Soğuk bir Aralık ayı... New York sokakları. Aynı gece içinde işlenen iki korkunç cinayet. Katilin olay yerine bıraktığı, kadranı Ay Takvimi ile döşenmiş saatler ve uçuşup duran sorular: Bir insan ne kadar sürede ölür? Katil cinayeti işledikten sonra, olay yerine neden geri döner? Bir suçlu ne zaman yalan söyler? Birinin yalan söylediğini nasıl anlarız?Deaverın artık efsaneleşen kahramanı, boynundan aşağısı felçli, suç uzmanı, üstat Lincoln Rhyme, sevgilisi Amelia Sachs ve ekibi soruşturmayı üstlenirler, fakat yüzyıllardır doğru işleyen şaşmaz bir saat kadar mükemmel kurulmuş bu oyunda adım adım çözüme ulaşmaya çalışırlarken, hayatın önemli sırlarından biriyle karşı karşıya geleceklerdir:Hiçbir şey göründüğü gibi değildir...
Soğuk bir Aralık ayı... New York sokakları. Aynı gece içinde işlenen iki korkunç cinayet. Katilin olay yerine bıraktığı, kadranı Ay Takvimi ile döşenmiş saatler ve uçuşup duran sorular: Bir insan ne kadar sürede ölür? Katil cinayeti işledikten sonra,... tümünü göster
Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul'un en gözde yeri olan Beyoğlu'nun hazin hikâyesi.
Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke...
Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. "Kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden... "Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun." Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. "Kadınlar," diyor o ses yine, "Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder."
Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erke... tümünü göster