bizimnihan

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
bizimnihan okumuş.
Genç Kız Kalbi

Mehmet Raufu Eylülden tanıyanlar onun insan psikolojisini yansıtmaktaki ustalığını hatırlayacaklardır. Genç Kız Kalbinde İzmirden İstanbula amcasının yanına çeşitli hayaller ve beklentiler içinde gelen bir genç kızın başından geçen olaylar, bu olayların kızın ruhunda bıraktığı derin izler yine onun tuttuğu günlük vasıtasıyla bizlere aktarılıyor. Genç Kız Kalbi bir solukta okunabilecek, psikolojik tahlilleri dikkate değer bir roman.

******

Mehmet Raufun tıpkı Eylül gibi kişilerinin psikolojik tahlilleri üzerinde durduğu romanlarından birisidir.Pervin, ailesi tarafından titiz bir eğitimle yetiştirilmiş, kültürlü ve güzel bir genç kızdır. Yaşamayı ve eğlenmeyi sever. En büyük dileği, gönlünün sevebileceği, anlayışlı ve kültürlü bir erkekle evlenip mutlu olmaktır.Onun için İzmirden İstanbula gider, herkesi kendi duygu ve düşüncelerine göre inceler ve anlatır. Evlilik, aşk vb. konularda derinlemesine gözlemlerde bulunur.Bir solukta okuyabileceğiniz, duygusal bir roman...

************

İç Dünyası ile dış dünyası arasındaki kavgayı iç dunyasından yana kaybeden genç bir kızıl hayal kırıkları...
M. Rauf, eserlerinde hayatın merkezine aldığı aşk yörüngesinde sürüp giden ruh tahlillerine ve kişilik çözümlemelerine, Genç Kız Kalbiyle yeni bir boyut katıyor ve yerleşik hayat tarzına yer yer toplumsal eleştiriler getiriyor. Yazarın gösterişli bir dile kaleme aldığı eserin, özellikle genç okuyucu kitlesine yararlı olması düşüncesiyle hem orijinal metni hem de sadeleştirilmiş metni birlikte sunuyoruz.

******

Mehmet Raufu Eylülden tanıyanlar onun insan psikolojisini yansıtmaktaki ustalığını hatırlayacaklardır. Genç Kız Kalbinde İzmirden İstanbula amcasının yanına çeşitli hayaller ve beklentiler içinde gelen bir genç kızın başından geçen olaylar, bu olayla... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 4 ay
Profil Resmi
bizimnihan okumuş.
Statü Endişesi

Bu kitap, hepimizin içini kemiren ancak pek nadir ifade edebildiğimiz bir korkuyu su yüzüne çıkarıyor: başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü korkusu. Başarısızlığımızın toplum tarafından acımasızca yargılanacağı hissi. Bir başka deyişle bu kitap, evrensel bir endişeye, statü endişesine ayna tutuyor.Alain de Botton, yine zarafet ve incelikle statü endişemizin nereden kaynaklandığını ve onu yenmek için neler yapabileceğimizi anlatıyor bize. Felsefecilerin, sanatçıların ve yazarların yardımıyla, statü endişesinin tarihsel öyküsünü ve tarih boyunca bu endişeyi yenmeye çabalamış hareketleri inceliyor. Toplumun acımasız yargılarına karşı kalkanlar edinen ve bu yolla mutluluğa ulaşmaya çalışan yalın ayaklı filozofların, üstsüz bohemlerin, komedyenlerin, şair ve ressamların bir resmi geçidini sunuyor okura.Sonuç: bu kitap yalnızca eğlendirmiyor, düşüncelerimizi de kışkırtıyor. Felsefenin yardımıyla toplumsal kaygılarımızdan kurtulmamızı sağlayan, yürek hafifleten bir kitap.Kitabı okuyanlar, belki yıllardır ruhlarını kemiren statü endişesinden arınmış olacaklar.

Bu kitap, hepimizin içini kemiren ancak pek nadir ifade edebildiğimiz bir korkuyu su yüzüne çıkarıyor: başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü korkusu. Başarısızlığımızın toplum tarafından acımasızca yargılanacağı hissi. Bir başka deyişle bu kitap... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 4 ay
Profil Resmi
bizimnihan okumuş.
Gözün Hikayesi

1928 yılında yayınlanan Gözün Hikâyesi, birçok edebiyatçının gözünde, 20. yüzyıl aykırı edebiyatının en önemli eseridir. Elinizdeki kitap, Gözün Hikâyesi yanında iki büyük yazarın, Barthes ve Sontag'ın Gözün Hikâyesi ve Bataille'ı tanıtan ve öneminin nedenlerini açıklayan metinlerini de okuma olanağı veriyor...

Bataille'ın üslup olarak Sade'a pek çok şey borçlu olduğu doğrudur. Ama Sade, erotik kombinasyonların çetelesini tutarken, Bataille'da bir dizi nesnenin huzursuzluğuyla ve maddelerin keşfiyle karşılaşırız. Bataille'ın üslubu, insanın gerçek doğasına dokunuyor; çevrimler sonucunda bizi çarpıcı bir şeye ulaştırıyor: Edebiyata.
Roland Barthes

Gözün Hikâyesini bu kadar güçlü ve rahatsız edici yapan neden, Bataille'ın, pornografinin nihai anlamda cinselliğe değil, ölüme dair olduğunu daha iyi anlamasıdır. Gözün Hikâyesi, okuduğum bütün aykırı kitapların en başarılısıdır.
Susan Sontag

1928 yılında yayınlanan Gözün Hikâyesi, birçok edebiyatçının gözünde, 20. yüzyıl aykırı edebiyatının en önemli eseridir. Elinizdeki kitap, Gözün Hikâyesi yanında iki büyük yazarın, Barthes ve Sontag'ın Gözün Hikâyesi ve Bataille'ı tanıtan v... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 4 ay
Profil Resmi
bizimnihan okumuş.
Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine

Bir şey ne kadar soylu ve mükemmel ise onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır. Erkek akli melekesinin ve ruhi kabiliyetlerin olgunluğuna yirmi sekizinden önce nadiren ulaşır; kadınlar ise henüz on sekiz yaşlarında; fakat kadınların durumunda bu çok zayıf ve dar sınırlar dahilinde gerçekleşir. Bu sebepten ötürüdür ki kadınlar bütün hayatları boyunca çocuk kalırlar, çünkü her zaman içinde bulundukları ana sıkı sıkıya bağlı kalarak sadece kendilerine en yakın olanı, olmak üzere olanı görürler, gerçek yerine bir şeyin görünüşüne teslim olurlar ve en önemli işlere karşı önemsiz şeyleri tercih ederler... Eski zamanlarda Almanların yaptığı gibi, güç ve nazik meselelerde kadınlara danışmak hiçbir surette hafife alınacak bir mevzu değildir; çünkü onların meseleleri kavrayış ve değerlendiriş şekli bizimkinden oldukça farklıdır.
A. Schopenhauer

Bir şey ne kadar soylu ve mükemmel ise onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır. Erkek akli melekesinin ve ruhi kabiliyetlerin olgunluğuna yirmi sekizinden önce nadiren ulaşır; kadınlar ise henüz on sekiz yaşlarında; fakat kadınların durumu... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 4 ay
Profil Resmi
bizimnihan okumuş.
Nietzsche Ağladığında

Yoğun ve sürükleyici olan yeni bir düşünce romanı sunuyoruz: Nietzsche Ağladığında. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek... Sahne Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyanası. Entelektüel ortamlar. Hava soğuk. Aktörler Nietzsche: Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş. Acılarıyla barışmış. İhaneti tatmış. Tek sahip olduğu şey, valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar. Karısı, toplumsal görevleri ve vatanı yok. İnzivayı seviyor. Tanrıyı öldürmüş. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır, diyor. Daha sonra kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz? diyecek. Ümitsiz. Breuer: Efsanevi bir teşhis dehası. Ümitsizlerin kapısını çaldığı doktor. Psikanalizin ilk kurucularından. Kırkında, bütün Avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru olmayı başarmış. Güzel bir karısı ve beş çocuğu var. Zengin. Saygın. Hayatı boyunca ama pozisyonunda yaşamış biri. Freud: Breuer'in arkadaşı. Henüz genç. Geleceği parlak. Şimdi yoksul. Salome: Erkeklerin başını döndüren kadın. Çekici. Özgür. Evliliğe inanmıyor. Bazan aynı anda birçok erkekle beraber oluyor. Sanatçıları ve düşünürleri tercih ediyor. Kırbacı var. Konu: Ümitsizlik. Bir gün, erkeklerin başını döndüren kadın, Salome, Nietzsche'den habersiz Breuer'e gelir. Avrupa'nın kültürel geleceği tehlikede, Nietzsche ümitsiz. Ona yardım edin, der. Breuer Salome'yi tekrar görebilmek umuduyla peki der. Ve varoluşun kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük, irade... ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar... Kendisiyle ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere...

Yoğun ve sürükleyici olan yeni bir düşünce romanı sunuyoruz: Nietzsche Ağladığında. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek... Sahne Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyanası. Entelektüel ortamlar. Hava soğuk. Aktörler N... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 4 ay
Profil Resmi
bizimnihan okumuş.
Ahlakın Soykütüğü Üstüne

Biz yani; idrak edenler, kendimizi tanımıyoruz, kendimiz kendimizi: Bunun da bir sebebi var: Hiçbir zaman kendimizi aramadık ki- bir gün kendimizi bulabilmemiz nasıl mümkün olsun? Haklı olarak denmişti; 'Kalbiniz hazinenizin olduğu yerdedir' diye; bizim hazinemiz, anlayışımızın arı kovanlarının bulunduğu yerdedir. Biz, aklın doğuştan kanatlı hayvanları ve bal toplayıcıları olarak hep oraya doğru gidiyoruz, aslında biz tüm kalbimizle sadece bir tek şeyle ilgileniyoruz- 'eve bir şeyler götürmekle'. Bunun dışında hayatla, yaşananlarla ilgili olanlar- hangimiz bunlar için yeterince ciddiyete sahibiz? Ya da zamana? Bu tür şeylerle korkarım ki hiçbir zaman tam olarak 'ilgilenmedik': Yüreğimiz orada değil işte- hatta kulağımız bile!' Sils- Maria (Önsözden)
'Kendini görmezden gelmek, iyi görmek için gereklidir,' diyen ve 'Bütün yargılayanların gözlerinden bir cellatın baktığını' dile getiren modern çağın önemli düşünürü Friedrich Nietzsche, 'Böyle Buyurdu Zerdüşt' ile aynı yıllarda kaleme aldığı bu kitabında felsefenin temel sorunsalı olan 'ahlak' kavramına farklı ve çarpıcı yorumlar getirerek, derinlikli irdelemelerde bulunuyor.

Biz yani; idrak edenler, kendimizi tanımıyoruz, kendimiz kendimizi: Bunun da bir sebebi var: Hiçbir zaman kendimizi aramadık ki- bir gün kendimizi bulabilmemiz nasıl mümkün olsun? Haklı olarak denmişti; 'Kalbiniz hazinenizin olduğu yerdedir'... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 4 ay
Daha Fazla Göster

bizimnihan şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.