Ursula Le Guin'in kılavuzluğunda, Yerdeniz Takımadalarında yeni bir geziye çıkıyoruz. Yerdeniz dizisinin son kitabı olan Tehanu'dan on iki yıl sonra yayımlanan bu beş öykü, takımadaların dört bir yanında dolaştırıyor bizi; Roke'taki Büyücülük Okulunun kurulmasından başlayıp, Ged'in gidişinden sonra Okulda gerçekleşen değişimlere kadar geniş bir zaman yelpazesinde, Yerdeniz'in erkekleri, kadınları ve ejderhalarına dair, isimlere ve büyülere dair yepyeni masallar okuyoruz bu kitapta... Kitapta yer alan beş öykü, sırasıyla, Bulucu, Karagül ile Pırlanta, Yerin Kemikleri, Bataklık Yayla ve Ejderböceği. Yerdeniz Öyküleri'nin bir de eki var: Yerdeniz Takımadalarının haritası, poster olarak
Ursula Le Guin'in kılavuzluğunda, Yerdeniz Takımadalarında yeni bir geziye çıkıyoruz. Yerdeniz dizisinin son kitabı olan Tehanu'dan on iki yıl sonra yayımlanan bu beş öykü, takımadaların dört bir yanında dolaştırıyor bizi; Roke'taki Bü... tümünü göster
Ayn Rand, bütün zamanlamaların en çok okunan felsefi romanı Atlas Vazgeçtiyi (Atlas Shrugged) 1957de çıkardı. Roman o günden beri her yıl ortalama 200.000 sattı. Amerikayı İncilden sonra en çok etkileyen kitap oldu. Ayn Rand -asıl adıyla Alişya Rosenbaum- 1500 sayfalık bu dev romanı için Bu bir felsefe tarihi kitabıdır. Düşüncemin vardığı son nokta da şudur: İnsanın kendi yaratıcılığını ortaya koyma hakkı hiçbir zaman engellenemeyecek. Ayn Randın eserlerini Türkçeye kazandıran Sinan Çetin bu kitap için şöyle diyor: Bu kitap iş yapan, yaratan, yapan eden insanın toplum tarafından nasıl sömürüldüğünü, üstelik zalimce suçlandığını açıkça gözler önüne seriyor... eğer aklınıza, yeteneğinize, kendinize inanıyorsanız bu kitabı çok büyük bir aşkla okuyacaksınız.
Ayn Rand, bütün zamanlamaların en çok okunan felsefi romanı Atlas Vazgeçtiyi (Atlas Shrugged) 1957de çıkardı. Roman o günden beri her yıl ortalama 200.000 sattı. Amerikayı İncilden sonra en çok etkileyen kitap oldu. Ayn Rand -asıl adıyla Alişya Rosen... tümünü göster
Tanukinin erbezi torbasını paraşüt niyetine kullanarak gökten indiği bildirildi. Düşünün bir kere, bu tümceyle başlayan bir roman okuru nasıl bir hayal dünyasına davet eder? Ve kim bilir, böylesine saçma, kaba saba, şaşırtıcı, iğrenç bir görüntünün ardından daha neler neler çıkacaktır ortaya?Tom Robbinsin zamansız ama bir o kadar da günümüze ait bu romanı, zaten sınırları daha yarattığı karakterlerde zorlamaktadır: Uzakdoğu mitolojisinin renkli simalarından, kocaman göbeği ve genital organları olan, kılıktan kılığa girerek kadınları ayartan yarı tanrı, yarı hayvan Tanuki; Asya kökenli, Tanukinin kanından olduğu rivayet edilen güzel mi güzel bir sirk cambazı; Vietnam Savaşının ardından isteyerek kendilerini kayıp eden ve Laosun derinliklerinde eski bir Fransız villasını mesken tutan üç Amerikan askeri romanda en inanılmaz, en şaşırtıcı ve en çekici yönleriyle boy göstermektedir. Kendilerince marifetleri, gizemleri, beceri ve beceriksizlikleri romana yön vermektedir. Kahramanlarımızdan üç kafadar eski asker geçimlerini sağlamak, cariyelerini beslemek ve yardım faaliyetlerini yürütmek için uyuşturucu imal edip pazarlamaktadır. Ancak içlerinden birinin rahip kılığında vücuduna sardığı uyuşturucu paketleriyle yakalanması üzerine bütün dengeler sarsılır. CIAnin, kayıp asker ailelerinin, yerel polisin ve daha birçok unsurun devreye girmesiyle olaylar hızla gelişir... Parfümün Dansı başta olmak üzere, olağanüstü zenginlik ve güzellikteki romanlarında, cinselliği militarizmin, tutuculuğun ve çıkarcılığın kalbine sapladığı bir hançer gibi kullanan ancak hiçbir zaman seksin kendisini konu yapmayan ender yazarlardan biri olan Tom Robbins, bu romanda da hayranlarını yanıltmıyor. Zengin hayal gücü, okuru eğlendirirken tabuları da yıkmaya davet ediyor.
Tanukinin erbezi torbasını paraşüt niyetine kullanarak gökten indiği bildirildi. Düşünün bir kere, bu tümceyle başlayan bir roman okuru nasıl bir hayal dünyasına davet eder? Ve kim bilir, böylesine saçma, kaba saba, şaşırtıcı, iğrenç bir görüntünün a... tümünü göster
Geriye Uçan Yaban Ördeklerini elinize alıyor ve Robbins gene neyin peşinde diye düşünüyorsunuz. Bu kez hangi uzak dağ yamaçlarında, hangi tuhaf ışıklar dikkatini çekti acaba? Kimin kamp ateşinde ısıtıyor fikirlerini, imgelerini, edebi sanatını? Çingenelerin mi? Gerillaların mı? Kız izcilerin mi? Şamanların mı yoksa?
Hayır, bu kez yaban ördeklerini geriye uçuruyor. Kafilede 1967 yılından 2003e uzanan dönemde yazdığı yolculuk yazıları, öyküler, çoğu daha önce yayımlanmamış şiirler, sanat eleştirileri, sevdiği insanlara övgüler, çeşitli dergilerle yaptığı mülakatlar ve muhtemelen hiç film olamayacak bir tretman bulunuyor.
Robbins, modern sanatın yapısökümünü yaptığı ve kafayı yiyen rockçılara övgüler düzdüğü sıralarda, mesleki konumunu bir daha geri dönmemek üzere değiştirmeye karar vermişti. Kurduğu yeni dünya bir tür hayal-ettiğine-inan dünyasıydı; bu dünyada, haber metinlerinde satır arasına gizlenmesi gereken Üslup kraldı, Paradoks ile Muamma ise diplomatik dokunulmazlığa sahipti.
Geriye Uçan Yaban Ördeklerini elinize alıyor ve Robbins gene neyin peşinde diye düşünüyorsunuz. Bu kez hangi uzak dağ yamaçlarında, hangi tuhaf ışıklar dikkatini çekti acaba? Kimin kamp ateşinde ısıtıyor fikirlerini, imgelerini, edebi sanatını? Çinge... tümünü göster
Hırslı melez güzeli Gwendolyn Mati borsa simsarıdır. Paskalya arifesinde borsa çökünce, kendine ve müşterilerine ait paraları kurtarmanın derdine düşer. Aynı zamanda imana gelmiş bir maymunun kaybolması, sokak serserilerinin saldırısına uğramak, 130 kiloluk kaftanlı-türbanlı medyum arkadaşının sırra kadem basması gibi kariyeriyle ilgisi olmayan meselelerle boğuşmak zorunda kalır. Bunlar yetmezmiş gibi Timbuktudan yeni gelen kurt borsacı Larry Diamond da dağılmış hayatının tam ortasına düşer. Gwen, işiyle ve parayla ilgili hırslarını tatmin etmek için binbir dolap çevirmeye çabaladığı üç gün boyunca Larrynin aykırı tavırlarının ve cinselliğinin cazibesinden kurtulamaz. Onun etkisiyle kurbağa nüfusunun neden hızla azaldığı, Afrikanın ücra bir köşesindeki Bozo kabilesinin Sirius yıldızıyla ilgili sırlara binlerce yıldan beri nasıl olup da vakıf olduğu, eski Çin İmparatoriçesinin ucu yeşimden kristal lavmanıyla rektum kanserinin tedavi edilip edilemeyeceği, Tarot kartlarından birinin değiştirilmesinin anlamı gibi sorularla uğraşır...Tom Robbins, yayınevimizden çıkan Parfümün Dansı, Dur Bir Mola Ver ve Ağaçkakanda olduğu gibi bu romanında da kahramanlarını bambaşka bir atmosfer içinde yeniden yaratırken gerçekliğin bilinmedik yanlarına projektör tutuyor. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını vurgulayarak, trajikomik bir çılgınlık içinde dönüp duran dünyamızın altüst olmuş değerlerini benzersiz bir biçimde sorguluyor... Gene hınzır, bilge, erotik ve kışkırtıcı...Bu sadece eğlencelik bir kitap değil. Okuru, parlak ve zekice ayrıntılarla örülmüş hınzırlıkların, kehanetle ve binbir tuhaflıkla kaynaşan karanlık bir olay örgüsünün içine fırlatıp atıyor.The Oreganian
Hırslı melez güzeli Gwendolyn Mati borsa simsarıdır. Paskalya arifesinde borsa çökünce, kendine ve müşterilerine ait paraları kurtarmanın derdine düşer. Aynı zamanda imana gelmiş bir maymunun kaybolması, sokak serserilerinin saldırısına uğramak, 130... tümünü göster
Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar, uluslararası bir entrikanın ve Güney Amerikalı münzevi bir şamanın lanetine uğrayarak tekerlekli sandalyeye mahkum olan hınzır bir CIA ajanının öyküsüdür. Bu mahkûmiyet, ruhani bir yükseliş potansiyeli de taşır. Zira Fatimanın üçüncü kehanetinin yeniden keşfinin ve şaşırtıcı içeriğini ifşa etme mücadelesinin vakayinamesini de tutan roman, aynı zamanda ruhani aydınlanmaya doğru bir yolculuktur. Vahşi Sakatlar bir yandan da kendisinden on yaş büyük bir rahibeye duyduğu saplantı kösnüllükle, lise çağındaki üvey kız kardeşinin bekâretini bozmak için duyduğu dayanılmaz arzu arasında gidip gelen bir adamın portresidir. Bütün bunlara çalıntı bir Matisse tablosuyla, sürekli yinelediği mantrası gelecek kuşakları aydınlatacak bir nitelik taşıyan bir papağanı da eklersek, Tom Robbinse yakıştırılan sözün break dansçısı nitelemesini haklı çıkaran bir romanla karşı karşıya olduğunuz anlaşılır.CIA ajanı kahramanımız Swittersı birbiriyle çelişen arzular yönetir. Bilgisayardan nefret eder, ama tam bir siber-âlem büyücüsüdür; anarşisttir, ama hükümet için çalışır; barış yanlısıdır, ama silahsız dolaşmaz; derin bir ruhaniyet duygusu taşır, ama duadan ya da örgütlü dinden kendini sakınır; masumiyetin korunması fikrini saplantı haline getirmiştir, buna karşılık yeniyetme üvey kız kardeşinin masumiyetinin peşindedir.Swittersa musallat olan, her birimizin kafasını kurcalayan o bildik çatışmadan farklı değildir aslında. Çözüm içimizdeki çelişen unsurlardan birini seçmek değil, ikisini de kucaklamaktır. İnsanlar hayatlarında kesinliğe özlem duyarlar. Oysa kesinlik, Tanrının barış mesajını yaymak için savaşmayı tercih ettiğimiz, cinayet işleyenleri ölümle cazalandırdığımız bir dünyada, bu çözümü olmayan çelişkiler dünyasında hiç bir sorunu çözmez. Robbins olumluyla olumsuzu, yin ile yangı birbirinden ayrılmaz görür. Hepimizin bindiği bir tahterevallidir söz konusu olan. Herkes aynı tarafa binerse, oyun kaçınılmaz olarak son bulur. Vahşi Sakatlar bir yanıyla, bir ajanın soluk soluğa okunan, mizah dolu macerasıdır. Başka bir düzeyde ise, canlılığın, devinimin, değişimin, ele avuca sığmazlığın, damgasını vurduğu çağımızda, tablonun bütününü gözlerimizin önüne seren, ciddi fikirlerle dolu roman olarak da okunabilir.Robbins meseleleri beyin kamaştıran bir tarzda kavranıyor. Aynı zamanda dünya çapında bir öykü anlatıcı.-Thomas Pynchon-
Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar, uluslararası bir entrikanın ve Güney Amerikalı münzevi bir şamanın lanetine uğrayarak tekerlekli sandalyeye mahkum olan hınzır bir CIA ajanının öyküsüdür. Bu mahkûmiyet, ruhani bir yükseliş potansiyeli de taşır.... tümünü göster