Camlardan ölesiye sarkan gündelikçi kadınlar, elindeki eczane poşetleriyle çaresiz bekleyen yaşlı adamlar, pazar yerlerinden artık toplayanlar, eskimiş kıyafetleriyle düğün salonlarında şarkı söyleyenler, sefer tasından utanan genç adam ve diğerleri.
Şehrin ötekileri yani.
Biraz Raif Efendi, biraz Maria Puder, Sartre, Bachelard, Anna ve biraz Kudüs.
Karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir şehirde hayatta kalabilmek için her şey.
Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulabilmek için yani.
Tarık Tufan, “Bir Adam Girdi Şehre Koşarak” kitabında her şey hızla akarken, yavaş gidenleri, yorulanları, rekabete güç yetiremeyenleri ve onların mekanlarını anlatıyor.
Camlardan ölesiye sarkan gündelikçi kadınlar, elindeki eczane poşetleriyle çaresiz bekleyen yaşlı adamlar, pazar yerlerinden artık toplayanlar, eskimiş kıyafetleriyle düğün salonlarında şarkı söyleyenler, sefer tasından utanan genç adam ve diğerler... tümünü göster
Saadet Asrı'yla aradaki mesafeleri kaldıran bu duygu yüklü eserin satırları arasında; herkesi şefkatle kucaklayıp sinesine sarmak isteyen Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz'in ibret ve mesaj dolu hayatını bulacaksınız. O'nun, kendisine tuzak kuranlara bile şiddetle mukabelede bulunmadığına; yirmi üç yıllık tebliğ hayatının ilk on beş yılı sürekli baskı ve işkencelerle geçmesine rağmen hep müsamaha yolunu tercih ettiğine şahit olacaksınız. Engin sinesiyle herkesi semtine davet eden Son Sultan'ın, insanlığı, dünyayı inşa ederken ahireti de mâmur kılmanın sihirli iklimine çağırdığını okuyacaksınız. Ölmeyen Ebû Leheb'e ve kıtalar dolaşan Ebû Cehil'e dikkat çekildiğini; Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali'lerin vazifeye davet edildiğini göreceksiniz.
Saadet Asrı'yla aradaki mesafeleri kaldıran bu duygu yüklü eserin satırları arasında; herkesi şefkatle kucaklayıp sinesine sarmak isteyen Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz'in ibret ve mesaj dolu hayatını bulacaksınız. O'nun, ken... tümünü göster
Profil Yayınları, İbrahim Tenekeci yönetimindeki edebiyat serisinde, günümüz Türk şiirinin önemli isimlerini ağırlamaya devam ediyor.
Serinin amacı, meziyet ve şahsiyet sahibi edebiyatçıları aynı çatı altında buluşturarak, son otuz yılın toplu fotoğrafını çekmek.
Profil Yayınları Edebiyat Serisi'nden bugüne kadar Süleyman Çobanoğlu, Hüseyin Akın, Ahmet Murat, Mustafa Akar, Ahmet Edip Başaran, İbrahim Gökburun, Emel Özkan ve Furkan Çalışkan'ın şiir kitapları çıkmıştı. Serinin son halkası ise Seksen Kuşağı'nın vazgeçilmez şairi Osman Konuk ve onun Tehlikeli Belki isimli şiir kitabı oldu.
Tehlikeli Belki, her daim yeni kalan ve heyecanını asla yetirmeyen şiirlerlerden oluşuyor. Kitaptaki şiirler, modern bir itiraz olarak da okunabilir.
Osman Konuk, seksenlerden bugüne, 'burası özen ve ısrar' diyerek, hem insanın acısı, hem de acımasızlığını yazıyor. Yani, Türkiye'nin ve Türk insanının son otuz yılda yaşadığı o büyük kırılmayı...
Osman Konuk, Tehlikeli Belki'de, bir şair ve şahit olarak, uzun bir Türkiye fotoğrafı çekmiştir. "Bunlar üzgün birinin cümlelerine benzemiyorsa, üzgünüm" diyen şair, cümlemize birden, Türk şiirinin en içli yerinden seslenir.
Az sonra ölecek gibi sakin bir şekilde bunları Parlak bir gökyüzüne gömülecek sonra da İki satır lirizmden zarar gelmez Aynalı binalara ziyaretçi kartlarıyla girilirkenki utanç Plazalarda zevksiz yelekleriyle sırıtan dindar reklamcılar Gurmeler ve zehirler ittifakı olarak doksanlardan bugüne.
Bir kereden bir şey olmaz. Hüseyin sen bilirsin, Necat kitabını yazmıştır Amerika Irak'a neden girdi, neden düşük bel modası var Örovizyonda nasıl birinci oldu Türkiye Telekom neden özelleştirildi dersin Türkan Şoray da kanunlarını değiştirince Ne alakası var bütün bunların Bir kereden bir şey olmaz demedik.
Profil Yayınları, İbrahim Tenekeci yönetimindeki edebiyat serisinde, günümüz Türk şiirinin önemli isimlerini ağırlamaya devam ediyor.
Serinin amacı, meziyet ve şahsiyet sahibi edebiyatçıları aynı çatı altında buluşturarak, son otuz yılın toplu fot... tümünü göster
sana uçak alamıyorsam Türkiye ekonomisi kötü gidiyor demektir \ ama düşün ve unut hemen şimdi, bisiklet ölüme inandırmaz insanı \ sana uçak almak da istemem, motorların sesindeki aldatır bizi \ kekeleyen acil iniş çağrısı kesinkes devrimdir \ yanlış durakta inmiş iki eski dost olabiliriz, buysa çok güzel \ odalara sığamazsak kardeşlik ne güne duruyor
sana uçak alamıyorsam Türkiye ekonomisi kötü gidiyor demektir \ ama düşün ve unut hemen şimdi, bisiklet ölüme inandırmaz insanı \ sana uçak almak da istemem, motorların sesindeki aldatır bizi \ kekeleyen acil iniş çağrısı kesinkes devrimdir \ yanlış ... tümünü göster
sana uçak alamıyorsam Türkiye ekonomisi kötü gidiyor demektir \ ama düşün ve unut hemen şimdi, bisiklet ölüme inandırmaz insanı \ sana uçak almak da istemem, motorların sesindeki aldatır bizi \ kekeleyen acil iniş çağrısı kesinkes devrimdir \ yanlış durakta inmiş iki eski dost olabiliriz, buysa çok güzel \ odalara sığamazsak kardeşlik ne güne duruyor
sana uçak alamıyorsam Türkiye ekonomisi kötü gidiyor demektir \ ama düşün ve unut hemen şimdi, bisiklet ölüme inandırmaz insanı \ sana uçak almak da istemem, motorların sesindeki aldatır bizi \ kekeleyen acil iniş çağrısı kesinkes devrimdir \ yanlış ... tümünü göster