Kahramanımız Memet Olcay adında bir gitaristtir. Başarısız bir evliliğin ardından, yalnız bir hayatın içinde bulmuştur kendini. Haftanın bir günü görüştüğü kızı, karısı, karısının yeni kocası ve öğrencileri vardır hayatında. Bir de aynı apartmanda oturduğu iki arkadaşı: Ayşe ile Orhan. Onların da evliliği bir dönüm noktasına gelmiştir. Bu İşte Bir Yalnızlık Var, işte tam bu noktada başlıyor. Bir ayrılık hikâyesi giriyor devreye. Kocası tarafından terk edilen Ayşe, kahramanımızın yalnız dünyasına sığınıyor. Böylece yanlış bir aşk da gün yüzüne çıkıyor.Müziğin, bir müzisyenin hayata tutunma çabalarının, bir erkeğin zayıf ve güçlü yanlarının, bir kadının terk edilme acısının, gizli kalmış aşkların, yarım kalmış bestelerin, hayallerin, mutluluk arayışlarının romanı bu. Ve elbette yalnızlığın...Git Kendini Çok Sevdirmeden adlı ilk romanıyla geniş bir okuyucu kitlesine seslenen Tuna Kiremitçi, yeni romanında da insanlık halleri üzerine yazmayı sürdürüyor ve akıcı üslubu, gerçekçi diyaloglarıyla Türk okuyucusunun vazgeçilmez yazarları arasında kendine sağlam bir yer ediniyor.
Kahramanımız Memet Olcay adında bir gitaristtir. Başarısız bir evliliğin ardından, yalnız bir hayatın içinde bulmuştur kendini. Haftanın bir günü görüştüğü kızı, karısı, karısının yeni kocası ve öğrencileri vardır hayatında. Bir de aynı apartmanda ot... tümünü göster
Hızlı okuma kurslarına gittim o yüzden biraz hızlı okurum. Akıcı ve güzel kitapları bitirmek çok fazla zamanımı almaz.
Hızlı okuma kurslarına gittim o yüzden biraz hızlı okurum. Akıcı ve güzel kitapları bitirmek çok fazla zamanımı almaz.
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...Hamuş derdi Mevlana kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini.. Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradanın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.Mesneviyi şerh edenlerin çoğu bu ölümsüz eserin b harfiyle başladığına dikkat çeker. İlk kelimesi Bişrev!dir. Yani Dinle! Tesadüf mü dersin ismi Suskun olan bir şairin en kıymetli yapıtına Dinle! diye başlaması. Sahi, sessizlik dinlenebilir mi?Bu romanda her bölüm aynı sessiz harfle başlar. Neden? diye sorma, ne olur. Cevabını sen bul. Ve kendine sakla.Çünkü öyle hakikatler var ki bu yollarda, anlatırken bile sır kalmalı.
A. Z. Zahara - Amsterdam, 2007
******
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...
Hamuş derdi Mevlana kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini..?
Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradanın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.
******
Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti.... tümünü göster
arifemreakkus şu anda kitap okumuyor.