Kişinin, evinde gidip geldiği, alışıldık hareketleri, her günkü hareketlen yaptığı, yüz çizgilerinin yalnızca kendisi için geçildiği, sonra ansızın, başını kaldırınca, perdelerin açık kaldığının, sokaktan gelip geçenlerin kendisini seyrettiğinin farkına vardığı zamanlar olur.Spencer Ashby de biraz bunu yaşadı işte. Gerçi, tıpkı öyle değil; çünkü, doğrusu ya, o gece kimsecikler ona dikkat etmemiş, ilgilenmemişti. İstediği gibi bir yalnızlığa kavuşmuştu; yorgan gibi kalın, dışarıdan tek bir gürültüyü olsun içeri sızdırmayan bir yalnızlığa.-. Üstelik lapa lapa yağmaya başlayan kar, sessizliğin daha bir gözle görülür, elle tutulur hale gelmesini sağlıyordu. O gecenin daha sonra bir büyüteç tutularak inceleneceğini, kendisine yeniden yaşatılacağını, büyütecin altında duran kendisi değil de bir böcekmiş gibi davranılacağını, Spencer değil, kim olursa olsun, aklının köşesinden geçirebilir miydi?
Kişinin, evinde gidip geldiği, alışıldık hareketleri, her günkü hareketlen yaptığı, yüz çizgilerinin yalnızca kendisi için geçildiği, sonra ansızın, başını kaldırınca, perdelerin açık kaldığının, sokaktan gelip geçenlerin kendisini seyrettiğinin fark... tümünü göster
Kişinin, evinde gidip geldiği, alışıldık hareketleri, her günkü hareketlen yaptığı, yüz çizgilerinin yalnızca kendisi için geçildiği, sonra ansızın, başını kaldırınca, perdelerin açık kaldığının, sokaktan gelip geçenlerin kendisini seyrettiğinin farkına vardığı zamanlar olur.Spencer Ashby de biraz bunu yaşadı işte. Gerçi, tıpkı öyle değil; çünkü, doğrusu ya, o gece kimsecikler ona dikkat etmemiş, ilgilenmemişti. İstediği gibi bir yalnızlığa kavuşmuştu; yorgan gibi kalın, dışarıdan tek bir gürültüyü olsun içeri sızdırmayan bir yalnızlığa.-. Üstelik lapa lapa yağmaya başlayan kar, sessizliğin daha bir gözle görülür, elle tutulur hale gelmesini sağlıyordu. O gecenin daha sonra bir büyüteç tutularak inceleneceğini, kendisine yeniden yaşatılacağını, büyütecin altında duran kendisi değil de bir böcekmiş gibi davranılacağını, Spencer değil, kim olursa olsun, aklının köşesinden geçirebilir miydi?
Kişinin, evinde gidip geldiği, alışıldık hareketleri, her günkü hareketlen yaptığı, yüz çizgilerinin yalnızca kendisi için geçildiği, sonra ansızın, başını kaldırınca, perdelerin açık kaldığının, sokaktan gelip geçenlerin kendisini seyrettiğinin fark... tümünü göster
Yağmurun Gölgesi
Yağmurun gölgesi izleniyor karanlıkta
değiştiriyor kendini olmayacak bir şey
unutturup aslını zor olan istiyor
yaşamayı değil yaşamı duyurup da.
Bir göz açıp kapama süresince
o fener gibi yanıp sönen
kendini hiç böyle görmemiş
alçalıp yükselen doğuşu gecelerin
acıyı sonbahar kenarına itmiş.
Yağmurun Gölgesi
Yağmurun gölgesi izleniyor karanlıkta
değiştiriyor kendini olmayacak bir şey
unutturup aslını zor olan istiyor
yaşamayı değil yaşamı duyurup da.
Bir göz açıp kapama süresince
o fener gibi yanıp sönen
kendini hiç böyle görm... tümünü göster
Gazeteyi elinden bırakmıştı; gazete önce kat yerinden açılıp dizlerinin üstüne yayılmış, sonra yavaşça kayıp cilalı parkeye düşmüştü. Zaman zaman gözkapaklarında ince bir aralık belirmese, uyuduğu sanılırdı. Karısı bunu yutar mıydı hiç? Şöminenin öbür tarafındaki alçak koltuğunda örgü örüyordu. Hiçbir zaman onu gözetlediğini belli etmezdi, fakat adam, adalelerinden birinin hafifçe oynaması dahil gözünden hiçbir şeyin kaçmadığını uzun zamandır biliyordu. Karşıda, vincin çelik çeneli kasası, vincin tepesinden tangır tungur yuvarlanıp, madeni bir gürültüyle, beton karma makinesinin yanında sertçe yere çarpıyordu. Çarpma her seferinde evi sarsıyor ve her seferinde kadın yerinden sıçrayıp, artık alışılmış olmakla birlikte, sanki bu gürültü organlarının ta içine işliyormuşçasına, elini göğsüne götürüyordu. (Kitabın Girişinden)
Gazeteyi elinden bırakmıştı; gazete önce kat yerinden açılıp dizlerinin üstüne yayılmış, sonra yavaşça kayıp cilalı parkeye düşmüştü. Zaman zaman gözkapaklarında ince bir aralık belirmese, uyuduğu sanılırdı. Karısı bunu yutar mıydı hiç? Şöminenin öbü... tümünü göster
Gazeteyi elinden bırakmıştı; gazete önce kat yerinden açılıp dizlerinin üstüne yayılmış, sonra yavaşça kayıp cilalı parkeye düşmüştü. Zaman zaman gözkapaklarında ince bir aralık belirmese, uyuduğu sanılırdı. Karısı bunu yutar mıydı hiç? Şöminenin öbür tarafındaki alçak koltuğunda örgü örüyordu. Hiçbir zaman onu gözetlediğini belli etmezdi, fakat adam, adalelerinden birinin hafifçe oynaması dahil gözünden hiçbir şeyin kaçmadığını uzun zamandır biliyordu. Karşıda, vincin çelik çeneli kasası, vincin tepesinden tangır tungur yuvarlanıp, madeni bir gürültüyle, beton karma makinesinin yanında sertçe yere çarpıyordu. Çarpma her seferinde evi sarsıyor ve her seferinde kadın yerinden sıçrayıp, artık alışılmış olmakla birlikte, sanki bu gürültü organlarının ta içine işliyormuşçasına, elini göğsüne götürüyordu. (Kitabın Girişinden)
Gazeteyi elinden bırakmıştı; gazete önce kat yerinden açılıp dizlerinin üstüne yayılmış, sonra yavaşça kayıp cilalı parkeye düşmüştü. Zaman zaman gözkapaklarında ince bir aralık belirmese, uyuduğu sanılırdı. Karısı bunu yutar mıydı hiç? Şöminenin öbü... tümünü göster