Catherine Gehrigin Swinburne Müzesinde çalışan ilk kadın horolojist; zaman ölçerleri, saatleri, otomatonları ve diğer kurmalı motorları restore edip çalışmasını sağlayan bir uzman.
Kırklı yaşlarına merdiven dayamış Catherine, on üç yıllık gizli sevgilisi Matthew Tindall'ın ani ölümü üzerine sarsılacaktır. Acısını ya da sırrını paylaşacağı kimsesi yoktur. Ne var ki cenaze töreninde sıradan bir arkadaş rolü oynamaya da yüreği elvermez. O da elinde kalan yegane şeye, işine sarılır. Önünde yeni bir proje vardır: bir otomatonu oluşturacak olan vidalar, zemberekler, halkalar, cam çubuklar ve yaylarla dolu bir sandık. Sandığın yanındaysa bir zamanlar bu otomatonu tamir edebileceği umuduyla, İngiltereden kalkıp Karlsruheye giden Henry Brandling'e ait, yüz elli altı yıl önce yazılmış, on bir defter...
Gözyaşının Kimyasında Peter Carey, mekanik bir aletin yapım ve restore çalışmasının iç içe geçtiği bir anlatıda, insanın gizli, derin, mahrem yanını tartışıyor. Henry'nin ümitsizliği, Catherine'in yapayalnızlığıyla harmanlanıyor. Catherine, otomatonun sandıklarda yığılı her parçasını restore ederken, onun paramparça olmuş hayatında sorgulayıcı bir yolculuğa çıkıyoruz.
"Ne benim esrarı, ruhlarla açıklayacak vaktim vardı ne de Matthew'un. Çünkü bizler merak duygusunu ve Vermeer ile Monet'ye hayranlığını yitirmeyen karmaşık, kimyasal makinelerdik. Bedeni tuzlu suda yüzen, batan güneşin karşısında coşku duyan makineler. Fakat şimdi ışığım gitmişti. Bir saat içinde toprağa gömülecekti. Bense sanki bir farenin gazeteden yuvasını eşeliyordum."
Catherine Gehrigin Swinburne Müzesinde çalışan ilk kadın horolojist; zaman ölçerleri, saatleri, otomatonları ve diğer kurmalı motorları restore edip çalışmasını sağlayan bir uzman.
Kırklı yaşlarına merdiven dayamış Catherine, on üç yıllık gizli se... tümünü göster
Yüzlerce yıl boyunca, Çinden Kuzey Afrikaya uzanan ve Çin, Çin Hindi, Hindistan, İran, Irak, Türkiye, Suriye ve Mısırı kapsayan bir alanda anlatılan Binbir Gece Masalları, ilk kez Antoine Galland tarafından düzenlenip Fransızcaya çevrilerek (1704-17, 12 cilt) dünyaya tanıtıldı. Bugüne kadar bellibaşlı bütün dillere çevrilen bu masallar, Gallanddan çok daha öncesinden başlayarak, edebiyattan müziğe, sinemadan baleye kadar bütün alanlarda pek çok sanatçıyı derinliğine etkiledi, defalarca işlendi, yeniden yorumlandı, taklit edildi.Binbir Gece Masalları, sadece insanların düşgücünü ateşlemekle kalmadı; bilinen en eski örneğini oluşturduğu çerçeve öykü tekniğiyle de, hem geçmişte hem de günümüzde, dünya edebiyatını en çok etkileyen kitapların başındaki yerini korudu.Alim Şerif Onaran (1921-2000), Binbir Gece Masallarını ilk kez tam metin halinde dilimize kazandırdı. Orhan Pamuk, gözden geçirilmiş bu yeni basım için bir sunuş yazdı. Size kalan sadece Açıl susam açıl! demek...
Yüzlerce yıl boyunca, Çinden Kuzey Afrikaya uzanan ve Çin, Çin Hindi, Hindistan, İran, Irak, Türkiye, Suriye ve Mısırı kapsayan bir alanda anlatılan Binbir Gece Masalları, ilk kez Antoine Galland tarafından düzenlenip Fransızcaya çevrilerek (1704-17,... tümünü göster
DEHŞET ÖYKÜLERİMetzengersteinŞişede Bulunan MektupRandevuBerenikeMorellaLigeiaUsherların ÇöküşüWilliam WilsonMaelströme DüşüşOval PortreKızıl Ölümün MaskesiKuyu ve SarkaçBoşboğaz YürekKara KediDiri Diri GömülmeTerslik ŞeytanıAmontillado FıçısıAksak Kurbağa ya da Zincire Vurulmuş Sekiz OrangutanGİZEMLİ ÖYKÜLER & DEDEKTİF ÖYKÜLERİKalabalıkların AdamıMorgue Sokağı CinayetiMarie Rogetnin EsrarıÇalınan MektupAltın BöcekO Adam SensinDikdörtgen SandıkPOLİTİK TAŞLAMALARBir Bedende Dört Hayvan İnsan-DevaslanparsTükenmiş Adam
DEHŞET ÖYKÜLERİMetzengersteinŞişede Bulunan MektupRandevuBerenikeMorellaLigeiaUsherların ÇöküşüWilliam WilsonMaelströme DüşüşOval PortreKızıl Ölümün MaskesiKuyu ve SarkaçBoşboğaz YürekKara KediDiri Diri GömülmeTerslik ŞeytanıAmontillado FıçısıAksak K... tümünü göster
Thomas Mann’ın son eseri olarak tasarladığı Doktor Faustus (1943-1947), kendini şeytana adayan bir sanatçının romanıdır. Besteci Adrian Leverkühn’ün kurmaca biyografik romanında Thomas Mann, tarihsel Faust mitini yeniden canlandırır ve döneminin büyük tehlikeler içeren sorunsalı nasyonal sosyalizmle ilişkilendirir. Mann’ın, gelişkin toplum ruhunun insan bedeninde arkaik ilkelliğe teslim oluşu şeklinde yorumladığı, tehdidini toplumsal alanda bugün de fazlasıyla hissettiren bu siyasi sorunsal, romanda estetik ruh ile burjuva yaşamı arasındaki uçurum olarak karşımıza çıkar. Doktor Faustus, besteci Adrian Leverkühn’ün yaşamını, dostu Dr. Serenus Zeitblom’un geriye dönük perspektifinden anlatır. Zeitblom, 23 Mayıs 1943 tarihinde başladığı biyografik anlatıyı, bestecinin eserleri, yaşamına ilişkin notları ve savaş yılları hakkındaki gözlem, düşünce ve yorumlarıyla besleyerek sürdürür. Bu bağlamda romanın zamansal çerçevesi, Mann’ın da bizzat yaşadığı 1884-1945 yılları arasına denk düşer. Bu sanatsal yöntemle kurmaca bir biyografiyi dönemin gerçekliğiyle bir araya getiren Thomas Mann, Leverkühn’ün kaderi ile Almanya’nın kaderi arasında paralellik kurar.
Doktor Faustus’un kahramanı Adrian Leverkühn mağrur, duygusallıktan uzak, akılcı karakteriyle ön plana çıkan yetenekli bir bestecidir. Aslında bir sanatçıya göre fazlasıyla akılcıdır; yine de ruhu, yaratma arzusu ve istenciyle dolup taşar. Leverkühn’ün mahkûm olduğu bu duygusal gerilim, ruhunun tutukluklarından kurtulmasının önünde sürekli bir engel teşkil eder. Şeytanla anlaşma da işte bu noktada yapılır: Adrian Leverkühn’ün elinden tutan şeytan ona dâhiyane eserler yaratma gücü bahşederken, aynı zamanda onu korkunç bir sona doğru da sürükler: Zührevi bir hastalık, Leverkühn’ün deha ve dâhi olma yolundaki engellerini kaldırır; frengi ona yaratıcı zihnin dışavurumu olmaksızın anlamsız kalmaya mahkûm bir varoluştan kurtulma olanağı sağlar. Ancak kötülüğün sağlayabileceği bir deha, bir yaratıcılıktır bu ve Thomas Mann estetiğinde halkların faşizmle zehirlenmesini temsil eder.
Bu büyük roman, adından da anlaşılabileceği üzere, Faust miti ile bağlantılı bir sanatçı romanı, çağ romanı, dönemin Münih’ini olanca gerçekliğiyle göz önüne seren bir toplum romanı, müziği dil ile ifade etmeyi amaçlayan deneysel bir roman ya da anlatının bütününe yayılan sanat kuramına ilişkin bir deneme olarak da farklı perspektiflerden okunabilir.
Thomas Mann’ın son eseri olarak tasarladığı Doktor Faustus (1943-1947), kendini şeytana adayan bir sanatçının romanıdır. Besteci Adrian Leverkühn’ün kurmaca biyografik romanında Thomas Mann, tarihsel Faust mitini yeniden canlandırır ve döneminin büyü... tümünü göster
Son 10 yılda yaşadığımız her şey
"Beş gazetenin arşivinden 460 bin sayfa taradım. Sırf arşiv taraması 1.5 senemi aldı. İsim Şehir Hayvan ve İsim Şehir Bitki gibi köşe yazılarımdan derleme değil... Sıfırdan yazıldı. 3 Kasım 2002'de başlıyor. Bugüne kadar geliyor. Çıraklık, kalfalık, ustalık diye üç bölümden oluşuyor."
Yılmaz Özdil, Hürriyet, 30 Temmuz 2013
Bir tablo hayal edin.
Sanat eseri.
Miras. Size ait.
Tuvali, Türkiye coğrafyası.
Boyası, şehit kanı, alın teri.
Her sabah uyanıyorsunuz.
Gururla seyrediyorsunuz.
Ama, birileri her sabah sizden önce uyanıp o tablonun başına geçiyor
ve orasına burasına minik minik fırça darbeleri atıyor.
Her sabah bir minik fırça darbesi.
Usta işi.
Küçük küçük değişiyor tablo.
Aniden değil.
Milim milim.
Alıştıra alıştıra.
Yedire yedire.
Aradan yıllar geçiyor.
Tablo, o tablo olmaktan çıkmış!
Komple değişmiş.
Dedim ya, kanıksamışsınız.
Bakıyorsunuz bakıyorsunuz...
Tablo, hâlâ aynı tablo zannediyorsunuz.
Peki ne yapılabilir?
Fark, nasıl fark edilebilir?
Orijinalin aslında ne kadar değiştiği...
Ne hale getirildiği...
İlk bakışta nasıl anlaşılabilir?
Tek çare var. Kıyas.
Tablonun ilk haliyle...
Son halini yan yana koymalı.
Son 10 yılda yaşadığımız her şey
"Beş gazetenin arşivinden 460 bin sayfa taradım. Sırf arşiv taraması 1.5 senemi aldı. İsim Şehir Hayvan ve İsim Şehir Bitki gibi köşe yazılarımdan derleme değil... Sıfırdan yazıldı. 3 Kasım 2002'de başlıy... tümünü göster