erolisik

0 takip ettiği ve 6 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

erolisik okumuş.
Semerkant

Titanicte Rubaiyat! Doğunun çiçeği Batının Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydim!Amin Maalouf, Afrikalı Leodan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğuya, İrana bakıyor. Ömer Hayyamın Rubaiyatının çevresinde dönen içiçe iki öykü... 1072 yılında, Hayyamın Semerkantında başlayan ve 1912de Atlantikte bit(mey)en bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İranın tarihinin de okunuşunun öyküsü/tarihi... TADIMLIKBazen Semerkantta, ağır ve kasvetli bir günün bitiminde, kentin işsiz güçsüz takımı, baharat çarşısının yanı başındaki iki meyhane çıkmazında, Sogd ülkesinin kokulu şarabını içmek için değil, ama gelen gideni gözetlemek ya da çakırkeyif bir kaç akşamcıya saldırmak için dolanıp durur. Ele geçirilen kişi yere serilir, hakaret edilir, baştan çıkartan şarabın kızıllığını ona yüz yıllar boyu hatırlatacak olan bir cehennem ateşine sokulur.İşte Rubaiyat, 1072 yazında, böyle bir olay üzerine yazılmaya başlandı. Ömer Hayyam yirmi dört yaşındaydı ve bir süredir Semerkantta bulunuyordu. O akşam, meyhaneye mi gitmişti yoksa dolaşıp dururken rastlantılar mı onu oraya sürüklemişti? Bilinmeyen bir kenti arşınlamanın taze keyfi, biten günün binlerce biçim alışına açık gözlerle bakış... Gelincik Tarlası Sokağında bir küçük oğlan, aşırdığı elmayı göğsünde tutarak tabanları yağlıyor; çuhacılar çarşısında bir dükkânın içinde, bir kandilin kör ışığında tavla partisi sürüyor, iki zar atışından sonra bir küfür ve tıkırtılı bir gülüş duyuluyordu. İplikçiler geçidinde ise, katırcının biri çeşmenin önünde durup yüzünü yıkıyor, sonra da uyuya kalan çocuğunu öpercesine, dudaklarını uzatıp musluğa eğiliyor, susuzluğunu giderdikten sonra ıslak avuçlarını yüzünde gezdirip şükrediyor, içi boş bir karpuzu yerden alarak su ile dolduruyor ve hayvanının başından aşağıya, o da içebilsin diye boca ediyordu.Tütüncüler Meydanında, gebe bir kadın Hayyama yaklaştı. Peçesini açtığında ancak onbeş yaşında olduğu anlaşılıyordu. Tek söz etmeden, çocuksu dudaklarında tek gülümseme olmadan, Hayyamın elindeki kestanelerden bir kaçını çalıverdi. Hayyam şaşırmadı. Bu Semerkantda eski bir inanıştı. Bir anne adayı, sokakta hoşuna giden bir yabancıya rastlarsa, yiyeceğini elinden almak cesaretini gösterebilmeliydi. Böylece, doğacak çocuk, onun kadar yakışıklı, onun gibi ince uzun, onun kadar soylu ve düzgün hatlara sahip olacaktır. Ömer, uzaklaşan kadına bakarken, elinde kalan kestaneleri yemeye devam etti. O sırada duyduğu bir uğultu, hızlanmasına yol açtı. Az sonra kendini, zincirinden boşanmış bir güruhun ortasında buluverdi. Kolları ve bacakları upuzun, beyaz saçları dağılmış bir ihtiyar, yere serilmiş, çığlıkları öfke ve korkudan hıçkırığa dönüşmüştü. Gözleriyle yeni gelene yalvarmaktaydı. Zavallının çevresini, yirmi kadar titrek sakallı, sopalı adam almış, az ötede keyifli bir seyirci kitlesi birikmişti. Aralarından biri, Hayyamın kızgın yüzünü görünce: Önemli değil, bu Uzun Cabirden başkası değil dedi. Ömer sıçradı, bir utanç dalgası gelip boğazında düğümlendi, kendi kendine: Cabir, Ebu Alinin arkadaşı! diye söylendi. Ebu Ali, aslında sık rastlanan bir isimdi. Ama ister Buharada olsun, ister Cordobada, ister Belhde olsun, ister Bağdatta, adı saygı ile anılırsa, kim olduğu kolaylıkla anlaşılır. Bu, İbn-i Sinadan başkası değildir. Batıda Avicenne diye bilinen! Ömer onu tanımış değildi. Onun ölümünden onbir yıl sonra doğmuş, ama onu, kuşağının en büyük ustası, bütün bilimlerin üstadı, Mantık havarisi olarak kabul etmişti. Hayyam tekrar söylendi: Cabir, Ebu Alinin en sevdiği arkadaşı! Cabiri gerçi ilk kez görüyordu ama, talihsiz yaşamı hakkında bilgisi vardı. İbn-i Sina, Cabiri kendi halefi sayar, yalnız düşüncelerini sergilemedeki ataklılığını ve pervasızlığını eleştirirdi. Cabir, bu kusuru yüzünden günlerce hapis yatmış, meydan dayağına çekilmiş, son kamçılanması Büyük Semerkant Meydanında, ailesinin gözleri önünde gerçekleşmişti. Cabir bu hareketi asla unutmamıştı. Cesur, gözüpek bir adam iken nasıl olmuştu da böyle ihtiyara dönüşmüştü? Herhalde karısının ölümü yüzünden! Karısı öldükten sonra, yırtık pırtık giysilerle, sendeleye sendeleye, saçma sapan konuşarak dolaşmaya başlamıştı. Cabirin peşinden, gülüşüp bağrışan, ellerini çırpan, attıkları taşlarla onun, gözlerinden yaş akıtacak kadar, canını yakan bir çocuk ordusu giderdi.

Titanicte Rubaiyat! Doğunun çiçeği Batının Çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydim!Amin Maalouf, Afrikalı Leodan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğuya, İrana bakıyor. Ömer Hayyamın Rubaiyatının çevresinde dönen içiçe iki öykü... 107... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 6 ay
erolisik okumuş.
İsmail

İsmail, okuru on beşinci yüzyılın dünyasına götürüyor. Şah İsmail'in doğumuyla başlayan olaylar, bir tarikatın devlete dönüşmesi ve yaşanan kanlı süreç... İsmail, hayatın akışının kırıldığı noktalardan birinde, belirleyici bir ismin öyküsü olduğu kadar, tarihin yeniden yazıldığı bir süreci de dile getiriyor.

İsmail, okuru on beşinci yüzyılın dünyasına götürüyor. Şah İsmail'in doğumuyla başlayan olaylar, bir tarikatın devlete dönüşmesi ve yaşanan kanlı süreç... İsmail, hayatın akışının kırıldığı noktalardan birinde, belirleyici bir ismin öyküsü olduğ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 6 ay
erolisik okumuş.
İletişimin Görünmeyn Yüzü-Beden Dili

Utanç veya mahcubiyetten kızarmış bir yüz, titreyen dudaklardan yükselen sessiz çığlık, buğulanmış gözler, asılmış bir surat, tedirgin eller, mahcup bir bakış, çaresiz bir duruş, ilgisiz bir dokunuş, hayranlık ve sevgi dolu gözler, korku dolu bir yüz, özgüvenli bir tokalaşma, stres dolu el ve ayak sallama, endişeli dudak ısırış, dalıp giden gözler, yalvaran bakış, itaatkar el bağlama, meydan okuyan bir oturuş, yalanı haykıran gözler, sımsıcak gülümseme, nefret dolu gözden çıkarılmanın mesajlarını içeren bakışlar, küçümseyen veya tehdit eden gözler, tanımadığınız birisinin çok yakınınıza geldiğinde duyduğunuz tedirginlik, asansöre bindiğinizde diğer insanlara değil de neden tavana, yere, saatinize ya da başka şeylere odaklanırsınız? İş ve özel yaşamda oturma düzenleri neler söyler? İlk izlenimin gücü, renklerin söyledikleri, aksesuarların, takıların dili...

Utanç veya mahcubiyetten kızarmış bir yüz, titreyen dudaklardan yükselen sessiz çığlık, buğulanmış gözler, asılmış bir surat, tedirgin eller, mahcup bir bakış, çaresiz bir duruş, ilgisiz bir dokunuş, hayranlık ve sevgi dolu gözler, korku dolu bir yüz... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 6 ay
erolisik okumuş.
NLP ile Spor Koçluğu

Spor, insanın sahip olduğu sonsuz potansiyeli açığa çıkarmanın en etkili yollarından biridir.Bayrağı kimsenin dikemediği yerlere ulaştırabilmek, ister sporcu isterse yönetici olsun her spor adamının esas amacı.Teknoloji ve yaşam standartları açısından çok geri durumda olsalar da, gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerin sporcularının bu alandaelde ettiği başarıları hayranlık ve takdirle izliyoruz.Afrikalı sporcuların atletizmde elde ettiği başarılar, gelişmiş ülkelerinsporcularını yıllardır imrendirmeye devam ediyor.Spor dünyası ve müsabakaları tüm şartların eşitlendiği bir alan olarak, eldeki kalemle en muhteşem başarı öykülerinin yazılmasını bekliyor.Bir insanı harekete geçiren en büyük motivasyon, kendini ispat etme güdüsüdür.Bu amaçla insanlar yapılmayanları yapmak, kendini aşmak, iz bırakmak, meydan okumak gibi nedenlerle kısacık hayatlarında yüzyıllarca hatırlanacak bir anı bırakmaya çalışırlar.Spor dünyasında yıllar geçse de elde edilen başarılar hep genç kalır ve anılmaya devam eder.

Spor, insanın sahip olduğu sonsuz potansiyeli açığa çıkarmanın en etkili yollarından biridir.Bayrağı kimsenin dikemediği yerlere ulaştırabilmek, ister sporcu isterse yönetici olsun her spor adamının esas amacı.Teknoloji ve yaşam standartları açısınd... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 6 ay
erolisik okumuş.
Brida

Ruh-eşimi nasıl tanıyacağım?
Wicca, Bridaya Riske girerek dedi. Başarısız¬lık, hayal kırıklığı risklerini göze alacaksın, ama aşk arayışından hiç vazgeçmeyeceksin. Arayışına devam ettiğin sürece sonunda zafere ulaşacaksın.
Brida, güzel bir İrlandalı kızın ve onun bilgiye erişme çabasının öyküsü. Brida, ona korkularının üstesinden gelmeyi öğreten bilge bir erkekle ve dünyanın gizli müziğine ayak uydurarak dans etmeyi öğreten bir kadınla karşılaşır. O iki kişi Bridada Tanrı vergisi bir yetenek olduğunu görür; ama yeteneğini kendisinin bulabilmesi için genç kızı kendi içine doğru bir keşif yolculuğuna yönlendirirler.

Ruh-eşimi nasıl tanıyacağım?
Wicca, Bridaya Riske girerek dedi. Başarısız¬lık, hayal kırıklığı risklerini göze alacaksın, ama aşk arayışından hiç vazgeçmeyeceksin. Arayışına devam ettiğin sürece sonunda zafere ulaşacaksın.
Brida, güzel bir İrlandalı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 6 ay
erolisik okumuş.
Kazanan Yalnızdır

Kazanan Yalnızdırda Paulo Coelho, On Bir Dakika ve Zâhirde öne çıkan temalara geri dönüyor. İçinde yaşadığımız dünyada, lükse ve ne pahasına olursa olsun başarıya olan bağımlılığımızın, yüreğimizin sesine kulak vermemizi engellediğini anlatıyor bize.
Coelho okuru bu defa, kendi de¬yimiyle Sü­persınıfın –hayallerin gerçeğe dönüştüğü sinema ve moda dünyasına girebilenlerin– toplandığı Cannes Film Festivaline götürüyor. Bu ayrıcalıklı sınıfın bazı üyeleri zirveye ulaşmıştır ve konumlarını yitirmekten korkarlar: para, güç ve ün tehlikededir: çoğu insanın, bedeli ne olursa olsun, uğruna her şeyi yapmaya hazır olduğu değerler.
Kitabın kahramanları bu modern gösteriş dünyasında buluşur: Rus milyoner İgor, Ortadoğulu moda devi Hamid, başrol peşinde Amerikalı aktris Gabriela, hayatının vakasını çözmeyi uman dedektif Savoy ve başarılı bir mankenlik kariyerinin eşiğindeki Jasmine. Dayatılan türlü hayalin yarattığı kargaşada, kendi kişisel hayalini belirlemeyi ve gerçeğe dönüştürmeyi kim başaracak?

Kazanan Yalnızdırda Paulo Coelho, On Bir Dakika ve Zâhirde öne çıkan temalara geri dönüyor. İçinde yaşadığımız dünyada, lükse ve ne pahasına olursa olsun başarıya olan bağımlılığımızın, yüreğimizin sesine kulak vermemizi engellediğini anlatıyor bize.... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 13 yıl, 6 ay
Daha Fazla Göster

erolisik şu an ne okuyor?

erolisik şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.