Ahlakın Akli ve İnsani Temeli, Herhangi bir dayanaktan yoksun ahlaka, sonradan icat edilmiş yeni bir temel keşfetmek gibi bir sav öne sürmemektedir. Ancak, kendi başına ve bağımsız bir felsefi alan olarak vardır. İnsan, ahlak! Gerçeğinden hiçbir zaman sıyrılıp çıkarak ve ona rağmen yaşayarak var olamaz. Çünkü realite, insana sonradan eklenmiş yabancı bir nesne değildir. Hatta belki de ahlak, tek hakikat olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden insan, her şeyden önce bir değer varlığıdır. Aklın ve insanın olmadığı bir yerde kutsalın söyledikleri, yalçın kayalardan yansıyan nidanı tekrar sahibine dönmesinden ibaret kalacaktır. Bu nida, akılla akıl, insanla insan; çocukla çocuk, büyükle büyük vs. olmadığı sürece, insan ve onun aklıyla kendi değerini tartmak gibi kesintisiz bir insani tecrübenin gündemini hiçbir zaman dolduramaz.
Ahlakın Akli ve İnsani Temeli, Herhangi bir dayanaktan yoksun ahlaka, sonradan icat edilmiş yeni bir temel keşfetmek gibi bir sav öne sürmemektedir. Ancak, kendi başına ve bağımsız bir felsefi alan olarak vardır. İnsan, ahlak! Gerçeğinden hiçbir zama... tümünü göster
arfsen şu anda kitap okumuyor.