Can Yayınları arasında daha önce çıkan Tanrıyı Gören Köpek ve Büyülü Öyküler adlı öykü kitaplarından tanıdığınız İtalyan yazar Dino Buzzati'nin en ünlü romanı, bir başyapıt Tatar Çölü. Yazar, bu romanında, tüm ömrünü geçireceği Bastiani Kalesine gitmek üzere bir eylül sabahı kentten ayrılan Giovanni Drogo'nun öyküsünü anlatıyor. Bu yolculuk, onu sanki insanların yaşadığı dünyanın ta ucuna, gizem dolu bir durgunluğun, uğursuz bir havanın egemen olduğu çok eski ve ıssız bir kaleye götürür. Tam otuz yıl boyunca Drogo, Tatarların krallığı sayılan çölde birşeylerin olmasını bekler. Kaledeki herkesi bir bekleyiş duygusu içinde taşlaştıran o kahramanlık ve zafer umuduna kaptırır kendini. Herkes kuzeyden gelecek düşmanı, yani Tatarları beklerken, bir yandan da, zamanın, yaşamı büyük bir açgözlülükle yiyip bitirdiğini hisseder. Hayatın tekdüze ve değişmez akışına kapılıp yaşamı boşuna tüketiyor olmak kaygısı, günümüz insanını da saran evrensel bir sorun. Drogo'nun uzun bekleyişi, hayatı sınıra gelip dayandığında çözüme ulaşıyor.
Can Yayınları arasında daha önce çıkan Tanrıyı Gören Köpek ve Büyülü Öyküler adlı öykü kitaplarından tanıdığınız İtalyan yazar Dino Buzzati'nin en ünlü romanı, bir başyapıt Tatar Çölü. Yazar, bu romanında, tüm ömrünü geçireceği Bastiani Kalesine... tümünü göster
Cora baltayla hunharca öldürülünce, bir gün önce kardeşi Richardın patavatsızca söylediği bir söz tüyler ürpertici bir anlam kazanır. Richardın vasiyetnamesi okunurken, Cora yüksek sesle, Olay çok güzel örtbas edildi... Ama Richard cinayete kurban gitti değil mi? diye sormuştu. Çaresizlik içindeki aile avukatı bu sırrı çözmesi için Hercule Poirotya başvurur.
Cora baltayla hunharca öldürülünce, bir gün önce kardeşi Richardın patavatsızca söylediği bir söz tüyler ürpertici bir anlam kazanır. Richardın vasiyetnamesi okunurken, Cora yüksek sesle, Olay çok güzel örtbas edildi... Ama Richard cinayete kurban gi... tümünü göster
2025 yılında kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2025 yılında kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
''Bende anlayamadığın nedir biliyor musun?''
''Neymiş?''
''Nazım'ın dediği gibi: 'Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum. Kendi şarkımı.' Ama yapamam biliyorum, çünkü o şarkı içimde kuruyup kaldı. Beni öldüren bu işte.''
''Şarkılar bitmez, yeni şarkılar filizlenip doğar her zaman...
''Bu roman, Deniz ile Cihan'ın hüzünlü şarkısını anlatıyor. 70'li yılların sonunda Ankara'da, üniversitede tanışan Deniz ile Cihan'ı ortak tutkuları olan müzik bir araya getirir. Deniz, Ankaralı bir ailenin isyankar kızı, Cihan taşradan gelmiş bir genç adamdır. 12 Eylül öncesinin en karanlık günlerinde yolları kesişen bu iki genç arasındaki ilişki birini tutkulu bir aşka götürürken, diğeri devrimci düşlerinin rüzgarına kapılır. Yaşanmamış bir aşkın izdüşümü, aradan otuz yıl geçtikten sonra farklı bir boyutta, ama aynı tutkuyla iki insana yansır: Biri artık orta yaşını sürmekte olan Cihan, diğeriyse ona hem yabancı hem de son derece tanıdık olan bir kadındır.
İnci Ara, arka planında değişen bir ülke, insanlar, gençlik ve siyaset olan, bambaşka bir aşkın izini sürüyor. Umudun, arzunun, hüznün, şarkılarla canlanan iklimini bir kez daha, derinlik ve ustalıkla anlatıyor. İnci Aral, Şarkını Söylediğin Zaman'la Türk romanını zirveye taşıyor. Okuyanın aklından yıllarca çıkmayacak bir ezgi dinletiyor.
''Bende anlayamadığın nedir biliyor musun?''
''Neymiş?''
''Nazım'ın dediği gibi: 'Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum. Kendi şarkımı.' Ama yapamam biliyorum, çünk... tümünü göster
Monica McCarty bu yepyeni seri ile yine adından çok söz ettirecek...
“Duvar kağıdı gibi görünen tarihi aşk romanlarından bezmiş okuyucular bu kitapta hem romantizmin doruğuna çıkacaklar hem de İskoçya’nın tarihi derinliklerinde seyre dalacaklar.”
Publishers Weekly
Yıl 1305… Robert the Bruce, dünyanın en güçlü ordusunu oluşturmak ve İskoçya’yı İngiliz hakimiyetinden kurtarmak için, ülkenin en ücra köşelerinden ve Batı Adaları’ndan, her biri üstün yeteneklerle donatılmış on savaşçı seçer. Bu gizli orduya önderlik edebilecek tek bir kişi vardır: Muhteşem savaşçı Tor MacLeod.
Tor MacLeod’un ise İskoçya ile İngiltere arasındaki bir savaşta taraf olmaya hiç niyeti yoktu. Kendini klanına adamış bu özgür ruhlu adam, kimseye hesap vermekten hoşlanmazdı özellikle de bir kadına. Fakat babasıyla ittifak yapabilmek için sinsice koynuna giren ve onu kendisiyle evlenmek zorunda bırakan karısı yüzünden hiç istemediği olayların içine çekileceğinden habersizdi. Tor, onunla evlenmiş olabilirdi ama kalbini ele geçirmesine asla izin vermeyecekti.
Christina Fraser, sert görünümüne rağmen kocasının duygusuz biri olmadığını biliyordu. Onun yeniden birini sevebilmesi ve güvenebilmesi için her şeyini feda etmeye hazırdı. Tor’un kalbini kazanmaya çalışırken yaptığı dikkatsiz bir hareket, onları savaşın kıyısına sürüklediğinde ise Tor hayatının en zorlu mücadelesini verecekti: Çok geç olmadan karısını kurtarmak ve ona kalbini açmak.
Monica McCarty bu yepyeni seri ile yine adından çok söz ettirecek...
“Duvar kağıdı gibi görünen tarihi aşk romanlarından bezmiş okuyucular bu kitapta hem romantizmin doruğuna çıkacaklar hem de İskoçya’nın tarihi derinliklerinde seyre dalacaklar.”
... tümünü göster
Yaprak Dökümü'nde Reşat Nuri Güntekin, bir memur ailesinin gelir darlığı ve ahlak düşkünlüğü içerisinde parçalanıp çöküşünü, ustalıklı bir dille anlatıyor. Toplumsal yönü ağır basan bir roman. Eski görenek ve ahlak anlayışına bağlı kalan bir küçük bürokratın, değişen sosyo-ekonomik koşulların belirlediği yeni hayatını yadırgaması başarıyla sergileniyor.
Yaprak Dökümü'nde Reşat Nuri Güntekin, bir memur ailesinin gelir darlığı ve ahlak düşkünlüğü içerisinde parçalanıp çöküşünü, ustalıklı bir dille anlatıyor. Toplumsal yönü ağır basan bir roman. Eski görenek ve ahlak anlayışına bağlı kalan bir küç... tümünü göster