cnbrksngl

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 2 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

cnbrksngl okumuş.
Diriliş

Gözlerini yere dikmiş olan Katyuşa gözlerini birden jüri üyerlerin çevirdi.Dmitriynin üzerinde durdu.Bu esnada yüzü ciddileşmiş, sertleşmişti.Tuhaf tuhaf parıldayan hafif şehla gözleri bir süre Dmitriynin üzerinde takılı kaldı.Dmitriy korkuyordu ama yine de başını başka tarafa çeviremiyordu.Birden o korkunç geceyi, buzların çatırdayışını, her tarafı kaplamış sisi ve hilal biçimindeki ayı anımsadı. Ay, kara ve korkunç bir şeyi aydınlatmak için şafak sökmeden ortaya çıkmış gibiydi. Hem kendisini süzen, hem de uzaklara bakan bu siyah gözler, Dmitriyde bu kara, korkunç şeyin anısını bir kez dana canlandırdı.Beni tanıdı diye düşündü.Sanki biri başına birşey vuracakmış gibi sandalyesinde büzüldü. Katyuşa onu tanımamıştı. Sakin bir tavırla içini çekti, sonra gözlerini yine başkana çevirdi.Dmitriyde içini çekerek Şu iş bir bitse! diye düşündü.Sanki bir av partisindeymiş gibi bir duyguya kapılıyordu.Bir kuş vurmuştu ama kuş henüz canlıydı. Onu öldürmek gerekiyordu.İnsan o an tiksinme, acıma, pişmanlık duyar, kuş ise avcının çantasında debelenir durur.İğrenç ve acımasız bir durumdur bu; insan onu bir an önce öldürmek, sonra da yaptığını unutmak ister.İşte, Dmitriy Nehludov da tanıkların ifadelerini dinlerken bu karmaşık duygularla doluydu.

************

Cem Yayınevi, Tolstoyun Hacı Murat adlı uzun öyküsünden sonra Diriliş adlı ünlü romanını sunar. Prens Neyhudov ve yetim köylü kızı Katyuşkanın çevresindeki olayların şiir diliyle anlatıldığı bu yapıt, Rusça aslından Nedim Önalın tarafından Türkçeye kazandırılmıştır.

************

Tolstoyun en önemli üç romanından biri olan Diriliş, bir insanın geçirdiği sarsıcı değişimin romanıdır. Zengin Prens Nehlüdov, hizmetçi Maslovayı baştan çıkarıp terk ederek hırs ve arzularının peşinden gider. Yıllar sonra bir mahkeme salonunda Maslova ile karşılaşan Nehlüdov, onu bu batağa kendisinin ittiğinin farkına varacak ve dirilen vicdanı, onun baştan ayağa değişmesine sebep olacaktır.
Diriliş, vicdan azabının ezici baskısını anlatırken, ceza hukukuna da ağır eleştiriler yöneltiyor. Eserlerinde ahlaki değerlere vurgu yapan Tolstoy, bu kitabında insan ruhunun, vicdanının ve inancının toplum tarafından öldürüldüğünü dile getirip, bunların yeniden dirilişinin mümkün olup olmadığını sorguluyor.

************

1899da yayımlanan Diriliş Tolstoyun yaşadığı sırada çıkan son romanıdır. Tolstoy, yıllarca üzerinde düşündüğü ve pek çok kuramsal eser yazdığı insanlık sorunlarını bu kitapta edebi bir kurgu içinde ele aldı. Diriliş sadece Sibiryaya giden bir mahkûm kafilesinin yolculuğunu değil, yaşamın anlamını kavramak adına kişinin kendini yeniden var etme sürecini anlatan bir başyapıttır.


************

Diriliş, Rus ve Dünya edebiyatının en usta yazarlarından olan Tolstoyun, yıllarca her dilde sayısız kez basılan, milyonlarca okur tarafından tekrar tekrar okunan ve yazarını ölümsüzleştiren başyapıtlardan biridir. Diriliş, sadece bir vicdan azabının romanı değil; aynı zamanda, ceza hukukuna yöneltilmiş keskin bir eleştiricidir. Tolstoyun düşüncesini anlamak ve ustalığın tadına varmak içi Dirilişi okumak yeter.

************

Tolstoyun inanılmaz gözlem gücünü ve hassas duyargalarını toplumsal eşitsizliğe, üst sınıfların kalpsizliğine ve suçluluk duygularına ve Çarlık Rusyasının acımasız bürokrasisine yönelttiği en eleştirel romanıdır Diriliş.Dirilişi bir seferde okudum. Çarpıcı bir eser... En ilginç kahramanlar, prensler, generaller, ihtiyar hanımefendiler, köylüler ve mahkûmlar... Ne usta bir kalemi var Tolstoyun. Romanının ise sanki sonu yok.Anton Çehov (Menşikova mektup, 1900)

************

Katyuşayı görünce Nehlyudovun içinde eski duyguları uyanmıştı. Beyaz önlüğüyle yeniden görmek onu heyecanlandırıyordu. Ayak seslerini, konuşmasını, gülümsemesini bir çeşit sevinçle dinliyordu. Dağ eriği siyahı gözlerine, hele de gülümsediği zaman, bir çeşit şefkat duymadan bakamıyordu. Hepsinden öte karşılaştıkları zaman yüzünün kızarması, mahcup olmadan hatırlayabileceği bir şey değildi. Aşık olduğunu hissediyordu. Ama bu, aşkın bir sır olduğuna inandığı, aşkını kendine bile itiraf edemediği ve insanın yalnız bir kez aşık olabileceğine inandığı zamana ait bir aşk değildi. Aşık olduğunun farkındaydı. Bundan memnunluk duyuyordu. Ve kendisinden saklamaya çalışsa bile bu aşkın ne olduğunu ve nerelere götürebileceğini çok iyi biliyordu. Herkeste olduğu gibi Nehlyudovda da iki kişilik vardı. Biri tüm insanlık ve kendisi için mutluluğu isteyen temiz bir ruh, diğeri yalnızca kendi tatmini peşinde koşan, bunun için dünyanın geri kalanını feda edebilecek olan hayvanî tarafıydı.

************

Tolstoyun arka planda XIX. yüzyıl Rusyasının toplumsal yapısını anlattığı, zengin ve asilzade Prens Dimitri Nekludovun değişim öyküsü. Genç yaşlarında teyzelerinin konağında âşık olduğu hizmetçi kız güzel Katyuşaya yaşattığı acı olaylardan pişmanlık duyan Prens Nekludov, bütün varlığını terk etmeyi göze alarak ona yardım etmeyi bir onur meselesi olarak görmektedir. Prensin mücadelesi aynı zamanda Rus bürokrasisi, mahkemeleri, hapishaneleri hakkında içler acısı manzarayı mükemmel bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bütün bir hikâye boyunca Prensin, görev bilincine dayalı ahlak anlayışı ustaca işlenmektedir. Ayrıca romanda devrim öncesi Rusyasından insan yaşamlarından kesitler de sunulmaktadır: zenginler, fakirler, köylüler, asiller, devrimciler. Romanda yer yer geleneksel din anlayışı da eleştirilmektedir.

************

Rus yazar Lev Tolstoyun, olgunluk döneminin yapıtı Diriliş, bir insanın geçirdiği sarsıcı bir değişimin romanı. Klasik Rus edebiyatının temel taşlarından biri olan Diriliş, yazarın başyapıtları sayılan Savaş ve Barış ve Anna Kareninanın yayınlanmasından sonra yaşadığı ruhsal bunalımın ardından kaleme alındı. Dirilişin kahramanı Prens Nehludovun baştan çıkarıp terk ettiği Katya, genelevden zindana uzanan bir düşüş öyküsü yaşar. Yıllar sonra kader onları ürkünç bir rastlantıyla karşı karşıya getirecek, Prens görkemli yaşamını tepeden tırnağa değiştirerek alçak-gönüllü, yalın bir yaşamı seçecektir. Prens Nehludovun ge-çirdiği değişim, bir bakıma, Kiliseyi reddederek kendine özgü bir dine yönelen Tolstoyun kendi yaşamındaki hesaplaş-manın romandaki yansımasıdır. Dünya edebiyatının bu ölümsüz yapıtını, Nihal Yalaza Taluyun Rusça aslından yaptığı çevirisiyle sunuyoruz.

******

Gözlerini yere dikmiş olan Katyuşa gözlerini birden jüri üyerlerin çevirdi.Dmitriynin üzerinde durdu.Bu esnada yüzü ciddileşmiş, sertleşmişti.Tuhaf tuhaf parıldayan hafif şehla gözleri bir süre Dmitriynin üzerinde takılı kaldı.Dmitriy korkuyordu ama ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
cnbrksngl okumuş bitirmiş.
Çerkes Aşkı "Adige Şuleğu"

Halit Kakınç, okuru yoğun, akıcı ve sağlam bir tarih ve sosyoloji bilgisiyle buluşturuyor. Daha da çarpıcı olanı, yapının içinde Metafiziğe, Parapsikolojiye ve UFOlara -hatta Arkeo-Astronomiye de yer veriyor olması... Tüm bu konuların tek bir kitaba sığdırıldığını pek görmedim. Batıda birkaç örneği olsa da, bizde neredeyse hiç yazılmadı.
Bu dünyadaki yaşamında da Kakınç, gerçekten Çerkes bir kıza âşık ve evli. Kitaptaki öyküde Blena ile Zeynepin buluştuğu yerler o kadar belirgin ki… Böylece Blena/Ceylan ile Elbruzun öyküsü daha bir anlam kazanıyor.
Kadim dostum Halitin yaratıcılığının daha birçok esere imza atacağından hiç kuşkum yok. Ayrıca eminim ki; tarihin, siyasetin, sosyolojinin, etimolojinin, metafiziğin, New Agein ve aşkın harmanlandığı yeni bir yazım türünün yerini sağlamlaştıracak...

"Roman iki Çerkes gencinin aşkını ele alıyor. Başka kahramanlar, figürler de var. Olaylar, roman başkahramanı Elbruzla bağlantılı olarak günümüz ABD, Meksika, NaziAlmanyası/Avusturya, 1860lı yılların Çerkesyası ve 21. yüzyılın İstanbulunda geçiyor.
Özgür yaşama dileği dışında bir suçları yoktu...
Yıl 1864. Çerkesya ateş içinde, her tarafta dumanlar tutuyor. Çerkes direnişi sona ermiş... Rus askerleri Çerkes köylerini bir bir yakıyor, önlerine çıkanı ya öldürüyor ya da sürüp Türkiyeye giden gemilere dolduruyorlar. Halit Kakınç, sıradan, bilinen olaylara eğilmiyor. İnsanın yüreğini dağlayan ve kimselerin üzerinde durmadığı konuları ele alıyor. Sadece ele almakla da yetinmiyor, olayların kökenine iniyor. Nedenleri araştırıyor, soruşturuyor ve sorunu böylece açıklığa kavuşturuyor. Tabii bütün bunları roman diliyle ortaya koyuyor, ama tarihsel gerçeklere de bağlı kalıyor."
Ata Nirun

"Çerkes Soykırımı ile Metafizik içiçe… Gerçek dünya yaşamını aşan, zaman ve ölüm barajlarını yok sayan bir aşk hikâyesi..."
Cevdet Yıldız

Halit Kakınç, okuru yoğun, akıcı ve sağlam bir tarih ve sosyoloji bilgisiyle buluşturuyor. Daha da çarpıcı olanı, yapının içinde Metafiziğe, Parapsikolojiye ve UFOlara -hatta Arkeo-Astronomiye de yer veriyor olması... Tüm bu konuların tek bir kitaba ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 5 ay
cnbrksngl okumuş.
Sina Dağı Sırrı

ABD başkanı gecenin yarısında uyanıp, üst düzey danışmanlarıyla görüşür çünkü İran İsrail üzerine nükleer füzeler göndermiştir. Ancak, füzeler havada gözden kaybolurken, İsrail Cumhurbaşkanı Amerikan müttefiğine endişelenmemesini ve uykusuna geri dönmesini söyler. Misilleme yapmasına gerek yoktur. ABD başkanı ve ekibi ne olduğunu anlayamaz.
Bu sırada Langın araştırması onu Brüksel, Kahire, Viyana, Tel Aviv . . . ve geçmişin sırlarının derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkaracaktır. Öldürülen bilimadamları ve gün yüzüne yeni çıkarılmış antik bir parşömen arasındaki bağlantı nedir? Onun içindekiler neyi kapsamaktadır ve güçlü bir grup onun barındırdığı sırları korumak için neden adam öldürmektedir? Lang Ortadoğudaki bu güçler dengesi içinde hayatta kalmak ve yüzyıllar boyunca gizli kalmış olan tarihi sırlar bilmecesini çözecek yanıtı bulmaya çalışacaktır.
Gregg Loomis çok fazla göndermeleri ve bir labirent içinde olağanüstü dönüşleri olan büyüleyici bir macera kaleme almış! Dan Brown hayranları Gregg Loomisi çok sevecek.

ABD başkanı gecenin yarısında uyanıp, üst düzey danışmanlarıyla görüşür çünkü İran İsrail üzerine nükleer füzeler göndermiştir. Ancak, füzeler havada gözden kaybolurken, İsrail Cumhurbaşkanı Amerikan müttefiğine endişelenmemesini ve uykusuna geri dön... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 5 ay
cnbrksngl okumuş.
İhanet Çemberi PKK'yı Yöneten Türkler

Abdullah Öcalan, ABD güdümlü Ergenekon örgütünün bir üyesiydi. İlk eğitimini bu örgütün içinde almıştır. ABD, İngiltere ve İsrail derin devletleri ile bizim Ergenekonun ortak kararıyla, Türkiyedeki ayrılıkçı iç dinamikleri kontrol etmek amacıyla, Öcalana bir terör örgütü kurma görevi verilmiştir. Uğur Mumcu ile Eşref Bitlisin ölüm tarihlerine dikkat ediniz: Mumcu, ölmeden birkaç gün önce, Cumhurbaşkanı Özaldan gizli bir konuyu görüşmek için randevu talep etmiş, konu hakkında Bitlise de telefonla bilgi vermiştir. Mumcu, bu görüşmeden birkaç gün sonra suikasta uğramış, konu hakkında açıklama yapacağını söyleyen Bitlis Paşa da hemen arkasından hayatını kaybetmiştir. Bakınız, Türkiye olarak şimdi söyleyeceklerimle yüzleşmek zorundayız!Ergenekon Operasyonunda, bu yapılanma içinde bulunan bazı kişilerin Hizbullah terör örgütü içinde aktif rol oynadığı belirlendi. Bu ilişki, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkana düzenlenen suikastı bir kez daha gündeme getiriyor. Çünkü Okkan suikastını işlediği söylenen sanıkların dosyasında, suikastın sanıklar tarafından işlenmediği yazılı. Geçmişte, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğluna suikast düzenlediler, Genelkurmay Başkanı olmasını engellemek istediler, fakat kurşun bir albaya isabet etti. Aynı kişilerin Başbakan Erdoğanla birlikte TSKnın üst düzey komutanlarından birkaçını hedef aldıkları istihbaratı güvenlik birimlerini harekete geçirmiş durumda...

Abdullah Öcalan, ABD güdümlü Ergenekon örgütünün bir üyesiydi. İlk eğitimini bu örgütün içinde almıştır. ABD, İngiltere ve İsrail derin devletleri ile bizim Ergenekonun ortak kararıyla, Türkiyedeki ayrılıkçı iç dinamikleri kontrol etmek amacıyla, Öca... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 5 ay
cnbrksngl bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 5 ay
cnbrksngl okumuş.
Reis: Gladio'nun Türk Tetikçisi

“Reis” Türkiye’nin 90’lı yıllarda yaşadığı en önemli olaylardan biri olan Susurluk Kazası'nda hayatını kaybeden Abdullah Çatlı’nın yaşam öyküsü.

Doğan Yurdakul ve Soner Yalçın’ın kaleminden çıkan bu çalışma belgesel bir nitelik taşıyor. Çatlı ve arkadaşlarının 70’li yıllardan başlayıp 90’lara uzanan maceralarından Türkiye’nin yakın tarihine dair önemli bilgiler edinmek de mümkün.

“Reis” Türkiye’nin 90’lı yıllarda yaşadığı en önemli olaylardan biri olan Susurluk Kazası'nda hayatını kaybeden Abdullah Çatlı’nın yaşam öyküsü.

Doğan Yurdakul ve Soner Yalçın’ın kaleminden çıkan bu çalışma belgesel bir nitelik taşıyor. Çatlı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 5 ay
Daha Fazla Göster

cnbrksngl şu an ne okuyor?

cnbrksngl şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.