TUTKUSU HÜRREM, GÜCÜ SÜLEYMAN, MASUMİYETİ İSE ESARETİYDİ!..
Üç kıtaya yayılan bir imparatorluk, sayısız entrikanın döndüğü bir saray, güç ve tutkunun kızı bir güzel, üç kalp ve bir aşk.
Osmanlı Sarayı’nın muhteşem atmosferinde, kudretle, aşkla kuşatılmış bir hayattı onunki. Çevresinde korkunç ölüm oyunları örülüyor, gölgelere sinmiş suikastçiler fırsat kolluyordu. Yaşamak için öldürmek zorunda kalmayı kabullenemeyen masum bir kalp ve çaresiz, telaşlı çırpınışları Osmanlı’nın unutulmaz dönemlerinden birinin saklı kılavuzuna dönüşecekti. Mihrimah’ı, elle tutulur hiçbir özelliği olmayan bir adamla evlenmeye zorlayan korkunç sır, annesi Hürrem’le arasındaki anlaşmada gizliydi. O güçte bir annenin, o tutkuda bir babanın kızı, Hafza’nın torunu, Sinan’ın açmazı, Rüstem’in gelini olmanın aykırı bir bedeli vardı. Artık ne Barbaros Hayreddin Paşa’nın kadırgaları, ne de Mimar Sinan’ın göğe astığı kubbeler güldürebilirdi kırgın prensesin yüzünü. Gözlerine çöreklenen tuhaf derinliğin esiri Mihrimah, kalbinden geriye kalan koca boşluğu, adını tarihe kazıyarak dolduracak ve…
…Hürrem-Mihrimah işbirliği, Cihan Devleti’nin kaderini değiştirecekti.
MUHTEŞEM SÜLEYMAN İLE BÜYÜK AŞKI, MOSKOF CARİYE HÜRREM’İN MAHZUN VE GÜZEL KIZIYDI MİHRİMAH.
İKTİDAR SAVAŞALRI VE AŞKLA YAZILMIŞ KADERİNİ, SÜSLÜ SARAY SALONLARINDA BİR YÜK GİBİ TAŞIDI.
TUTKUSU HÜRREM, GÜCÜ SÜLEYMAN, MASUMİYETİ İSE ESARETİYDİ!..
Üç kıtaya yayılan bir imparatorluk, sayısız entrikanın döndüğü bir saray, güç ve tutkunun kızı bir güzel, üç kalp ve bir aşk.
Osmanlı Sarayı’nın muhteşem atmosferinde, kudretle, aşkla ... tümünü göster
Güneş doğudan değil, Nurbanu'nun gözlerinde doğar. Yıldızlar Nurbanu'nun gözlerinde parıldar...Cariye Cecilia'nın yolu, Hürrem'in kızı Mihrimah'la kesişti.Mihrimah, "Senin adın artık Nurbanu olsun," dedi. "Tanrının ışığını saçan Kraliçe."İktidar hırsıyla bilenmiş iki kadın.Aşka tutsak düşmüş iki erkek.Tutku, entrika, tuzak, ödenemeyen bedeller.
Güneş doğudan değil, Nurbanu'nun gözlerinde doğar. Yıldızlar Nurbanu'nun gözlerinde parıldar...Cariye Cecilia'nın yolu, Hürrem'in kızı Mihrimah'la kesişti.Mihrimah, "Senin adın artık Nurbanu olsun," dedi. "Tanr... tümünü göster
İhanet Hiç Uyumaz!
Osmanlı Haremi. İhtişam Aşkı. Esaret Ateşi.
Ve İki Kadın.
Kader zarını atar, Nurbanu Valide Sultanla, küçük kuzeni Sophia Baffonun yolları yıllar sonra Osmanlı Hareminde kesişir. Sophia Baffonun ihtişam aşkıyla, esaret ateşi arasındaki gitgelleri bundan sonra yakıcı bir hırsa dönüşür. Göz kamaştırıcı saray hayatı Sophiayı pençesine alacaktır. O, Nurbanu Valide Sultanın bir gecede yedi kere baba olan, çocuklarının sayısını kimsenin bilmediği, yaşadığı hayatla payitahta isyan tohumları eken veliaht oğlu Üçüncü Muradla evlendirmesi için yoluna çıkmış bir melektir sanki. Sophia gizemli bir nedimeye dönüşür. Altın saçlı Safiye dilden dile dolaşan bir efsanedir artık. Bu arada kuzenlerin yüreğine kuşkular, korkular düşmeye başlamıştır. Nurbanuyla Safiye arasında imparatorluğun hayatını etkileyecek bir iktidar mücadelesi filizlenmeye yüz tutar. Sonunda, Altın Saçlı Safiye efsanesi, çapkın Padişahın kulağına da gider... Ama kaderin daha söyleyecek çok sözü vardır.
Haremin büyülü atmosferinde kadınların bıçak kadar keskin mücadelesi. Fırtına gibi esen entrika, kıskançlık, kin, sevda dolu hayatların romanı.
İhanet Hiç Uyumaz!
Osmanlı Haremi. İhtişam Aşkı. Esaret Ateşi.
Ve İki Kadın.
Kader zarını atar, Nurbanu Valide Sultanla, küçük kuzeni Sophia Baffonun yolları yıllar sonra Osmanlı Hareminde kesişir. Sophia Baffonun ihtişam aşkıyla, esaret ateşi ara... tümünü göster
Suç psikiyatristi olarak polise destek vermekte olan Claps’in suçluların davranış profilini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi çetin bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, unutulmak istemeyen ve şehrin korkulu rüyası olmayı amaçlayan bir seri katil vardır. Çözüm hep avuç içinde gibidir ama bir türlü
ulaşılamamaktadır, aşılan her bir basamak katilin ininin derinliklerine dalmaktan başka bir işe yaramaz.
Polisle satranç oynayan bir seri katil... “Mario Mazzanti ilk kitabını en lezzetli malzemeleri karıştırarak hazırlamış: Satranç,
edebiyat, sinema, opera ve asıl mesleği olan cerrahlık.”
Paperblog
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ve gerçeğin insanın en karanlık hırslarında gizlendiği nefeslerinizi kesecek bir gerilim
romanı.
La Feltrinelli
Suç psikiyatristi olarak polise destek vermekte olan Claps’in suçluların davranış profilini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi çetin bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, ... tümünü göster
1968ler. Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, Gerçekçi ol, imkânsızı iste, diye haykırdığı günlerdi...Böyle bir dünyada, Denizler de özgürlük bayrağını Türkiyede yükseklere taşıdılar. ABDye, NATOya, yurtlarını yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekmek isteyenlere en iyi cevabı eylemleriyle, yürüyüşleriyle, cesaretleriyle verdiler.Ve egemenler, bu özgürlük kabarışının intikamını 12 Mart karanlığında üç gençten çıkarmak istediler. Somut hiçbir yasal dayanak olmadan Denizi, Yusufu, Hüseyini ve nice arkadaşlarını idamla yargılayıp, Asalım, asalım! çığlıklarıyla darağacına göndererek özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini boğmaya çalıştılar...Baskı altında geçen yirmi iki yılın ardından, bu yeni basımıyla Darağacında Üç Fidanı sunarken, bugün koyu bir karanlığın ve ahlâksızlığın içine itilmek istenen yurdumuzda, gözlerimizde hâlâ bir umut ışığı, darağaçlarında solmayan üç fidanın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz...
1968ler. Yazılı tarihin en barbar asrının en umutlu, en ışıklı, en cesur günleriydi. Coşkun bir devrimci dalganın bütün dünyayı sarstığı, onlarca ülkede milyonlarca insanın ayağa kalkarak, Gerçekçi ol, imkânsızı iste, diye haykırdığı günlerdi...Böyle... tümünü göster