İntihar, aşk, ölüm, ihanet sarmalında bir ailenin çöküş destanı
“Aşk bir suçtur, ama olmaması daha büyük bir suçtur.”
İki dünya savaşı arasında, babaları düğme fabrikası sahibi olan ve büyüme yıllarını annesiz geçiren iki kız kardeş… Iris, krizin bedelini ailesi adına ödeyip zengin Richard Griffen’le evlenecek, Laura ise arkasında acılı bir sırrı ve kör bir suikastçı tarafından ele geçirilen şehrin hikâyesini anlattığı distopik romanı Kör Suikastçı’yı bırakarak intihar edecektir.
Paranın, refahın ve sonsuz sanılan aile mutluluğunun çattığı çatılar, yüzyılı sarsan savaşların ve iki kız kardeşin tavan arasına sakladığı sosyalist eylemcinin rüzgârıyla yerle bir olmuş, yıkıntılardan geriye iki kadının parçalanmış, gerçekleşmemiş, sırlarla dolu hayatları kalmıştır.
Atwood’un roman içinde roman tekniğiyle anlattığı Booker Ödüllü aile öyküsü, insan trajedisinin bugün ve gelecekteki yüzünü yansıtan eşsiz bir yapıt.
İntihar, aşk, ölüm, ihanet sarmalında bir ailenin çöküş destanı
“Aşk bir suçtur, ama olmaması daha büyük bir suçtur.”
İki dünya savaşı arasında, babaları düğme fabrikası sahibi olan ve büyüme yıllarını annesiz geçiren iki kız kardeş… Iris, kriz... tümünü göster
Umberto Eco'nun 1980'de yayınlanan dev romanı Gülün Adı, artık çağdaş klasikler arasındaki yerini almış bulunuyor. Çok katmanlı bir yapıt olan romanda, 1327'de İtalya'daki bir manastırda geçen bir cinayet soruşturması anlatılıyor. Ama günümüz edebiyatına bambaşka bir soluk getiren, yepyeni bir türün kapılarını açan Gülün Adı, hem ortaçağ Hıristiyan dünyasını derinliğine irdeleyen bir tarihsel roman; hem de büyük bir ustalıkla kurulmuş, soluk soluğa okunan bir polisiye öykü. 1986'da başrolünü Sean Connery'nin üstlendiği film, çok daha geniş bir okur kitlesini romana yöneltmişti. O günden bu yana dünyanın belli başlı tüm dillerine çevrilen Gülün Adı'nı, Şadan Karadeniz'in benzersiz çevirisinden okurken, kendinizi 14. yüzyıl Avrupasının dinsel entrikalarının ortasında bulacak, gizemli bir öykünün labirentlerinde din ve bilimin çatışmasını izleyeceksiniz.
Umberto Eco'nun 1980'de yayınlanan dev romanı Gülün Adı, artık çağdaş klasikler arasındaki yerini almış bulunuyor. Çok katmanlı bir yapıt olan romanda, 1327'de İtalya'daki bir manastırda geçen bir cinayet soruşturması anlatılıyor.... tümünü göster
Jean Genet. Çocukluğunda piç ve öksüz. Büyüdüğünde hırsız, eşcinsel ve yazar. Babasının kim olduğu belli değildir. Annesi ise onu doğar doğmaz terk etti. Küçüklüğünü geçirdiği yetimhaneden 10 yaşında kaçtı. Tıpkı daha sonra yerleştirildiği her yerden ve katıldığı sömürge birliklerinden kaçtığı gibi... Hayatını Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde hırsızlık, kaçakçılık gibi suçlar işleyerek sürdürdü. Sık sık hapse girdi. Fransa'daki hırsızlık suçundan onuncu kez yargılanması sonucu müebbet hapse mahkûm edildi. Yazdığı ilk roman André Gide, Jean Cocteau ve Jean-Paul Sartre gibi ünlü yazarların dikkatini çekince, bu yazarların cumhurbaşkanına verdikleri dilekçeyle cezası affedildi. Fransa'daki toplumsal hareketlerden Filistin mücadelesine, Amerika'daki Kara Panterler hareketine kadar çok sayıda mücadeleye, anarşizan bir tavırla destek verdi. Yaşamın en ücra köşelerine, hırsızların, fahişelerin, eşcinsellerin, pezevenklerin dünyasına son derece şiirsel bir dille, derin ve incelikli ruhsal çözümlemelerle nüfuz eden Hırsızın Günlüğü, aynı zamanda otobiyografik öğelere rastlanılan bir yapıttır. Erkek egemen toplumun iktidarına, söylemlerine ve davranış kodlarına hem karşıdan meydan okumuş, hem de bu iktidarın erkek ve polis nitelikleriyle özdeşleşmenin küçültücü hazzını yaşamış olan Genet, kendi deyimiyle korkak, hain, hırsız ve eşcinseldir. O, aşağılanmanın en üst mertebesinde bir aziz gibi dolanırken, tamamen dışında kaldığı bizim dünyamıza tuttuğu aynda, ahlakdışılığın, ihanetin, şiddetin imgelerini bir geçit töreni görkemi içinde seyrettirir. Yeraltında yaşayan toplum dışı bu serserinin hayatı, birçok insanın dokunmaya bile cesaret edemediği kimi değerlere hayatın içinden yapılan bir saldırıdır. Bu hayat Hırsızın Günlüğü'nde bir şiire, fakat vahşi bir şiire dönüşmüştür. Hırsızın Günlüğü, yanıbaşımızda duran ve görmezden gelinen bir dünyanın içerden betimlenişidir. Yasadışının estetiğiyle tanışmak için...
Jean Genet. Çocukluğunda piç ve öksüz. Büyüdüğünde hırsız, eşcinsel ve yazar. Babasının kim olduğu belli değildir. Annesi ise onu doğar doğmaz terk etti. Küçüklüğünü geçirdiği yetimhaneden 10 yaşında kaçtı. Tıpkı daha sonra yerleştirildiği her yerden... tümünü göster
Goodreads okurlarına göre 2014’Ün En İyi Bilim Kurgu Romanı!
Altı gün önce, Mark Watney Mars’a ayak basan ilk insanlardan biriydi. Şimdi ise, orada ölmesi neredeyse kesin.
“Çok uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitap. Zeki, eğlenceli ve
gerilim dolu. Marslı, bir romandan isteyebileceğiniz her şeye sahip.”
—Hugh Howey, Wool serisinin yazarı
“Sürükleyici… Defoe’nun Robinson Crusoe’su sanki daha zeki biri
tarafından yazılmış gibi.”
—Larry Niven, Hugo, Nebula ve Locus ödüllü Halka Dünya romanının yazarı
“Bu kitap tam da benim gibi okuyucuların seveceği türden.”
—John Scalzi, Yaşlı Adamın Savaşı serisinin Hugo ve Locus ödüllü yazarı
“Andy Weir’in yazdığı Marslı şimdiye kadar okuduğum en iyi
bilimsel bilimkurgu romanı. Bu romanı –başka bir kitap hakkında hiç böyle bir şey söylemedim– edebi anlamda da elden bırakmak mümkün değil.” —Dan Simmons, Hugo ödüllü Hyperion serisinin yazarı
“Marslı aklımı başımdan aldı!”
—Ernest Cline, Başlat romanının yazarı
“Aksiyon ve uzay macerasının kusursuz bir karışımı.”
—Library Journal
Goodreads okurlarına göre 2014’Ün En İyi Bilim Kurgu Romanı!
Altı gün önce, Mark Watney Mars’a ayak basan ilk insanlardan biriydi. Şimdi ise, orada ölmesi neredeyse kesin.
“Çok uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitap. Zeki, eğlenceli ve
ger... tümünü göster
Cesur yeni Dünya bizi Forddan sonra 632 yılına götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında Cemaat, Özdeşlik, İstikrar yazan Londra Merkez kuluçka ve Şartlandırma Merkezinde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, annelik ve babalık pornografik birer kavram olarak görülür. Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya uykuda eğitim ile sağlanır. Hipnopedya seyesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. Herkes herkes içindir.
Cesur yeni Dünya bizi Forddan sonra 632 yılına götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında Cemaat, Özdeşlik, İstikrar yazan Londra Merkez kuluçka ve Şartlandırma Merkezinde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, annelik ve b... tümünü göster