1875'te Prag'da doğdu. Önce keşişlerin yönettiği seçkin bir okulda, daha sonra askeri okullarda okudu. Askeri eğitim duygusal mizacına aykırı olduğu için okuldan ayrıldı. Prag'daki Karlova Üniversitesi'nde Alman edebiyatı ve sanat tarihi öğrenimi gördü. Kendini derslere veremediğini görünce üniversiteyi bırakıp sanatçı çevreleri ve kozmopolit havasıyla kendisine çekici gelen Münih'e gitti. Arayış içinde sürekli gezilere çıktığı, düşlerini başkalarıyla paylaşmaya çalıştığı olgunluk dönemi bundan sonra başladı. 1897 baharında tanıştığı Lou Andreas-Salomé'yle birlikteliği, Rilke'nin yaşamında bir dönüm noktası oldu. Rusya'da yazdığı ve 1905'te yayınlanan üç bölümlük şiir dizisi Saatler Kitabı, olgunluk döneminin başlangıcı sayılır. 1907-08'de yayınlanan Yeni Şiirler'de topladığı şiirler ise Rilke'nin Paris yıllarında lirik Alman şiiri geleneğinden kopuşunu temsil eder.
1904'te Roma'da yazmaya başladığı Malte Laurids Brigge'nin Notları, Yeni Şiirler'in düzyazı karşılığı sayılabilir. Rilke, daha sonra yazmayı bırakmayı düşünecek kadar ağır bir bunalıma girdi; kısa şiir dizisi Meryem'in Yaşamı dışında 13 yıl hiçbir şey yayınlamadı. 1912'nin başında Trieste yakınlarındaki Duino Şatosu'nda kaldığı sırada iki uzun ağıt yazdı. 1922'de, yaratıcı gücüne bir kez daha kavuştuğu İsviçre'de, yıllar önce başladığı Duino Ağıtları'nı bitirdi. Aynı yıl yeni biçim denemelerine giriştiği son büyük yapıtlarını verdi. 1926'da Cenevre Gölü kıyısında bir sanatoryumda öldü...
1875'te Prag'da doğdu. Önce keşişlerin yönettiği seçkin bir okulda, daha sonra askeri okullarda okudu. Askeri eğitim duygusal mizacına aykırı olduğu için okuldan ayrıldı. Prag'daki Karlova Üniversitesi'nde Alman edebiyatı ve sanat tarihi öğrenimi gör... tümünü göster
Barış Bıçakçı 1966'da Adana'da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte, Ocak 1994 ve Ekim 1997 tarihlerinde iki şiir kitabı yayımladı. İlk romanı Herkes Herkesle Dostmuş Gibi (2000) yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. İletişim Yayınları'nca yayımlanan diğer kitapları: Veciz Sözler (2002), Aramızdaki En Kısa Mesafe (2003), Bizim Büyük Çaresizliğimiz (2004), Baharda Yine Geliriz (2006), Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra (2008), Sinek Isırıklarının Müellifi (2011).
Not: Kendisinin internet üzerinde paylaşılmış hiçbir fotoğrafı yoktur. İnternette Barış Bıçakçı fotoğrafı diye paylaşılan fotoğraf, "Bizim Büyük Çaresizliğimiz" filminin yönetmeni Seyfi Teoman'a aittir.
Barış Bıçakçı 1966'da Adana'da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte, Ocak 1994 ve Ekim 1997 tarihlerinde iki şiir kitabı yayımladı. İlk romanı Herkes Herkesle Dostmuş Gibi (2000) yılında İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. İle... tümünü göster
Rus roman yazarıdır. Çocukluğunu sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçiren Dostoyevski, annesinin ölümünden sonra Petersburg'taki Mühendis Okulu'na girdi. Babasının ölüm haberini burada aldı. Okulu başarıyla bitirdikten sonra İstihkâm Müdürlüğü'ne girdi. Bir yıl sonra istifa ederek buradan ayrıldı.Ordudan ayrıldıktan sonra edebiyata yönelen Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar, 1846 yılında yayımlandı. Bu eserinin ardından yazdığı kitaplarla beklediği başarıya ulaşamayan Dostoyevski'nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı.
1849 yılında devlet aleyhindeki bir komploya karıştığı iddiası ile tutuklandı. On ay hapisanede kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile affedildi. Cezası dört yıl kürek, dört yıl da adî hapse dönüştürüldü. Cezasını çekmesi için Sibirya'da bulunan Omsk Cezaevi'ne gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete verildi. Subaylığa kadar yükseldi. 1857 yılında Maria Dmitrievna Isayeva ile evlendi. Beş yıl boyunca görev yapan Dostoyevski, 1859 yılında özgür bırakıldı ve Petersburg'a yerleşti.
Petersburg'a döndükten sonra Ezilenler (1861) ve Ölüler Evinden Anılar (1862) adlı eserleri yazdı. Kardeşiyle birlikte iki dergi çıkardı. 1862'de arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan darlığa düştü. Bu dönemde Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870) ve Ecinniler (1872) gibi eserleri yazdı. Eşinin ölümünden sonra sekreteriyle evlendi. Yeniden borçlandı ve kumaranelerde gezmeye başladı. Kızının ölümünün ardından büyük bir sarsıntı geçirdi. Delikanlı (1875), Bir Yazarın Günlüğü (1876) ve Karamazov Kardeşler (1879) adlı eserlerinde yazarlık hayatı boyunca konu edindiği temaları yeniden ele aldı. Karamazov Kardeşler adlı yapıtını üç yılda bitiren Dostoyevski, bir ciğer kanamasıyla yatağa düştü ve 28 Ocak 1881 tarihinde öldü.
Dostoyevski için 31 Ocak 1881 tarihinde yapılan cenaze töreninde yaklaşık otuz bin kişi tabutunun arkasından yürüdü.Dünya edebiyatını en çok etkileyen ve en çok okunan yazarlardan biri olan Dostoyevski'nin eserleri birçok 20. yüzyıl düşünürünün fikirlerini derinden etkiledi.
Rus roman yazarıdır. Çocukluğunu sarhoş bir baba ve hasta bir anne arasında geçiren Dostoyevski, annesinin ölümünden sonra Petersburg'taki Mühendis Okulu'na girdi. Babasının ölüm haberini burada aldı. Okulu başarıyla bitirdikten sonra İstihkâm Müdürl... tümünü göster
Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar.1930'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir.Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad'da Zülfü Livaneli'nin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: İç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz Dengesi.
Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar.1930'lu yılla... tümünü göster