ALGERNON'A ÇİÇEKLER, bugüne dek 27 dilde 30 ülkede yayınlandı,
5 milyon adetten fazla sattı. Prestijli Hugo ve Nebula ödüllerini kazandı.
Çok düşük bir IQ ile doğan Charlie, bilim adamlarının, zeka seviyesini artıracak deneysel ameliyatı gerçekleştirmeleri için kusursuz bir adaydır. Bu deney Algernon adındaki laboratuvar faresinde test edilmiş ve büyük bir başarı elde edilmiştir.
Ameliyattan sonra, Charlie'nin durumu günlüğüne yazdığı raporlarla takip edilmeye başlanır. İlk yazdığı raporlara çocuksu bir dil ve imla hataları hakimdir. Ve sonra ameliyat etkisini göstermeye başlar. Charlie artık, insanların kendisiyle dalga geçemeyeceğini ve bir sürü arkadaş edineceğini, aşık olduğu kadına açılabileceğini düşünür. Fakat zekası normalin çok üstüne fırladığından, çevresinde yadırganır, kıskanılır ve istemiş olduğu arkadaşları edinmekte yine başarısız olur ve yine yalnızdır...
Bu deney, son derece önemli bir buluş olarak görülüyordu, ta ki Algernon'da ani bir gerileme baş gösterene kadar... Acaba Charlie'de de aynı gerileme olacak mıydı?
"İnandırıcı, sürükleyici ve oldukça dokunaklı bir hikaye." New York Times
"Heyecan verici bir günlük... Bu kitaptaki bazı sahneleri hayatım boyunca aklımdan çıkarabileceğimi sanmıyorum."
The News & Observer
"İnsanı içine çeken bir roman, özgün... Önemini uzun süre kaybetmeyecek bir hikaye." Library Journal
ALGERNON'A ÇİÇEKLER, bugüne dek 27 dilde 30 ülkede yayınlandı,
5 milyon adetten fazla sattı. Prestijli Hugo ve Nebula ödüllerini kazandı.
Çok düşük bir IQ ile doğan Charlie, bilim adamlarının, zeka seviyesini artıracak deneysel ameliyatı gerçe... tümünü göster
Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır.
Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış... Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.
Sıkça komik, kimi zaman trajik ve daima etkileyici Dr. Small, sizleri kariyeri içinde Boston'un kalabalık acil servis koridorlarından başlayıp ülke elitlerinin multimilyon dolarlık kayak localarına dek uzayan bir geziye çıkarıyor. Bu gezi sırasında birbirinden tuhaf gerçek karakterleri anlatırken, bir yandan da esrarengiz histerik körlükle, penisinin küçüldüğüne inanan bir adamla, gizli sürdürülen çifte hayatlarla ve ürkütücü derecede psikotik romantik arzularla baş ediyor. Akıl hocası kendi hastası olduğunda Dr. Small'un kariyeri ve kişisel hayatı tam bir döngüyü tamamlıyor ve Small'un kimsenin zihinsel araştırmanın ötesinde olmadığını anlamasını sağlıyor; kendisinin bile...
(Tanıtım Bülteninden)
Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin ... tümünü göster
Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası'nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, okuyucunun bu sanısını pekiştirmek istercesine, Sineklerin Tanrısı'nın başlıca iki kişisine Mercan Adası'ndaki çocuklardan aldığı Ralph ve Jack adlarını verir. Mercan Adası'nda Ballantyne, oldukça duygusal ve biraz da bön bir iyimserlikle, gemileri battıktan sonra Pasifik Okyanusunda ıssız bir adaya sığınan üç İngiliz gencinin, Büyük Britanya uygarlığının oldukça başarılı bir küçük örneğini nasıl yeniden kurduklarını anlatır. Golding'in Sineklerin Tanrısı'nda da bir mercan adası ve İngiliz çocuklar vardır. Ama altı ile on iki yaş arasında olan bu çocuklar, gelecekteki atom savaşı sırasında, güvenilir bir yere götürülmek üzere bindikleri uçak bir saldırıya uğradığı için bu mercan adasına düşmüşlerdir. Ve bu mercan adasında olup bitenler, Ballantyne'ın romanında olup bitenlere hiç mi hiç benzememektedir...
Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası'nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, o... tümünü göster
Zıt kutuplar birbirini çeker.
Hem de en olmadık zamanda...
Bir rock yıldızı olan Jenna Landry, işinde yaşadığı sorunları unutmak ve yeniden özüne dönmek için doğup büyüdüğü kasabaya tatile gider. Yaz sonuna kadar orada kalacaktır. Sadece yaz sonuna kadar...
Bu ziyareti daha fazla uzatmaya niyeti yoktur. Michael Stone ise, Jenna'nın hemen bitişiğindeki evde oturan bir doktordur. İşinde çok iyi ve bu nedenle fazlasıyla yoğun bir doktor...Jenna'yı fark etmez bile.
Bir gün, Michael'ın kızı onu ziyarete gelir ve babasının yan dairesinde kimin oturduğunu görünce sevinçten deliye döner. Küçük kızın hayranı olduğu müzisyen Jenna Landry, babasıyla komşu olmuştur.
Eşinden ayrıldığından beri kızını ilk kez böyle mutlu gören Michael, komşusundan bir iyilik istemeye karar verir ve gidip onun kapısını çalar.
Kapı açıldıktan sonra, dengeler bir daha asla eski haline dönemeyecek şekilde değişir.Bir şeyler yanlıştır ama yanlış olmasına rağmen neden bu kadar güzel ve vazgeçilmezdir?
(Tanıtım Bülteninden)
Zıt kutuplar birbirini çeker.
Hem de en olmadık zamanda...
Bir rock yıldızı olan Jenna Landry, işinde yaşadığı sorunları unutmak ve yeniden özüne dönmek için doğup büyüdüğü kasabaya tatile gider. Yaz sonuna kadar orada kalacaktır. Sadece yaz so... tümünü göster
Bir Eyvallah'ım var; gelsen de, gelmesen de sana yazacağım...
Herkesin bir derdi vardır. Bazıları geçer, bazıları geçmez. Bazıları anlatılır bazıları da anlatılmaz. Bazen de anlatmak istersin ama dinleyecek kimseyi bulamazsın. Bilirsin, muhabbettir ihtiyacın ama edecek kimse yoktur. İşte bu kitap bunun için, dertleşmek için yazıldı. Yalnız olmadığını bil diye yazıldı. Muhabbet için, muhabbetle yazıldı...
Biraz yağmurun, biraz da hüznün düştüğü gecelerde bu kitabı okurken şunu hissedeceksiniz; "Hâlâ dertleşebilecek birileri varmış bir yerlerde..."
Bazen solundan, soluğundan eksilirsin yine de eyvallah dersin...
Bir Eyvallah'ım var; gelsen de, gelmesen de sana yazacağım...
Herkesin bir derdi vardır. Bazıları geçer, bazıları geçmez. Bazıları anlatılır bazıları da anlatılmaz. Bazen de anlatmak istersin ama dinleyecek kimseyi bulamazsın. Bilirsin, muhab... tümünü göster
ÇOK SATAN KİTAPLARIYLA TANINAN
SİNAN AKYÜZ'DEN ŞAM'A GELİN GİDEN PİRUZE'NİN GERÇEK YAŞAMÖYKÜSÜ
YENİ 'BİR KIZIM OLMADAN ASLA' ROMANI!
"Erkeklere 'Bu evde eksik oları sensin' dediğimizde, adamların yüzleri asılıyor. Biz kadınları, çok film izlemekle suçluyorlar. Keşke evlendikten sonra da ellerimizi tutabilselerdi. Başımızı dizlerinin üzerine yatırıp saçlarımızı okşasalardı. Erkekler evlendikten sonra bunları neden yapmıyorlar? Sahi, bunlar hep filmlerde mi yaşanıyor?"
Derlermiş ki, bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine. Çağlar içinde yankı bulan, eski bir çare ile zincirlidir ötekine.
Yaşadığı acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı bir kocanın elinden Türkiye'ye kaçan genç bir kadının oğullarına kavuşmak için verdiği mücadelenin hüzün dolu hikâyesi, hafızalarınızdan kolay kolay silinmeyeceğe benziyor.
İki Kişilik Yalnzılık, Sevmek Zorunda Değilsin Beni, Yatağımdaki Yabancı gibi çok okunan kitapalrın yazarı Sinan Akyüz'ün kaleminden genç yaşta Şam'da gelin olan Piruze'nin gerçek yaşamöyküsünü soluk soluğa okuyacaksınız....
ÇOK SATAN KİTAPLARIYLA TANINAN
SİNAN AKYÜZ'DEN ŞAM'A GELİN GİDEN PİRUZE'NİN GERÇEK YAŞAMÖYKÜSÜ
YENİ 'BİR KIZIM OLMADAN ASLA' ROMANI!
"Erkeklere 'Bu evde eksik oları sensin' dediğimizde, adamların yüzleri a... tümünü göster