100 Temel Eser listesinde de yer alan Halime Kaptan'ı bugün bu ülkede yaşayan herkesin okuması gerekir…
Rıfat Ilgaz'ın unutulmaz eseri Halime Kaptan, yeni kapak tasarımı ve gözden geçirilmiş yeni baskısıyla Çınar Yayınları'nca yeniden yayımlandı.
Rıfat Ilgaz, tarihte örneğine az rastlanan bir kahramanın hikâyesini anlatıyor Halime Kaptan'da. Bir kadın kaptanın fırtınalar, azgın dalgalar ve korsanlarla mücadele ederek İnebolu'ya cephane taşımasının romanıdır bu.
Kurtuluş Savaşı yılları… Eli silah tutan bütün erkekler cepheye gönderilmiştir.
Köyde yalnızca yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştır. Herkesin tuza, şekere, ekmeğe hasret kaldığı o günlerde Halime geçimini sağlamak için sandalla Karadeniz'e açılır. Erkek kılığına girerek oğlu ve iki tayfasıyla çıktığı ilk seferinde bin bir zorlukla mücadele eder. Bu zorluklar onu yıldırmaz; Karadeniz'e tutkuyla bağlanır Halime…
Halime Kaptan, Türk kadınının ülkesi için denizlerde verdiği mücadelenin ve Kurtuluş Savaşı'na cephane kadar, dalga dalga "umut" taşımasının da bir belgeselidir.
(Tanıtım Bülteninden)
100 Temel Eser listesinde de yer alan Halime Kaptan'ı bugün bu ülkede yaşayan herkesin okuması gerekir…
Rıfat Ilgaz'ın unutulmaz eseri Halime Kaptan, yeni kapak tasarımı ve gözden geçirilmiş yeni baskısıyla Çınar Yayınları'nca yenid... tümünü göster
Bu ülke nasıl kazanıldı, kadınıyla çocuğuyla ne emeklerle bu noktaya gelindi. Mükemmel bir kesit. Kısa oluşu bile o dönemin şartlarını hayal edebilmemizi engellemiyor.. Tavsiye ederim.
Bu ülke nasıl kazanıldı, kadınıyla çocuğuyla ne emeklerle bu noktaya gelindi. Mükemmel bir kesit. Kısa oluşu bile o dönemin şartlarını hayal edebilmemizi engellemiyor.. Tavsiye ederim.
Peyami Safadan klasikleşmiş masallar... İlköğretim için seviyelendirilmiştir.Bu eser, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tavsiye edilen 100 Temel Eser listesinde yer alır.
Peyami Safadan klasikleşmiş masallar... İlköğretim için seviyelendirilmiştir.Bu eser, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tavsiye edilen 100 Temel Eser listesinde yer alır.
Bu kitaptaki serüvenler, günümüzde başlayıp, Yirmi birinci Yüzyılın ilk yarısına kadar sürmektedir. Bu nedenle Gökyüzündeki Mor Bulutlara 21. Yüzyılın romanı diyebiliriz. Romanın konusu, kıtalar arası uçuşlar yapan bir Türk pilotun, Hindistan yolculuğuyla başlar. Binlerce yıl önce, Hindistanda yaşamış olan, Bilge Jambuna Ana öldüğünde, Himalayalarda bulunan bir buzul yöresine gömülmüştür. Jambuna Ana, geçmişte, ilkel insanlara insanlık ilkelerini öğreten, kutsal bir kişidir. Gün gelip de eğer insanlık, eski çağlarda olduğu gibi, yeniden ilkelleşip yozlaşarak, sevgisizlik ve duyarsızlık hastalığına tutulursa, Jambuna Ruhu, bir kez daha dünyaya gelecektir. Buz gömütteki ceset, her yıl, gece ile gündüzün eşitlendiği gün, Şafak sırasında, birkaç dakikalığına, apaçık görülmektedir. Jambuna efsanesine göre, buzuldaki ceset bu özel günde görülmez olduğunda, Jambuna Ana Ruhunun bir kadın bedeninde, yeniden dünyaya geldiği anlaşılacaktır. Bir gün, ceset görülmez olur. Çünkü insanlar öylesine ilkelleşip yozlaşmışlardır ki!... Haydi gelin, merak ve heyecan dolu serüvenler yaşayarak, Jambuna ruhunu taşıyan kadını, yeryüzünde aramaya çıkalım!...
Bu kitaptaki serüvenler, günümüzde başlayıp, Yirmi birinci Yüzyılın ilk yarısına kadar sürmektedir. Bu nedenle Gökyüzündeki Mor Bulutlara 21. Yüzyılın romanı diyebiliriz. Romanın konusu, kıtalar arası uçuşlar yapan bir Türk pilotun, Hindistan yolculu... tümünü göster
Bu kitaptaki serüvenler, günümüzde başlayıp, Yirmi birinci Yüzyılın ilk yarısına kadar sürmektedir. Bu nedenle Gökyüzündeki Mor Bulutlara 21. Yüzyılın romanı diyebiliriz. Romanın konusu, kıtalar arası uçuşlar yapan bir Türk pilotun, Hindistan yolculuğuyla başlar. Binlerce yıl önce, Hindistanda yaşamış olan, Bilge Jambuna Ana öldüğünde, Himalayalarda bulunan bir buzul yöresine gömülmüştür. Jambuna Ana, geçmişte, ilkel insanlara insanlık ilkelerini öğreten, kutsal bir kişidir. Gün gelip de eğer insanlık, eski çağlarda olduğu gibi, yeniden ilkelleşip yozlaşarak, sevgisizlik ve duyarsızlık hastalığına tutulursa, Jambuna Ruhu, bir kez daha dünyaya gelecektir. Buz gömütteki ceset, her yıl, gece ile gündüzün eşitlendiği gün, Şafak sırasında, birkaç dakikalığına, apaçık görülmektedir. Jambuna efsanesine göre, buzuldaki ceset bu özel günde görülmez olduğunda, Jambuna Ana Ruhunun bir kadın bedeninde, yeniden dünyaya geldiği anlaşılacaktır. Bir gün, ceset görülmez olur. Çünkü insanlar öylesine ilkelleşip yozlaşmışlardır ki!... Haydi gelin, merak ve heyecan dolu serüvenler yaşayarak, Jambuna ruhunu taşıyan kadını, yeryüzünde aramaya çıkalım!...
Bu kitaptaki serüvenler, günümüzde başlayıp, Yirmi birinci Yüzyılın ilk yarısına kadar sürmektedir. Bu nedenle Gökyüzündeki Mor Bulutlara 21. Yüzyılın romanı diyebiliriz. Romanın konusu, kıtalar arası uçuşlar yapan bir Türk pilotun, Hindistan yolculu... tümünü göster