Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize ... tümünü göster
Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası'nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, okuyucunun bu sanısını pekiştirmek istercesine, Sineklerin Tanrısı'nın başlıca iki kişisine Mercan Adası'ndaki çocuklardan aldığı Ralph ve Jack adlarını verir. Mercan Adası'nda Ballantyne, oldukça duygusal ve biraz da bön bir iyimserlikle, gemileri battıktan sonra Pasifik Okyanusunda ıssız bir adaya sığınan üç İngiliz gencinin, Büyük Britanya uygarlığının oldukça başarılı bir küçük örneğini nasıl yeniden kurduklarını anlatır. Golding'in Sineklerin Tanrısı'nda da bir mercan adası ve İngiliz çocuklar vardır. Ama altı ile on iki yaş arasında olan bu çocuklar, gelecekteki atom savaşı sırasında, güvenilir bir yere götürülmek üzere bindikleri uçak bir saldırıya uğradığı için bu mercan adasına düşmüşlerdir. Ve bu mercan adasında olup bitenler, Ballantyne'ın romanında olup bitenlere hiç mi hiç benzememektedir...
Sineklerin Tanrısı başlangıçta, ıssız bir adaya düşen çocukların serüvenlerini anlatan, küçükler için yazılmış bir öykü, R.M. Ballantyne'ın Mercan Adası'nın çağdaş bir uygulaması sanılabilir. Hatta Golding, kendine özgü buruk alaycılıkla, o... tümünü göster
19. yüzyıl başında Normandiyanın Carville kasabasına evlatlık gelen bir kızın mutluluk arayışları, sosyal katmanlar arasında zikzaklar çizen bir yolculuğa dönüşür. Lamiel, kafasına göre takılma sloganını ilkeleştirmiş günümüz genç kızlarının geçen yüzyıldaki prototipi sayılır. Genç kız, kadın hakları anlayışının öncülerinden biri olarak da önemli bir temsili kişiliktir. Ruhu, içinden çıkılmaz düşüncelerin karmaşasında bunalmış, duygusallıktan nasibini almamış Lamiel, asıl modern dünyanın büyük yabancılaşmalarından birini, ruhun, duygunun ve bedenin birbirinden ayrı düşmesi durumunu, yaklaşık yüz elli yıl öncesinden haber verir gibidir.Lamiel: Çağını aşmanın imkânsızlığı.
19. yüzyıl başında Normandiyanın Carville kasabasına evlatlık gelen bir kızın mutluluk arayışları, sosyal katmanlar arasında zikzaklar çizen bir yolculuğa dönüşür. Lamiel, kafasına göre takılma sloganını ilkeleştirmiş günümüz genç kızlarının geçen yü... tümünü göster
19. yüzyıl başında Normandiyanın Carville kasabasına evlatlık gelen bir kızın mutluluk arayışları, sosyal katmanlar arasında zikzaklar çizen bir yolculuğa dönüşür. Lamiel, kafasına göre takılma sloganını ilkeleştirmiş günümüz genç kızlarının geçen yüzyıldaki prototipi sayılır. Genç kız, kadın hakları anlayışının öncülerinden biri olarak da önemli bir temsili kişiliktir. Ruhu, içinden çıkılmaz düşüncelerin karmaşasında bunalmış, duygusallıktan nasibini almamış Lamiel, asıl modern dünyanın büyük yabancılaşmalarından birini, ruhun, duygunun ve bedenin birbirinden ayrı düşmesi durumunu, yaklaşık yüz elli yıl öncesinden haber verir gibidir.Lamiel: Çağını aşmanın imkânsızlığı.
19. yüzyıl başında Normandiyanın Carville kasabasına evlatlık gelen bir kızın mutluluk arayışları, sosyal katmanlar arasında zikzaklar çizen bir yolculuğa dönüşür. Lamiel, kafasına göre takılma sloganını ilkeleştirmiş günümüz genç kızlarının geçen yü... tümünü göster
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor.Dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için...
Ahmet Ümitın son romanı, Bab-ı Esrar...Yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için... Yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; Şems-i Tebrizi cinayeti...Yedi yüz yıldır süren bir sevda; Şems-i Tebrizi ile MevlânâBab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, ... tümünü göster