Martin Eden bütün J. London yapıtları arasında çok özel bir yere sahiptir. J. London'ın bireyciliğe saldırısı, hiçbir yapıtında, Martin Eden'deki yetkinliğe ulaşamaz. Martin'in coşturucu bir karanlık ve eşsiz bir güçlükle sürdürdüğü savaşım, insan soyunun aydınlanması uğraşında, bireyin kaynağıdır.
Martin Eden bütün J. London yapıtları arasında çok özel bir yere sahiptir. J. London'ın bireyciliğe saldırısı, hiçbir yapıtında, Martin Eden'deki yetkinliğe ulaşamaz. Martin'in coşturucu bir karanlık ve eşsiz bir güçlükle sürdürdüğü sa... tümünü göster
2022'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2022'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
1918'de yayımlanan Dokuzla Dokuz Arasında, 20. yüzyıl başında Viyana'da göçmen üniversite öğrencisi Stanislaus Demba'nın kimliğini bulma çabasını anlatır. Yüzyıl başı, çok etnikli Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda baskın ve otoriter Habsburg kimliğine karşılık bireyin özgürlüğüne, gelişme ve ilerlemeye duyulan inancın; hümanist bir ahlak anlayışının yavaş yavaş taraftar bulmaya başladığı bir dönemdir. Özel ders vererek geçimini sağlayan Demba, kız arkadaşını başka bir erkekle İtalya'ya gitmekten caydırmak için para bulmaya çalışır. Roman, onun bu uğurda şehirde çaresizce koşturduğu bir günü anlatır. Bir yandan da, daha önce üniversite kütüphanesinden yürüttüğü değerli bir kitabı satmak üzereyken yakayı ele vermekten kıl payı kurtulduğu polisten kaçmaktadır. Perutz, küçük burjuvaları, üst sınıfları, bilim insanları, entelektüelleri, kumarbazları ve kibar hırsızlarıyla dönemin Viyana'sındaki hayatı hicveder. Bu karmaşık sosyal çevrede, kadın düşmanlığı, antisemitizm ve yabancı düşmanlığı gibi unsurların bireyin kimliği ve özgür iradesi üzerindeki etkisine işaret eder.
1918'de yayımlanan Dokuzla Dokuz Arasında, 20. yüzyıl başında Viyana'da göçmen üniversite öğrencisi Stanislaus Demba'nın kimliğini bulma çabasını anlatır. Yüzyıl başı, çok etnikli Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda baskın ve o... tümünü göster
Zweig’ın menkıbelerinde hikâye edilen kişiler Tanrı’yı ve kendilerini ararken hayatlarının anlamını bulacaklarına dair umutlarını her daim korurlar. Yazar Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor’da Rahel ile Yakup’un Eski Ahit ’teki hikâyelerini Kutsal Kitap’taki anlatım biçimini anıştıran bir üslupla ve elbette kendi yorumunu katarak aktarır. Üçüncü Güvercinin Hikâyesi’ni de Nuh Tufanı’ndan esinlenerek kaleme almıştır. Nuh’un tufandan sonra suların çekilip çekilmediğini anlamak için gönderdiği üçüncü güvercin geri dönmez. Ancak Zweig’ın öyküsünde güvercinin dönmeyişinin nedeni Eski Ahit ’teki gibi toprağın kuruması değil, her yerde ölüm ve felaket görmesidir. Esin kaynağı Bhagavad Gita olan Ölümsüz Kardeşin Gözleri ise Virata adlı bir savaşçıyla ilgilidir. Bir savaşta bilmeden öldürdüğü ağabeyinin gözleri Virata’yı her yerde izler. İnsanlardan uzakta, günahtan arınmış olarak yaşamını sürdürmeye çalışsa da, eylemlerinin başka insanların yaşamlarını etkilemesine engel olmayacaktır.
Zweig’ın menkıbelerinde hikâye edilen kişiler Tanrı’yı ve kendilerini ararken hayatlarının anlamını bulacaklarına dair umutlarını her daim korurlar. Yazar Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor’da Rahel ile Yakup’un Eski Ahit ’teki hikâyelerini Kutsal Kitap’ta... tümünü göster
Perutz’un 1933 tarihli romanı Şeytan Tozu, Almanya’da Nazilerin aynı yıl iktidara gelmesiyle yasaklandı. Halkı histeriye ve isyana sürükleyen bir laboratuvar deneyinin hummalı öyküsü muktedirleri bu denli rahatsız etmişti. Kitlenin manipülasyonu üzerine ustaca yazılmış, 1930’ların başında geçen bu romanda yazar bizi gizemli bir eski dünya atmosferine buyur eder. Girdiği komanın ardından hastanede bilinci yerine gelen Dr. Amberg, Vestfalya’nın hâlâ feodal dönemi yaşayan uzak bir köyünde doktor olarak işe başladığını hatırlar. Hizmetine girdiği Baron von Malchin, Kutsal Roma İmparatorluğu’nu canlandırma düşleri kurmakta, hatta iktidarı devralacak bir veliaht yetiştirmektedir. Baronun Tanrı inancını dünyaya geri getirmek için laboratuvarda çavdar mahmuzundan damıttığı uyuşturucu ise köy halkını felaketin eşiğine getirmiştir. Amberg’in hatırladığı bütün bu olaylar gerçek midir? Yoksa doktorların ileri sürdüğü gibi komadayken gördüğü rüyalardan mı ibarettir?..
(Tanıtım Bülteninden)
Perutz’un 1933 tarihli romanı Şeytan Tozu, Almanya’da Nazilerin aynı yıl iktidara gelmesiyle yasaklandı. Halkı histeriye ve isyana sürükleyen bir laboratuvar deneyinin hummalı öyküsü muktedirleri bu denli rahatsız etmişti. Kitlenin manipülasyonu üze... tümünü göster