banakil jr.

Detayları:  banakil jr. Erkek
İlgi Alanları:  okumak, sıçmak, dinlemek, yemek, gezmek, sevişmek, görmek, incelemek ve bla bla bla...
Hakkında: 
alelade bir yabancı... +not: jim jarmush ile aynı zamanda sevilla'da olmak ama ona denk gelememek; bkz: the limits of control
3 takip ettiği ve 14 takip edeni var. 72 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

banakil jr. şu an okuyor.
Usta İle Margarita

Sovyet edebiyatının önde gelen adlarından olan Mihail Bulgakov, yapıtlarının çoğunda Sovyet bürokrasisini eleştirdi; bu nedenle Sovyet otoriteleriyle pek çok kez karşı karşıya geldi, yazdıkları sansürlendi. Yazarın Usta ile Margarita adlı dev yapıtı ise, kendi sağlığında değil, ölümünden yirmi altı yıl sonra, 1966da yayınlandı. Üstelik yaklaşık seksen sayfası çıkarılmış olarak. Yayınladığımız bu kitap, sansüre uğrayan bu sayfaları da içeriyor. Usta ile Margarita, son derece kıvrak bir kurguyla birbirine bağlanan ayrı öykülerden oluşuyor. Otuzlu yıllarda, Moskovada iki yazar, bir bankta oturmuş, İsanın gerçekten yaşayıp yaşamadığını tartışmaktadırlar. Birdenbire, yandaki bankta bir adam şekillenir ve sohbete karışır. Düzgün bir Sovyet vatandaşı gibi görünmektedir, ancak geleceği okuma yeteneğine sahiptir ilginç yabancı. Örneğin, yazarlardan birine öleceğini söyler, yazar gerçekten çok kısa bir süre sonra ölür. İkinci yazar ise, gene yabancının önceden bildiği gibi delirir ve akıl hastanesine kapatılır. Yabancı dediğimiz kişi ise, sosyalist Sovyet toplumunu ziyarete gelmiş olan şeytanın ta kendisidir ve bu kez adı Wolanddır. Woland ve yanındaki yardımcıları, Moskovada fantastik bir alt üst oluşa neden olurlar; tıkır tıkır işleyen pek çok mekanizma, Bulgakovun keskin kara mizahıyla parçalanır, dağılır, bozulur. Bu sırada, akıl hastanesine yatırılmış olan yazar, orada bir Ustayla karşılaşır; Usta, ona kendi yazdığı, Pontius Pilatusla ilgili kitabı, ayrıca Margaritaya olan aşkını anlatır, ki zaten aklını kaybetmesine neden olan da, kaleme aldığı romandır. Tabii şeytan da, Bulgakovun müthiş canlandırma gücüyle kılıktan kılığa girmekte, romandaki her öyküye nüfuz etmektedir. Usta ile Margarita, yirminci yüzyıl edebiyatının başyapıtlarından.

Sovyet edebiyatının önde gelen adlarından olan Mihail Bulgakov, yapıtlarının çoğunda Sovyet bürokrasisini eleştirdi; bu nedenle Sovyet otoriteleriyle pek çok kez karşı karşıya geldi, yazdıkları sansürlendi. Yazarın Usta ile Margarita adlı dev yapıtı ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
banakil jr. kütüphanesine ekledi.
Usta İle Margarita

Sovyet edebiyatının önde gelen adlarından olan Mihail Bulgakov, yapıtlarının çoğunda Sovyet bürokrasisini eleştirdi; bu nedenle Sovyet otoriteleriyle pek çok kez karşı karşıya geldi, yazdıkları sansürlendi. Yazarın Usta ile Margarita adlı dev yapıtı ise, kendi sağlığında değil, ölümünden yirmi altı yıl sonra, 1966da yayınlandı. Üstelik yaklaşık seksen sayfası çıkarılmış olarak. Yayınladığımız bu kitap, sansüre uğrayan bu sayfaları da içeriyor. Usta ile Margarita, son derece kıvrak bir kurguyla birbirine bağlanan ayrı öykülerden oluşuyor. Otuzlu yıllarda, Moskovada iki yazar, bir bankta oturmuş, İsanın gerçekten yaşayıp yaşamadığını tartışmaktadırlar. Birdenbire, yandaki bankta bir adam şekillenir ve sohbete karışır. Düzgün bir Sovyet vatandaşı gibi görünmektedir, ancak geleceği okuma yeteneğine sahiptir ilginç yabancı. Örneğin, yazarlardan birine öleceğini söyler, yazar gerçekten çok kısa bir süre sonra ölür. İkinci yazar ise, gene yabancının önceden bildiği gibi delirir ve akıl hastanesine kapatılır. Yabancı dediğimiz kişi ise, sosyalist Sovyet toplumunu ziyarete gelmiş olan şeytanın ta kendisidir ve bu kez adı Wolanddır. Woland ve yanındaki yardımcıları, Moskovada fantastik bir alt üst oluşa neden olurlar; tıkır tıkır işleyen pek çok mekanizma, Bulgakovun keskin kara mizahıyla parçalanır, dağılır, bozulur. Bu sırada, akıl hastanesine yatırılmış olan yazar, orada bir Ustayla karşılaşır; Usta, ona kendi yazdığı, Pontius Pilatusla ilgili kitabı, ayrıca Margaritaya olan aşkını anlatır, ki zaten aklını kaybetmesine neden olan da, kaleme aldığı romandır. Tabii şeytan da, Bulgakovun müthiş canlandırma gücüyle kılıktan kılığa girmekte, romandaki her öyküye nüfuz etmektedir. Usta ile Margarita, yirminci yüzyıl edebiyatının başyapıtlarından.

Sovyet edebiyatının önde gelen adlarından olan Mihail Bulgakov, yapıtlarının çoğunda Sovyet bürokrasisini eleştirdi; bu nedenle Sovyet otoriteleriyle pek çok kez karşı karşıya geldi, yazdıkları sansürlendi. Yazarın Usta ile Margarita adlı dev yapıtı ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
banakil jr. bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
banakil jr. okumuş.
Yavaşlık

Yavaşlıkın kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. Kundera, gerçek libertinliğin gücünü görüntünün zorba güçsüzlüğünün karşısına, Epikurosun hazlarını otomobilin karşısına çıkartıyor. (Jean-Pierre Tison, LIRE) Varoluşun dayanılabilir hafifliğinin savunusu. Diderot ile Gogol yüzümüze ayna tutuyorlar: Sanıldığı kadar çirkin değiliz... (Alain Bosquet, MAGAZINE LITTERAIRE) Yavaşlık, ciddi bir roman değil, bir şaka: Gevezeliğin can sıkıcı ciddiliğinde yitmekte olan hazzın gizini, haz aracılığıyla ve haz için yeniden bulmaya çalışan bir kitap. Don Kişot da bir şakaydı. (Pierre Lepape, LE MONDE) Milan Kundera, Roman Sanatından bu yana, kurmaca (fiction) ile denemeyi, deneyim ile imgelemi birleştiren bir roman biçimini ileri sürüyor. Ona göre roman sanatı bütün olanaklarını tüketmiş değil, keşfedilmeyi bekleyen daha bir yığın yol var. (Antoine de Gaudemar, LIBERATION)

Yavaşlıkın kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen k... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
banakil jr. şu an okuyor.
Yavaşlık

Yavaşlıkın kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. Kundera, gerçek libertinliğin gücünü görüntünün zorba güçsüzlüğünün karşısına, Epikurosun hazlarını otomobilin karşısına çıkartıyor. (Jean-Pierre Tison, LIRE) Varoluşun dayanılabilir hafifliğinin savunusu. Diderot ile Gogol yüzümüze ayna tutuyorlar: Sanıldığı kadar çirkin değiliz... (Alain Bosquet, MAGAZINE LITTERAIRE) Yavaşlık, ciddi bir roman değil, bir şaka: Gevezeliğin can sıkıcı ciddiliğinde yitmekte olan hazzın gizini, haz aracılığıyla ve haz için yeniden bulmaya çalışan bir kitap. Don Kişot da bir şakaydı. (Pierre Lepape, LE MONDE) Milan Kundera, Roman Sanatından bu yana, kurmaca (fiction) ile denemeyi, deneyim ile imgelemi birleştiren bir roman biçimini ileri sürüyor. Ona göre roman sanatı bütün olanaklarını tüketmiş değil, keşfedilmeyi bekleyen daha bir yığın yol var. (Antoine de Gaudemar, LIBERATION)

Yavaşlıkın kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen k... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
banakil jr. kütüphanesine ekledi.
Yavaşlık

Yavaşlıkın kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. Kundera, gerçek libertinliğin gücünü görüntünün zorba güçsüzlüğünün karşısına, Epikurosun hazlarını otomobilin karşısına çıkartıyor. (Jean-Pierre Tison, LIRE) Varoluşun dayanılabilir hafifliğinin savunusu. Diderot ile Gogol yüzümüze ayna tutuyorlar: Sanıldığı kadar çirkin değiliz... (Alain Bosquet, MAGAZINE LITTERAIRE) Yavaşlık, ciddi bir roman değil, bir şaka: Gevezeliğin can sıkıcı ciddiliğinde yitmekte olan hazzın gizini, haz aracılığıyla ve haz için yeniden bulmaya çalışan bir kitap. Don Kişot da bir şakaydı. (Pierre Lepape, LE MONDE) Milan Kundera, Roman Sanatından bu yana, kurmaca (fiction) ile denemeyi, deneyim ile imgelemi birleştiren bir roman biçimini ileri sürüyor. Ona göre roman sanatı bütün olanaklarını tüketmiş değil, keşfedilmeyi bekleyen daha bir yığın yol var. (Antoine de Gaudemar, LIBERATION)

Yavaşlıkın kıssasından çıkan hisse şu: Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen k... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
Daha Fazla Göster

banakil jr. şu an ne okuyor?

Usta İle Margarita

%0

Favori Yazarları (6 yazar)

Favori yazarı yok.