Günümüz Türk şiirinde Edip Canseverin önemli bir yeri olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ben Ruhi Bey Nasılım Edip Canseverin, Tragedyalar ile Çağrılmayan Yakup kitaplarının bir uzantısı sayılabilir. Cansever bu kitabında da insanın trajik varlığına eğilmiş, saptamanın, sergilemenin de ötesinde, insanın aşama gücünü hiçbir durumda yitiremeyeceğini bir daha kanıtlamıştır. Ben Ruhi Bey Nasılım bu yargıyı kanıtlayan bir Edip Cansever şiiridir.
Günümüz Türk şiirinde Edip Canseverin önemli bir yeri olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ben Ruhi Bey Nasılım Edip Canseverin, Tragedyalar ile Çağrılmayan Yakup kitaplarının bir uzantısı sayılabilir. Cansever bu kitabında da insanın trajik varlığına eğil... tümünü göster
Brechti Anlamak yıllar sonra yeni basımına yer verdiğimiz bir Metis klasiği. İlk kez 1984te yayımlamıştık. Kitabın önemi yirminci yüzyılın en çok tartışılan sanat ve estetik kuramcılarından Benjamin ile bir tiyatro kuramcısı ve uygulamacısı olarak son derece etkili olan Brechti, aynı zamanda dost olmuş, tartışmış ve birbirini etkilemiş bu iki özel şahsiyeti bir araya getirmesi... Brechtin sanatını Benjamin anlatıyor:Brecht için neyin belirleyici olduğunu bir çırpıda söylemek isteyen bir kişinin şu cümleyi kullanması akıllıca olacaktır: Onun konusu yoksulluktur. Düşünürlerin, varolan pek az sayıdaki geçerli düşüncelerle; yazarların, sahip olduğumuz pek az sayıdaki sağlam formülasyonlarla; devlet adamlarınınsa insanların yetersiz enerji ve zekâlarıyla nasıl yetinmek zorunda olduklarıdır tüm çalışmalarının teması... Brechtin yoksulluğu bir tür üniformadır ve onu bilinçli olarak giyen herkese yüksek bir rütbe verir. Kısacası, insanın makine çağındaki fizyolojik ve ekonomik yoksulluğudur. Devlet zengin, insanlarsa fakir olmalıdır; devlet pek çok şey yapabilmeli ama insanlara az şey yapabilme izni vermelidir. Bu, Brecht tarafından formüle edildiği, verimliliğinin araştırıldığı ve çelimsiz ve dağınık görünüşüyle ortaya çıkarıldığı şekliyle, yoksulluğun genel insan hakkıdır.
Brechti Anlamak yıllar sonra yeni basımına yer verdiğimiz bir Metis klasiği. İlk kez 1984te yayımlamıştık. Kitabın önemi yirminci yüzyılın en çok tartışılan sanat ve estetik kuramcılarından Benjamin ile bir tiyatro kuramcısı ve uygulamacısı olarak so... tümünü göster
Bertolt Brecht, Bay Keunerin Öykülerini ilk kez 1930 yılında, Berlinde yayımlamaya başladı. Bu yayın, yaşamı boyunca sürdü. Bu öyküler, Brechtin kendi dünya görüşünü, yaşamın türlü yansımalarına yedirerek dile getirdiği bir araç niteliğindedir. Brecht açısından bir tür beyin cimnastiği de sayılabilecek bu öyküler, meraklısına, Brechtin düşünce dünyasının kapılarını açabilecek en değerli anahtarlardan biridir.
Bertolt Brecht, Bay Keunerin Öykülerini ilk kez 1930 yılında, Berlinde yayımlamaya başladı. Bu yayın, yaşamı boyunca sürdü. Bu öyküler, Brechtin kendi dünya görüşünü, yaşamın türlü yansımalarına yedirerek dile getirdiği bir araç niteliğindedir. Brech... tümünü göster
Araştırmacı yazar Günter Wallraff, Türk işçi Ali Levent Sığırlıoğlu’nun kılığına girerek sosyal merdivenin en alt basamağında yaşadı.
Gazeteci Wallraff, araştırma röportajlarıyla çok tanınıyordu. Örneğin daha önce yazdığı bir kitapla Bild Gazetesi’nin yazılarıyla insanları yönlendirdiğini ortaya çıkarmıştı. 21 Ekim 1985’te de Türk işçisi Ali Levent Sığırlıoğlu’nun kılığına girerek kiralık işçi olarak çalıştığı dönemi anlatan “En Alttakiler” kitabı yayınlandı. Bu kitapta siyah peruk ve koyu renk lenslerle bir Türk işçisi kılığına giren Wallraff sanayi montaj firmasındaki iki yıllık hayatını hikaye ediyor.
O dönem, tam Almancası “kiralık firma” olarak çevrilen bazı kuruluşlar kendilerine kaydolan işçileri başka firmalara kiralıyorlardı. Wallraff ve mesai arkadaşları birçok firmanın yanısıra Thyssen’in fabrikalarını da temizliyorlardı. Çoğu yabancı olan işçiler için 24 saatlik vardiyalarda, insan sağlığı için çok gerekli olan kask ve maske gibi sağlık araç ve gereçlerin olmaması hiç de yadırganacak bir olay değildi. Thyssen’in temizlik firmasına ödediği 52 Marklık saat ücretinin 25 Mark’ı kiralık firmaya ödeniyordu. Zincirin son halkası olan ‘Ali’ bu paranın sadece 9 Mark’ını alabiliyor, üstelik ‘Ali’nin sağlık ve sosyal sigortası da ödenmiyordu. Modern köle ticareti!
Araştırmacı yazar Günter Wallraff, Türk işçi Ali Levent Sığırlıoğlu’nun kılığına girerek sosyal merdivenin en alt basamağında yaşadı.
Gazeteci Wallraff, araştırma röportajlarıyla çok tanınıyordu. Örneğin daha önce yazdığı bir kitapla Bild Gazetesi... tümünü göster
Bando ne kadar neşeli, ne kadar canlı çalıyor, insana yaşama isteği veriyor. Aman Yarabbi! Zaman geçecek, biz de büsbütün uzaklaşacağız. Unutulacağız. Yüzlerimizi, seslerimizi, kaç kişi olduğumuzu unutacaklar. Ama çektiğimiz acılar, bizden sonra yaşayacaklar için bir neşe olacak... Yeryüzünde sevinç ve barış olacak. Şu anda yaşayanları iyi sözlerle yad edecekler
Bando ne kadar neşeli, ne kadar canlı çalıyor, insana yaşama isteği veriyor. Aman Yarabbi! Zaman geçecek, biz de büsbütün uzaklaşacağız. Unutulacağız. Yüzlerimizi, seslerimizi, kaç kişi olduğumuzu unutacaklar. Ama çektiğimiz acılar, bizden sonra yaşa... tümünü göster
bilaare şu anda kitap okumuyor.