Sosyal bilimlerdeki araştırma pratiğinin nicel-nitel olarak farklılaşmasını dikkate alarak hazırlanmış araştırma teknikleri kitapları, uluslar arası literatürde son yirmi yıldır yayınlanmakta iken Türkiyede birkaç yıldır bu tür yayınlara rastlamaktayız. Bu çalışmamızın özgünlüğü, sosyal bilimler alanındaki nicel ve nitel araştırma tekniklerini bir arada ele almasının yanında, bu teknikleri, yakışma/uyuşma ilişkisi içinde oldukları ontolojik-epistemolojik yaklaşımlar ışığında sunmasında yatmaktadır.
Sosyal bilimlerdeki araştırma pratiğinin nicel-nitel olarak farklılaşmasını dikkate alarak hazırlanmış araştırma teknikleri kitapları, uluslar arası literatürde son yirmi yıldır yayınlanmakta iken Türkiyede birkaç yıldır bu tür yayınlara rastlamaktay... tümünü göster
Sosyal bilimlerdeki araştırma pratiğinin nicel-nitel olarak farklılaşmasını dikkate alarak hazırlanmış araştırma teknikleri kitapları, uluslar arası literatürde son yirmi yıldır yayınlanmakta iken Türkiyede birkaç yıldır bu tür yayınlara rastlamaktayız. Bu çalışmamızın özgünlüğü, sosyal bilimler alanındaki nicel ve nitel araştırma tekniklerini bir arada ele almasının yanında, bu teknikleri, yakışma/uyuşma ilişkisi içinde oldukları ontolojik-epistemolojik yaklaşımlar ışığında sunmasında yatmaktadır.
Sosyal bilimlerdeki araştırma pratiğinin nicel-nitel olarak farklılaşmasını dikkate alarak hazırlanmış araştırma teknikleri kitapları, uluslar arası literatürde son yirmi yıldır yayınlanmakta iken Türkiyede birkaç yıldır bu tür yayınlara rastlamaktay... tümünü göster
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum. Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasında şunları geçirdi:Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır.
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş old... tümünü göster
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum. Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasında şunları geçirdi:Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır.
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş old... tümünü göster
Aşka aşık bir ruh.
Yaşadıkları, hayal ettikleri ve özledikleriyle güçlü bir kalem:
Ferhat Kazancı.
Yoğun, özgün, incelikli bir kitap:
Beden Bende Bir Bavul.
Samimi, sadık ve umut verici bu sese kulak verin.
Ferhat Kazancı'nın aşka ve incelikli hallere dair söyleyecek çok sözü var.
Aşka aşık bir ruh.
Yaşadıkları, hayal ettikleri ve özledikleriyle güçlü bir kalem:
Ferhat Kazancı.
Yoğun, özgün, incelikli bir kitap:
Beden Bende Bir Bavul.
Samimi, sadık ve umut verici bu sese kulak verin.
Ferhat Kazancı'nın aşka ve i... tümünü göster
İstiklal Harbi’nin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET; bir dünya starına nasıl dönüşüyor? Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİ’yi haklayabilecek mi? Mabet filozofu AVNİ VAV'dan daha neler öğrenecek? NAZLI HİLAL’e, 70 yaş farka rağmen nasıl açılacak? Ve son nefesinde kelime-i şahadet getirebilecek mi?
Bir gözü mavi, diğeri kahverengi avare CİVAN KAZANOVA; elden düşme ruhunu, şeytana neden satıyor? Depremde yitirdiği SERPİL SİLAHLIPERİ’yi unutmayıp da ne yapacak? Marifetli afet FUJER FUJİ’den kaçarken neye yakalanacak? Kan kanseri yeğeni OZAN’ı hangi parayla tedavi ettirecek? Alınyazısındaki boşlukları neyle dolduracak? İntiharın eşiğinde tetikte beklerken, kimvurduya mı gidecek? Ziyadesiyle kahkaha ve bir nebze gözyaşı içeren bu serüvende trenler gemilere çarpıyor. İstiklal Savaşı, 85 yıl sonra devam ediyor. Şakaklar matkapla deliniyor. Uçaklar düşüyor. Kaybedenler şampiyon oluyor. Ölüler diriliyor. Serseri kurşunlar uçuşuyor. Ve reklamlar, müşterileri ele geçiriyor!
İstiklal Harbi’nin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET; bir dünya starına nasıl dönüşüyor? Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİ’yi haklayabilecek mi? Mabet filozofu AVNİ VAV'dan daha neler öğrenecek? NAZ... tümünü göster
cilekperisi şu anda kitap okumuyor.