ezgigurr

Âdeta kutsal bir ibadet yeri olan İtalya’daki yarış pisti Imola’da, 1 Mayıs 1994 günü, bir adam hayatını kaybetti ve bir efsane doğdu. Yarış otomobilinin içinde inanılmaz bir güce sahip olan Ayrton Senna’ya insanların duyduğu hayranlık, hayatına mal olan kazanın ardından daha önce hiç görülmeyen boyutlara ulaştı. Senna, tartışmasız dünyanın en ünlü sporcusu haline geldi ve bu özelliğini bugün hâlâ koruyor.

Bizzat Senna’nın işbirliğiyle ilk Senna biyografisini yazan Christopher Hilton, elinizdeki eserde ünlü Brezilyalı yarışçının soluk kesici hayat öyküsünü tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor. Senna’ya dair daha önce hiç görülmemiş dokümanlarla ve onunla yolu kesişen insanların çarpıcı röportajlarıyla zenginleşen bu kitabın ilk bölümünde unutulmaz F1 pilotunun üç kez dünya şampiyonluğu kazandığı ve sayısız rekor kırdığı kariyerine odaklanılıyor. İkinci bölümde ise Imola’dan beri yaşananlar ele alınıyor. Formula 1’de güvenliği artırmak için sarf edilen çabalar, Frank Williams’ın da içinde yer aldığı mahkeme süreci, binlerce sahipsiz Brezilyalı çocuk için bir umut ışığı olan Ayrton Senna Instituto’nun kuruluş hikâyesi ve Senna’ya yakın olanların özel hatıraları aktarılıyor.

F1 sunucusu Serhan Acar’ın çevirisi ile daha da kıymetlenen Ayrton Senna: Zaman Geçtikçe bu sporu sevenler için eşsiz bir eser…


“O stresle farklı bir şekilde başa çıktı; farklı bir şekilde eğlendi; kazanmayı, sıralama turlarını farklı bir şekilde algıladı. Onun gibi birisiyle hiçbir zaman çalışmadım.”
(Gordon Murray)

“Tüm sahne netleştikçe muhtemelen gelmiş geçmiş en iyi pilotun ve kesinlikle jenerasyonumuzun en iyisinin, herkesin oturma odasında ve gözlerimizin önünde ölmekte olduğu ortaya çıktı. Bu şimdiye kadar televizyon ekranlarına yansıyan belki de en kasvetli ve ağır görüntüydü.”

Âdeta kutsal bir ibadet yeri olan İtalya’daki yarış pisti Imola’da, 1 Mayıs 1994 günü, bir adam hayatını kaybetti ve bir efsane doğdu. Yarış otomobilinin içinde inanılmaz bir güce sahip olan Ayrton Senna’ya insanların duyduğu hayranlık, hayatına mal ... tümünü göster

Her şeye güldüğümüz mutlu yıllardı. Biz çocuktuk, anne babalarımız da gençti. Başkaları yaşlanır, başkaları eksilir sanırdık. Biz değil, başkaları… Salkım Sokak ve “bizimkiler” dokunsam canlanacak bir fotoğraf gibi…

Kalabalık göçmen ailelerin iç içe yaşadığı, küçücük evlere dünyanın en bereketli sofralarının sığdığı; tertemiz, umutlu, erkenci insanların birbiriyle derdini ve ekmeğini paylaştığı, İzmir’de gizlenmiş bir harikalar dünyasıydı sanki o sokak. Solmayan renkleri, çiçekleri, coşkusu, bulaşıcı neşesi, Boşnak halayları, İzmir zeybekleri, Rumeli türküleri, şenlikli kutlamaları ile geldikleri yeri yuvaya dönüştüren insanların inancıyla kurulan bu dünya büyüttü bizi.

Eksik yapbozumun tüm parçalarını saklayan, yetişkinliğimize liman olan bu sokağın hikâyesine gidenler, kalanlar, yaşananlar, hatıralar da dâhildi ve hepsi anlatılmalıydı… Çünkü ben bir mahalle çocuğuyum, bilek-yürek gücüne ve kahramanların “geçmiş” değil “geniş” zamanlarda yaşadığına inanırım.

Her şeye güldüğümüz mutlu yıllardı. Biz çocuktuk, anne babalarımız da gençti. Başkaları yaşlanır, başkaları eksilir sanırdık. Biz değil, başkaları… Salkım Sokak ve “bizimkiler” dokunsam canlanacak bir fotoğraf gibi…

Kalabalık göçmen ailelerin iç i... tümünü göster