Erkeklik salt bir “cins” olma hali değil, bir ömrü yaşama biçimidir aynı zamanda. Erk, iktidardan, güçten gelir ama aslında “zaaf”tan, zayıflıktan beslenir. Erkin zaafı kurucu değil yıkıcı, uyarıcı değil uyuşturucudur. O, köklerinden yayılan istemsiz bir uykudan beslenir; o uykuyla büyür, gelişir. Erkle budaklanan “erkeklik” halleri, uyanmak istemez, karabasan gibi üstüne çöken o adamlığı içselleştirir, büyütür; zaafını köklerine saklayarak, kudretini görkemli yapraklarında dünyanın en şahane ağacının kendisi olduğunu sanarak sergiler. Zaaflarından beslenen sanrılarla, sanrılarından doğan göstermelik gücüyle dolaşır dünyayı erk. Yalnızca erkeklerle değil, kadınların içine gizlenerek de dolaşır.
Şule Öncü’nün okuyucuyu erkeklik üzerine hikâyelerle cinsiyet duvarlarına çarptığı Zaaf, yalnızca erkekleri değil, kadının erkekleşmesini, cinsiyetle çevrilmiş hayatların içinde büyüyen zayıflıkları da sorguluyor.
Erke dair ne varsa, hepsinin arka bahçelerinde dolaşacaksınız.
Erkeklik salt bir “cins” olma hali değil, bir ömrü yaşama biçimidir aynı zamanda. Erk, iktidardan, güçten gelir ama aslında “zaaf”tan, zayıflıktan beslenir. Erkin zaafı kurucu değil yıkıcı, uyarıcı değil uyuşturucudur. O, köklerinden yayılan istemsiz... tümünü göster
Erkeklik salt bir “cins” olma hali değil, bir ömrü yaşama biçimidir aynı zamanda. Erk, iktidardan, güçten gelir ama aslında “zaaf”tan, zayıflıktan beslenir. Erkin zaafı kurucu değil yıkıcı, uyarıcı değil uyuşturucudur. O, köklerinden yayılan istemsiz bir uykudan beslenir; o uykuyla büyür, gelişir. Erkle budaklanan “erkeklik” halleri, uyanmak istemez, karabasan gibi üstüne çöken o adamlığı içselleştirir, büyütür; zaafını köklerine saklayarak, kudretini görkemli yapraklarında dünyanın en şahane ağacının kendisi olduğunu sanarak sergiler. Zaaflarından beslenen sanrılarla, sanrılarından doğan göstermelik gücüyle dolaşır dünyayı erk. Yalnızca erkeklerle değil, kadınların içine gizlenerek de dolaşır.
Şule Öncü’nün okuyucuyu erkeklik üzerine hikâyelerle cinsiyet duvarlarına çarptığı Zaaf, yalnızca erkekleri değil, kadının erkekleşmesini, cinsiyetle çevrilmiş hayatların içinde büyüyen zayıflıkları da sorguluyor.
Erke dair ne varsa, hepsinin arka bahçelerinde dolaşacaksınız.
Erkeklik salt bir “cins” olma hali değil, bir ömrü yaşama biçimidir aynı zamanda. Erk, iktidardan, güçten gelir ama aslında “zaaf”tan, zayıflıktan beslenir. Erkin zaafı kurucu değil yıkıcı, uyarıcı değil uyuşturucudur. O, köklerinden yayılan istemsiz... tümünü göster
Köpek Yılları: İyi düşünülürse bu acımasız bir deyimdir. Her şeyden elini eteğini çekme, yalancı duyarlık, ölgünlük; genellikle yaşlılarda görülen hayvan karşısında bir tür aptalca hayranlık anlamına gelebilir. Ayrıca kimse sevgisiz, okşamadan ve okşanmadan yaşayamaz. Güneşe ve suya gereksinmem olduğu gibi, sevgi gösterilerine de gereksinmem vardı. Soğuktan, arabalardan korkmaya, yağmuru lanetlemeye de gereksinme duyuyordum... Gülmeyin. İnsanı saran, şaşırtan, nerdeyse kendince bir çizgi yaratan öyküler. Ahmet Erhan, şiirle öykünün buluştuğu o bıçak sırtında gezinmeyi çok iyi biliyor.
Köpek Yılları: İyi düşünülürse bu acımasız bir deyimdir. Her şeyden elini eteğini çekme, yalancı duyarlık, ölgünlük; genellikle yaşlılarda görülen hayvan karşısında bir tür aptalca hayranlık anlamına gelebilir. Ayrıca kimse sevgisiz, okşamadan ve okş... tümünü göster
Köpek Yılları: İyi düşünülürse bu acımasız bir deyimdir. Her şeyden elini eteğini çekme, yalancı duyarlık, ölgünlük; genellikle yaşlılarda görülen hayvan karşısında bir tür aptalca hayranlık anlamına gelebilir. Ayrıca kimse sevgisiz, okşamadan ve okşanmadan yaşayamaz. Güneşe ve suya gereksinmem olduğu gibi, sevgi gösterilerine de gereksinmem vardı. Soğuktan, arabalardan korkmaya, yağmuru lanetlemeye de gereksinme duyuyordum... Gülmeyin. İnsanı saran, şaşırtan, nerdeyse kendince bir çizgi yaratan öyküler. Ahmet Erhan, şiirle öykünün buluştuğu o bıçak sırtında gezinmeyi çok iyi biliyor.
Köpek Yılları: İyi düşünülürse bu acımasız bir deyimdir. Her şeyden elini eteğini çekme, yalancı duyarlık, ölgünlük; genellikle yaşlılarda görülen hayvan karşısında bir tür aptalca hayranlık anlamına gelebilir. Ayrıca kimse sevgisiz, okşamadan ve okş... tümünü göster
Ülkemizde pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atayın, kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Mustafa İnanı anlatışı. Bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bilim adamı oluşunun zorlu serüveni sergilenirken toplumsal eleştiri kalıplarının da zorlanışı. İnanın yaşamından kesitler veren fotoğraf albümüyle birlikte.
Ülkemizde pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atayın, kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Mustafa İnanı anlatışı. Bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bilim adamı oluşunun zorlu serüveni sergilenirken ... tümünü göster
Ülkemizde pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atayın, kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Mustafa İnanı anlatışı. Bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bilim adamı oluşunun zorlu serüveni sergilenirken toplumsal eleştiri kalıplarının da zorlanışı. İnanın yaşamından kesitler veren fotoğraf albümüyle birlikte.
Ülkemizde pek benimsenmemiş bir dalda, biyografik roman türünde, Oğuz Atayın, kendine özgü üslubu ve kurgusuyla, kendi hocası da olan Mustafa İnanı anlatışı. Bir halk çocuğunun uluslararası ün sahibi bilim adamı oluşunun zorlu serüveni sergilenirken ... tümünü göster
eksilen şu anda kitap okumuyor.