İstediği kadar tazyikli su sıksın...
Korkma sönmez!
İstediği kadar tazyikli su sıksın...
Korkma sönmez!
Yetmişinci doğum gününde Kemal Sunal’ı bize sevgilisi, eşi,
hayat arkadaşı, çocuklarının annesi Gül Sunal anlatıyor...
Aslında ikimiz de kahve sevmezdik.
Söyleyemediklerimizin yerine geçerdi.
Araya giren duygusal ayrılıkların son
bulması dileğiydi. Vazgeçememek, kıyamamak, pişman olmak,
KAVUŞMAK demekti.
Evimizdeki sıcaklığı korumak demekti...
Sonuçta BİZİ hep korudu bu sihirli cümle...
“Hadi gel, bi kahve içelim...”
O, bizim Kemal!.. Bu topraklarda yaşayan, yediden yetmişe herkesin görür görmez yüzüne bir gülümseme kondurmasına neden olan bir “sima”... Ekrandan, sinema perdesinden bize yansıyan çocuksu gülümsemesiyle saflığın sembolleşmiş hali... Kardeşlik ve paylaşımın...
“İyiler sonunda hep kazanır” sözünün... Bizim Kemal, bizim gülen yüzümüz...
Yetmişinci doğum gününde Kemal Sunal’ı bize sevgilisi, eşi,
hayat arkadaşı, çocuklarının annesi Gül Sunal anlatıyor...
Hem de en sahici, en samimi haliyle... Hiçbir formatın sınırlarına girmeyi kabul etmeden... İçinden geldiği gibi... O’nu sevmenin mutluluğunu, O’nsuz yaşamaya alışmanın hüznünü hâlâ en güçlü şekilde hissederek...
Yetmişinci doğum gününde Kemal Sunal’ı bize sevgilisi, eşi,
hayat arkadaşı, çocuklarının annesi Gül Sunal anlatıyor...
Aslında ikimiz de kahve sevmezdik.
Söyleyemediklerimizin yerine geçerdi.
Araya giren duygusal ayrılıkların son
bulması... tümünü göster
Yetmişinci doğum gününde Kemal Sunal’ı bize sevgilisi, eşi,
hayat arkadaşı, çocuklarının annesi Gül Sunal anlatıyor...
Aslında ikimiz de kahve sevmezdik.
Söyleyemediklerimizin yerine geçerdi.
Araya giren duygusal ayrılıkların son
bulması dileğiydi. Vazgeçememek, kıyamamak, pişman olmak,
KAVUŞMAK demekti.
Evimizdeki sıcaklığı korumak demekti...
Sonuçta BİZİ hep korudu bu sihirli cümle...
“Hadi gel, bi kahve içelim...”
O, bizim Kemal!.. Bu topraklarda yaşayan, yediden yetmişe herkesin görür görmez yüzüne bir gülümseme kondurmasına neden olan bir “sima”... Ekrandan, sinema perdesinden bize yansıyan çocuksu gülümsemesiyle saflığın sembolleşmiş hali... Kardeşlik ve paylaşımın...
“İyiler sonunda hep kazanır” sözünün... Bizim Kemal, bizim gülen yüzümüz...
Yetmişinci doğum gününde Kemal Sunal’ı bize sevgilisi, eşi,
hayat arkadaşı, çocuklarının annesi Gül Sunal anlatıyor...
Hem de en sahici, en samimi haliyle... Hiçbir formatın sınırlarına girmeyi kabul etmeden... İçinden geldiği gibi... O’nu sevmenin mutluluğunu, O’nsuz yaşamaya alışmanın hüznünü hâlâ en güçlü şekilde hissederek...
Yetmişinci doğum gününde Kemal Sunal’ı bize sevgilisi, eşi,
hayat arkadaşı, çocuklarının annesi Gül Sunal anlatıyor...
Aslında ikimiz de kahve sevmezdik.
Söyleyemediklerimizin yerine geçerdi.
Araya giren duygusal ayrılıkların son
bulması... tümünü göster
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
"Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk... tümünü göster
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar'ı Berna Moran, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Moran'a göre Oğuz Atay'ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, yapıttaki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır. Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar. Tutunamayanlar, 1970 TRT Roman Ödülünü kazanmıştı.
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar'ı Berna Moran, hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı olarak niteler. Moran'a göre Oğuz Atay'ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikle... tümünü göster