Çağdaşımız Mani... Hoşgörü peygemberi Mani...
Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünden iki yüz yıl sonra başlar. Bizim çağımızın da kahramanı olabilecek Mani, yaşam öyküsüyle, son nefesine kadar savunduğu inancının oluşturduğu kişisel tarihiyle, o dönemden yani 2. yüzyıldan beri hala varolan politik sorunlara da işaret etmiş oluyor.
Mani'den bugüne, "sanat ve coşku kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrısından geriye" çok az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar'a açılan inancını ele alıyor ve Mani'nin öyküsüyle bugüne "ışık" tutuyor:
Çağın getirdiği felaketleri öngörmeyi nasıl öğrenebiliriz?
Çağdaşımız Mani... Hoşgörü peygemberi Mani...
Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünde... tümünü göster
Beni benle deli ettin ve öldüm. Beni onunla deli ettin ve yaşadım. Sonra beni benden ve ondan uzaklaştırarak deli ettin ve kayboldum. Sonra beni delilik derecesinde durdurdun ve geçirdiğim üç hali sordun. Sana: Kendimle deli olmam, yok olmaktır. Seninle deli olmam, hayatta kalmaktır. Deliliğin benden ve benden uzaklaşması, yorgunluk, bitkinliktir. Sen bütün hallerde bizden daha üstünsün. derim.
Beni benle deli ettin ve öldüm. Beni onunla deli ettin ve yaşadım. Sonra beni benden ve ondan uzaklaştırarak deli ettin ve kayboldum. Sonra beni delilik derecesinde durdurdun ve geçirdiğim üç hali sordun. Sana: Kendimle deli olmam, yok olmaktır. Seni... tümünü göster
Çağdaşımız Mani... Hoşgörü peygemberi Mani...
Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünden iki yüz yıl sonra başlar. Bizim çağımızın da kahramanı olabilecek Mani, yaşam öyküsüyle, son nefesine kadar savunduğu inancının oluşturduğu kişisel tarihiyle, o dönemden yani 2. yüzyıldan beri hala varolan politik sorunlara da işaret etmiş oluyor.
Mani'den bugüne, "sanat ve coşku kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrısından geriye" çok az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar'a açılan inancını ele alıyor ve Mani'nin öyküsüyle bugüne "ışık" tutuyor:
Çağın getirdiği felaketleri öngörmeyi nasıl öğrenebiliriz?
Çağdaşımız Mani... Hoşgörü peygemberi Mani...
Amin Maalouf diğer romanlarında olduğu gibi yine bir karakterin yaşamı üzerinden dünyaya açılarak yapıtını kuruyor. Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünde... tümünü göster
Beni benle deli ettin ve öldüm. Beni onunla deli ettin ve yaşadım. Sonra beni benden ve ondan uzaklaştırarak deli ettin ve kayboldum. Sonra beni delilik derecesinde durdurdun ve geçirdiğim üç hali sordun. Sana: Kendimle deli olmam, yok olmaktır. Seninle deli olmam, hayatta kalmaktır. Deliliğin benden ve benden uzaklaşması, yorgunluk, bitkinliktir. Sen bütün hallerde bizden daha üstünsün. derim.
Beni benle deli ettin ve öldüm. Beni onunla deli ettin ve yaşadım. Sonra beni benden ve ondan uzaklaştırarak deli ettin ve kayboldum. Sonra beni delilik derecesinde durdurdun ve geçirdiğim üç hali sordun. Sana: Kendimle deli olmam, yok olmaktır. Seni... tümünü göster