) İngiliz romancı, besteci, eleştirmen. 1959 yılında Burgess'a ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı ve bir yıldan az ömür biçildi. İlk karısı Lynnei'n geçimini sağlamaya kararlı olan Burgess öfkeyle masaya oturup 12 ay içinde beş buçuk roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğu anlaşıldı. Bu arada artık tanınan bir yazar olmuştu. 50'den fazla roman ve kitap yazdı.
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...
Cockney dili... tümünü göster
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...
Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. Uqueer as as clockwork orange. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezya'da canlı anlamına gelen orang sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve hoş bir kokusu olan bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da benim anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm.
Anthony Burgess
Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler... Sosyal kehanet? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi?.. Otomatik Portakal bunların hepsidir. Aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir, çünkü Burgess anti-kahramanı için yeni bir dil yaratır: Yakın geleceğin argosu nadsatV... ve Stanley Kubrick'in muhteşem film uyarlaması, yirminci yüzyılın kült eserlerinden biri olan bu romanın şöhretini pekiştirmiştir.
Anthony Burgess (1917-1993) İngiliz romancı, besteci, eleştirmen. 1959 yılında Burgess'a ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı ve bir yıldan az ömür biçildi. İlk karısı Lynnei'n geçimini sağlamaya kararlı olan Burgess öfkeyle masaya oturup 12 ay içinde beş buçuk roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğu anlaşıldı. Bu arada artık tanınan bir yazar olmuştu. 50'den fazla roman ve kitap yazdı.
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...
Cockney dili... tümünü göster
Bu kitap, Tolstoy’un ömrünün son 25 yılında yazdığı Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır, Polikuşka, Üç Ölüm, Asuri Hükümdarı Asarhadon, İlyas, Küçükler Büyüklerden Akıllı Çıktı, Tavuk Yumurtası Büyüklüğündeki Tohum adlı öykülerden oluşmaktadır.
''Sanat zenginlerin, aydınların elinde bir imtiyaz olmaktan kurtulmalı, insanların birbiriyle kaynaşmasına, iyilik, hakikat, aşk yolunda yürümelerine yardım etmelidir.'' anlayışıyla yazılmış öyküler, Tolstoy’un kötülüğe iyilikle karşı koymayı ve ruhun kurtuluşunu her şeyden üstün tutmayı ileri süren felsefesinin ürünleridir.
Bu kitap, Tolstoy’un ömrünün son 25 yılında yazdığı Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır, Polikuşka, Üç Ölüm, Asuri Hükümdarı Asarhadon, İlyas, Küçükler Büyüklerden Akıllı Çıktı, Tavuk Yumurtası Büyüklüğündeki Tohum adlı öykülerden oluşmaktadır.
'&... tümünü göster
(...) Ustalıklı roman akışının yanı sıra kullanılan tarihsel veriler, Vedat Türkali'nin kitabına Ermeni sorunu konusunda gerçekten değerli bir belge niteliği kazandırmış. Soykırımın canlı tanığı Dede'nin siyasal örgütlenmeler üzerine anlattıkları da son derece önemli. Genelde azınlıklar, özelde ise Ermeni, Rum ve Kürt kırımları konusunda TKP'nin, hatta genelde Türk solunun tavrı, bazı istisnalar dışında, pek de tutarlı olmadığından, bu tarihi yaşamış bir Ermeni şahsiyetin bu konudaki değerlendirmelerine keşke daha geniş yer verilebilmiş olsaydı. (...) Her halükârda kitap, 1915'in 100. Yıldönümü'nde bu konuda yayımlanan ve yayımlanması beklenen birçok eser arasında önemli bir yer tutacak.
-Doğan Özgüden-
(...) Bildiğim kadarıyla, hassas ve örselenmiş ruhları müzikle tedaviye başlamak iyi bir yöntem. Siz de, sözcüklerin ve yazının müziğiyle benzer bir şey yapıyorsunuz. Sanatın ve sanatçının böylesi bir derman olma, tabiplik görevi de var herhalde. Hastalığıyla yüzleşmeye zorlananlarda, ilk başlarda, büyük öfke patlamaları da ortaya çıkabiliyor. Siz böylesi patlamalara da yüreğinizi siper etmektesiniz kuşkusuz. Bu da henüz insani aşamaya geçememiş sınıflı toplumlardaki (gerçek) aydın-Sanatçı'nın kara yazgısı olmalı. Bir "psikiyatri seansı" gibi algılanmalı yazdıklarınız (...)
-Haluk Gerger-
(...) Kürt meselesi, Ermeni meselesi, faşizm, Anadolu isyanları, katliamlar, ırkçılık, sosyalist mücadele, Ortadoğu'da olanlar, Nazi dönemi, Evren dönemi gibi hem güncel hem tarihi birçok konuda (...) ve de Ermeni sosyalisti Paramaz'ın Beyazıt'ta asılması ve son sözleri gibi çok ama çok önemli ve çarpıcı simgelerle (...) onun duygusunun bizim Erdal Eren'imizle örülmesi gibi çok anlamlı, derinlikli bir kurguyla (...) içine düştüğüm bu romandan hazine bulmuş da zenginleşmiş olarak çıktım.
-Nihat Behram-
(...) Ustalıklı roman akışının yanı sıra kullanılan tarihsel veriler, Vedat Türkali'nin kitabına Ermeni sorunu konusunda gerçekten değerli bir belge niteliği kazandırmış. Soykırımın canlı tanığı Dede'nin siyasal örgütlenmeler üzerine anlatt... tümünü göster