2015'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2015'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
aşk her zaman iki kişiden bir bütün oluşturmaz. bazen de bir hiçe çevirir o bütünü. hemde insanın kendi iradesi, kendi duyguları ve kuruntularıyla... bu kuruntuların doğruluğunu-yanlışlığını çok sonra öğreniriz. fakat pişmanlık için bile çok geç kalmış olabiliriz..
aşk her zaman iki kişiden bir bütün oluşturmaz. bazen de bir hiçe çevirir o bütünü. hemde insanın kendi iradesi, kendi duyguları ve kuruntularıyla... bu kuruntuların doğruluğunu-yanlışlığını çok sonra öğreniriz. fakat pişmanlık için bile çok geç kalm... tümünü göster
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
Küçük Prens'i okuduk, ama ne kadarını hatırlıyoruz?
Küçük Prens'i okuduk, ama ne kadarını hatırlıyoruz?
Maçtan çıktık. Musa, fır fır öttürüp bize yol açıyor. Düzlüğe çıkınca,
-Arabaya binelim dedi.
Binelim binmesine, ama nasıl bineceğiz? Ben diyeyim beşyüz kişi, siz deyin bin kişi, araba, otobüs bekliyor.
Bir boş araba geldi mi, yüz kişi birden koşuyor.
-Bize iki günde sıra gelmez.
Musa,
-Sen dur! Dedi.
Önümüzden bir taksi gerçekten, cebinden düdüğü çıkarıp fıır fıır öttürdü. Düdüğü öttürmesine, hızla giden taksi
döndü, geldi önümüzde durdu. Biz taksiye bindik. İşin şaşılacak yanı, boş arabaya saldırmadı. Arabada,
-Ulan Musa, yoksa sen trafik müdürü mü oldun? Dedim.
Parmağını dudağına götürüp "sus" işareti yaptı.Nişantaşı''da taksiden indik. Musa cüzdana davrandı.
Şoför:
-Ayağını öpeyim, para istemez kurban olayım... Para almadı.
-Şoför tanıdık mı? Dedim.
- Yoo..dedi.
-Ulan Musa, yoksa sen polis müdürü mü oldun?
Maçtan çıktık. Musa, fır fır öttürüp bize yol açıyor. Düzlüğe çıkınca,
-Arabaya binelim dedi.
Binelim binmesine, ama nasıl bineceğiz? Ben diyeyim beşyüz kişi, siz deyin bin kişi, araba, otobüs bekliyor.
Bir boş araba geldi mi, yüz kişi birden ... tümünü göster
domatesçekirdeği şu anda kitap okumuyor.