Bir kadının yüreği sırlarla dolu bir denizdir...
Gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar. Tüm bu olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez.
Büyük yengesi Bee, Mart ayını Bainbridge Adası'nda geçirmesi için onu davet eder. Emily ruhunda açılan yaraların iyileşmesi umuduyla, bu teklifi kabul eder.
Adanın mistik havasıyla huzuru yakalamaya çalışan Emily, 1943 yılında yazılmış kırmızı kadife kaplı bir günlük bulur. Bu günlük onu geçmişin tozlu sayfalarına hapsolan gerçek bir aşk hikâyesine ve altmış yıllık bir aile sırrına götürecektir...
Umudun, hüznün ve pişmanlığın bir arada işlendiği büyüleyici bir roman… İlk kitabı Mart Menekşeleri ile Library Journal En İyi Kitap Ödülü'ne layık görülen Sarah Jio, insan kalbinin, ne kadar hatalı olursa olsun sevdiklerimizi her zaman affedeceğini eşsiz bir dille anlatıyor.
"Aşk, tarih ve gizem… Daha ne olsun? Mart Menekşeleri, geçmişimizin er ya da geç sürprizlerle karşımıza çıkacağını hatırlatan muhteşem bir roman."
Jodi Picoult
"Tarih, gizem ve aşkın mükemmel bir karışımı… Bu romanı elinizden düşüremeyeceksiniz."
Library Journal
Bir kadının yüreği sırlarla dolu bir denizdir...
Gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar. Tüm bu olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez.... tümünü göster
“Ben saf aşkın, Tanrı korkusunun, bilginin ve kutsal umudun anasıyım.”
“Öldürüp hayat verenim ben ve hiç kimse bensiz kurtuluşa eremez.”
Ünlü bir psikiyatrist merakı yüzünden kış uykusundaki canavarı uyandırır ve insan avının başlamasına sebep olur… Genç ve güzel bir kadın sevdiği adamı korumak için ruhunu şeytana satar… Ve polisler; büyük bir yapbozun parçaları gibi birbiriyle alakasız görünen cinayetleri çözmek için katile adım adım yaklaşan tek kişinin peşine düşerler…
“Ben saf aşkın, Tanrı korkusunun, bilginin ve kutsal umudun anasıyım.”
“Öldürüp hayat verenim ben ve hiç kimse bensiz kurtuluşa eremez.”
Ünlü bir psikiyatrist merakı yüzünden kış uykusundaki canavarı uyandırır ve insan avının başlamasına sebep ... tümünü göster
Eve Dallas çivi gibi sert
ateş kadar yakıcı.
Stephen King
Yıl 2059. Teğmen Eve Dallas'ın kocası Roarke, Agatha Christie'nin ölümsüz eseri Beklenmeyen Şahit'in tiyatro oyununun yapımcısıdır. Açılış gecesinde Leonard Voleyi canlandıran oyuncu Richard Draco, yüzlerce seyircinin ortasında kalbinden bıçaklanarak öldürülür. Asıl sorun, bir cinayet romanında olması gerektiği gibi oyundaki herkesin Richard'ı öldürmek için bir sebebi olmasıdır. Genç ve güzel kadınları dilediğince baştan çıkaran ve bir kadın düşmanı olan kurbanın gizemli ölümünü çözmek ise Eve'e düşecektir.
Ancak Eve, bu davayı çözerken artık geçmişte kaldığına inandığı acılarıyla tekrar yüzleşmek zorunda kalacak ve Roarke'ın yardımıyla bunlarla hesaplaşıcaktır.
"Çok eğlenceli." Cosmopolitan
"Sarsıcı ve yeni." Booklist
"Muhtemelen eşi benzeri yok." Library Journal
Eve Dallas çivi gibi sert
ateş kadar yakıcı.
Stephen King
Yıl 2059. Teğmen Eve Dallas'ın kocası Roarke, Agatha Christie'nin ölümsüz eseri Beklenmeyen Şahit'in tiyatro oyununun yapımcısıdır. Açılış gecesinde Leonard Voleyi canlan... tümünü göster
Uğursuz Kolye okuyucularını tropik denizlerin derinliklerine götürüyor. Yazar, hikayesindeki aşk ve tutkunun yanında gizem ve gerilimi de mükemmel bir şekilde kullanıyor. Deniz arkeoloğu olan Tate Beamont, babasının deniz dibinde eski eser ve hazine arama tutkusunu paylaşan genç bir kızdır. Yıllar içinde batık gemilerde pek çok güzel şey buldukları halde, arkasında kana bulanmış bir efsane bırakan Anjelikin Laneti ile yolları hiç kesişmemiştir. Baba kız böyle bir avın peşine düşeceklerse, bunu Buck ve Matthew olmadan yapamayacaklarını görürüler. Tate başlangıçta, bu ulaşılması güç hayali yabancılarla paylaşmayı öfkeyle reddettiği halde, sonra fikrini değiştirir. Derin suların altındaki ortak çalışma sırasında iki genç arasında gerilimli bir aşk doğar. Geçmişleri ve gelecekten beklentileri arasındaki büyük farklar onları ayırırken, yürekleri ve bedenlerinin çekimi ayrılmalarını imkansız kılmaktadır. Mathew, Anjelikin Lanetini ararken, babasının ölümündeki gizemi de aydınlatma peşindedir. Ekip büyük bir uyum içinde çalışır, gençler arasındaki aşkla birlikte Ray Beamont ile Buck Lassiter arasında da büyük bir dostluk doğar. Ne yazık ki, beklenmedik rastlantılar olayların akışını değiştirecek, hayalleri erteleyecektir. Ancak çekilen tüm acılara rağmen, aşk, dostluk, dayanışma ve tutku, sonunda hepsinin mutluluğu bulmasını sağlar.
Uğursuz Kolye okuyucularını tropik denizlerin derinliklerine götürüyor. Yazar, hikayesindeki aşk ve tutkunun yanında gizem ve gerilimi de mükemmel bir şekilde kullanıyor. Deniz arkeoloğu olan Tate Beamont, babasının deniz dibinde eski eser ve hazine ... tümünü göster
Ailesi üç kuşaktan beri Napa Vadisinden İtalyaya kadar, bütün dünyada kalitesiyle Giambelli şaraplarını üretmekte olan Sophia, işini severek yapmakta ve Giambelli Şirketinin saygıdeğer imajını korumak için büyük özen göstermektedir. Sophianın büyükannesi -ailenin reisi- Teraza bütün aileyi bir araya toplayarak Giambelli Şirketinin MacMillan Şarap Fabrikaları ile birleşeceğini açıklayınca, Sophianın konumunda değişiklik olur. İki şirketin birleşmesini organize etme görevi Tyler MacMillan ile ona verilmiştir. Sophia, Tya pazarlamanın inceliklerini öğretecek, Ty da ona, üzüm yetiştirmenin ve şarapçılığın püf notlarını gösterecektir. Sophia yakışıklı ve suratsız Tyler MacMillanla çalışmaya hazır değildir ama... aralarındaki çatışma tutkuya dönüşünce dünya başka bir şekle bürünür. Aşk her şeyin rengini değiştirmiştir. Ancak hiç beklenmedik ölümler ve şirkete yönelik sabotajlar Giambelli ailesini kökünden sarsar, hepsini dehşete düşürür...
Ailesi üç kuşaktan beri Napa Vadisinden İtalyaya kadar, bütün dünyada kalitesiyle Giambelli şaraplarını üretmekte olan Sophia, işini severek yapmakta ve Giambelli Şirketinin saygıdeğer imajını korumak için büyük özen göstermektedir. Sophianın büyükan... tümünü göster
New York Times çok satan yazarı Nora Roberts, Eve Dallas severleri yepyeni bir maceraya davet ediyor. Korkunç bir bilgisayar virüsü yayılıyor ve sınır tanımıyor…Louie Cogburn son üç gününü dairesine kapanıp, bilgisayar monitörüne bakarak geçirmiştir. Baş ağrısı dayanılmaz bir haldedir… sanki demirden çubuklar beynine saplanmaktadır. Ağrı giderek daha da kötü bir hal alır. En sonunda biri kapısını çaldığında, Louie beyzbol sopasını eline alır, kapıyı açar ve sopayı savurmaya başlar.Olay yerine gelen ilk polis şok tabancasını iki kere ateşler ve Louie hemen ölür. Teğmen Eve Dallas bu araştırmayı devralır ama adamın ani öfkesini ya da ölümünü açıklayacak hiçbir şey bulamaz. Elindeki tek ipucu bilgisayar ekranındaki mesajdır: Gerçek Masumiyete Ulaşıldı.
Bir kişi daha neredeyse aynı koşullarda öldüğünde Dallas bir cevap bulmak için aklını zorlar ve imkânsız gerçekle yüzleşecek cesareti bulur… Her şeyin sebebi makinelerden insanlara bulaşan bir virüs olabilir mi?
"Çok eğlenceli."
-Cosmopolitan-
"Muhtemelen eşi benzeri yok."
-Library Journal-
(Tanıtım Bülteninden)
New York Times çok satan yazarı Nora Roberts, Eve Dallas severleri yepyeni bir maceraya davet ediyor. Korkunç bir bilgisayar virüsü yayılıyor ve sınır tanımıyor…Louie Cogburn son üç gününü dairesine kapanıp, bilgisayar monitörüne bakarak geçirmiştir.... tümünü göster