Bir trapez sanatçısı -çok iyi bilinir ki; çalışmaları büyük varyete tiyatrolarına ait kubbelerin yükseklerinde yapılan bu sanat, insanoğlu tarafından en zor kazanılan sanatlardandır- trapeze her çıkışında aynı cesareti gösterebilmek için, önce mükemmellik adına bir çaba, sonraları ise zorba bir alışkanlık olarak, hayatını bütün gün ve gece boyunca trapez üzerinde kalabilecek şekilde düzenlemişti. Zaten son derece ikincil olan bütün ihtiyaçları da onu aşağıdan seyrederek nöbetleşe çalışan ve gerekli olan her şeyi yukarıya gönderip almak için yapılmış özel bir kutu kullanan yardımcılar tarafından karşılanırdı.
Bir trapez sanatçısı -çok iyi bilinir ki; çalışmaları büyük varyete tiyatrolarına ait kubbelerin yükseklerinde yapılan bu sanat, insanoğlu tarafından en zor kazanılan sanatlardandır- trapeze her çıkışında aynı cesareti gösterebilmek için, önce mükemm... tümünü göster
Franz Kafka'nın "Ceza Sömürgesi",garip ve ürpertici atmosferiyle,okuyana, "neyse ki bir rüyaymış" demeyi istetecek denli tedirgin ediciliğiyle ve en önemlisi suç ve ceza arasındaki ilişkiye farklı bir bakış açısı getirmesiyle dikkat çekiyor.
Adı verilmeyen bir adada,ıssız ve bunaltıcı bir vadide,acımasız bir zekayla kurgulanmış bir mekanizmanın suçlu ya da suçsuz olmasına bakılmaksızın, savunması alınmaksızın mahkum kılınmış insanları bürokratik bir katılıkla ve doğal kabul edilen bir yaklaşımla "cezalandırdığı"bir törene, suskun bir gezginle birlikte tanık olur okur. Bir yanda duygusal açıdan olaya mesafeli duran "tanık" gezgin, öbür yanda yasama,yürütme ve yargı yetkilerini kendinde toplamış ve bu sorumluluğu kendini kurban etme derecesine vardıran subay.İkisi arasındaki tezat, edilgenlik/etkenlik, kuşku/inanç, akıl/duygu gibi zıt kavramları mercek altına alıyor ve bunları gerçeklikle baş etmenin karşıt olasılıkları olarak okura sunuyor.
Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı sırada kaleme alınan bu uzun öykü, aynı zamanda 20.yüzyılla birlikte patlak veren,insanın insana karşı totaliter bir acımasızlık sergilediği ve bütün Avrupa'yı etkisine alan şiddet yüklü atmosferin, kendisi bilincinde olmasa da Praglı Kafka'yı da nasıl eline geçirdiğinin izlerini taşıyor.
Franz Kafka'nın "Ceza Sömürgesi",garip ve ürpertici atmosferiyle,okuyana, "neyse ki bir rüyaymış" demeyi istetecek denli tedirgin ediciliğiyle ve en önemlisi suç ve ceza arasındaki ilişkiye farklı bir bakış açısı getirmesiyle... tümünü göster
Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle, muhteşem bir zekâyla dizayn edilmiştir. Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır, anlaman için hırpalar, yorar. Seni sen yapabilmek için ne gerekirse yapmaya hazırdır.
Asla rahat bırakılmazsın.
Öylesine, anlamsız varolmazsın.
Mutluluğa saklanamazsın.
Öyleyse acına sahip çıkmalısın!
Çünkü acı, bilginin bedene inmesidir.
Bilgiyi bedene indirmeli, olman gereken şeye dönüşmelisin.
Bu kitap 'kendine gelmek' için burada olduğunun farkına varabilenlere yazıldı. Fi ile çıkılan yolculuğun tek durağıdır Çi. Sadece farkındalığa giden, değiştiren, mutlaka geliştiren bir yoldur bu ama sunduğu seks, macera, intikam, ihtiras sizi aldatmasın, zordur.
Hayatı değil sistemi yaşadığımızı fark edenler, harakete geçmek için işaret bekleyenler, umursamayanlara karşı umursayanlar, hissedemeyenlere karşı hissedenler adına ve kendi tekamülünde kaybolmuşlar için yazılmış, dengeye adanmıştır. Hayat harekete geçen herkesi varması gereken yere götürür.
(Tanıtım Bülteninden)
Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle, muhteşem bir zekâyla dizayn edilmiştir. Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır, anlaman için hırpalar, yorar. Seni sen yapabilmek için ne gere... tümünü göster
Franz Kafka'nın "Ceza Sömürgesi",garip ve ürpertici atmosferiyle,okuyana, "neyse ki bir rüyaymış" demeyi istetecek denli tedirgin ediciliğiyle ve en önemlisi suç ve ceza arasındaki ilişkiye farklı bir bakış açısı getirmesiyle dikkat çekiyor.
Adı verilmeyen bir adada,ıssız ve bunaltıcı bir vadide,acımasız bir zekayla kurgulanmış bir mekanizmanın suçlu ya da suçsuz olmasına bakılmaksızın, savunması alınmaksızın mahkum kılınmış insanları bürokratik bir katılıkla ve doğal kabul edilen bir yaklaşımla "cezalandırdığı"bir törene, suskun bir gezginle birlikte tanık olur okur. Bir yanda duygusal açıdan olaya mesafeli duran "tanık" gezgin, öbür yanda yasama,yürütme ve yargı yetkilerini kendinde toplamış ve bu sorumluluğu kendini kurban etme derecesine vardıran subay.İkisi arasındaki tezat, edilgenlik/etkenlik, kuşku/inanç, akıl/duygu gibi zıt kavramları mercek altına alıyor ve bunları gerçeklikle baş etmenin karşıt olasılıkları olarak okura sunuyor.
Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı sırada kaleme alınan bu uzun öykü, aynı zamanda 20.yüzyılla birlikte patlak veren,insanın insana karşı totaliter bir acımasızlık sergilediği ve bütün Avrupa'yı etkisine alan şiddet yüklü atmosferin, kendisi bilincinde olmasa da Praglı Kafka'yı da nasıl eline geçirdiğinin izlerini taşıyor.
Franz Kafka'nın "Ceza Sömürgesi",garip ve ürpertici atmosferiyle,okuyana, "neyse ki bir rüyaymış" demeyi istetecek denli tedirgin ediciliğiyle ve en önemlisi suç ve ceza arasındaki ilişkiye farklı bir bakış açısı getirmesiyle... tümünü göster
busradebre şu anda kitap okumuyor.