Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü kederleri, onulmaz hüzünleri, kıpır kıpır hatıraları anlatıyor.
Güncelden kaçışını, kalabalıklardan duyduğu korkuyu, uğultuları, kuytuları, acemiliği, beyhude kaçışları, kötülüğü, vicdanı, masumiyeti konuşuyor. Usul usul, sakin, ağırbaşlı, susmaya hazır.
Harflere can veren ustanın, Hasan Ali Toptaş’ın fısıltıları, itirafları, itirazları, anlama gayretleri... Mesafesi...
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız, Hasan Ali’yi konuşturuyor. Aklı, fikri, gecesi, gündüzü, edebiyata ve hayata dair neyi varsa...
Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü ke... tümünü göster
-ARKA KAPAK-
Galeano'dan her güne bir masal değil, her güne bir gerçek!
Bir takvim formatında yazılan Ve Günler Yürümeye Başladı, 1 Ocak'tan 31 Aralık'a her gün için yakın tarihte ya da eski çağlarda o gün yaşanan özel bir hikâye anlatıyor. Eduardo Galeano, Aynalar'da olduğu gibi kadın, erkek, iktidar, yerliler, ırkçılık, emperyalizm, kültürler, daldan dala atlayarak; değinilmedik konu, ulaşılmadık coğrafya, çoğaltılmadık ses bırakmıyor. Sürekli daha ileriye taşımaya çalıştığı minimalist stili ise zirvede. Fazladan tek bir sözcük bile kullanmak istemiyor, her şeyin özüne inmeye çalışıyor: konunun, insanın, sözcüğün, tarihin... Söylemek istediğini mümkün olan en kısa biçimde aktarmak; herhalde Galeano edebiyatının en güzel özeti budur.
Hüzünlü sayfaların ağırlığı kaçınılmaz olsa da geleceğe yönelik umudu her satırda hissettirerek "dünyanın vicdanı" yakıştırmasını Eduardo Galeano'nun ne kadar hak ettiğini, bu kitap bir kez daha teyit ediyor.
-ARKA KAPAK-
Galeano'dan her güne bir masal değil, her güne bir gerçek!
Bir takvim formatında yazılan Ve Günler Yürümeye Başladı, 1 Ocak'tan 31 Aralık'a her gün için yakın tarihte ya da eski çağlarda o gün yaşanan özel bir hikâye anl... tümünü göster
İçinde seksen yazardan seksen öykünün yer aldığı iki ciltlik Genç Olmak, öykü türünün ele avuca sığmaz kıvraklığından, devingenliğinden zevk alan tüm okurlar için hazırlandı. Ama öncelikle çocukluk ve ilkgençlik çağlarını sürmekte olan okurlar için. Bu öncelik öykülerin seçiminde de önemli ölçüde belirleyici oldu.
İçinde seksen yazardan seksen öykünün yer aldığı iki ciltlik Genç Olmak, öykü türünün ele avuca sığmaz kıvraklığından, devingenliğinden zevk alan tüm okurlar için hazırlandı. Ama öncelikle çocukluk ve ilkgençlik çağlarını sürmekte olan okurlar için. ... tümünü göster
Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü kederleri, onulmaz hüzünleri, kıpır kıpır hatıraları anlatıyor.
Güncelden kaçışını, kalabalıklardan duyduğu korkuyu, uğultuları, kuytuları, acemiliği, beyhude kaçışları, kötülüğü, vicdanı, masumiyeti konuşuyor. Usul usul, sakin, ağırbaşlı, susmaya hazır.
Harflere can veren ustanın, Hasan Ali Toptaş’ın fısıltıları, itirafları, itirazları, anlama gayretleri... Mesafesi...
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız, Hasan Ali’yi konuşturuyor. Aklı, fikri, gecesi, gündüzü, edebiyata ve hayata dair neyi varsa...
Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü ke... tümünü göster
Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü kederleri, onulmaz hüzünleri, kıpır kıpır hatıraları anlatıyor.
Güncelden kaçışını, kalabalıklardan duyduğu korkuyu, uğultuları, kuytuları, acemiliği, beyhude kaçışları, kötülüğü, vicdanı, masumiyeti konuşuyor. Usul usul, sakin, ağırbaşlı, susmaya hazır.
Harflere can veren ustanın, Hasan Ali Toptaş’ın fısıltıları, itirafları, itirazları, anlama gayretleri... Mesafesi...
Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız, Hasan Ali’yi konuşturuyor. Aklı, fikri, gecesi, gündüzü, edebiyata ve hayata dair neyi varsa...
Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenlerden sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikâyeleri, türlü ke... tümünü göster