feritagah

0 takip ettiği ve 6 takip edeni var. 32 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

feritagah okumuş.
Aldanan Kadın

Rosalie eşini kaybetmiş, kırık bir aşktan geri kalan boşluğu resim yaparak gidermeye çalışan kızı ve lise öğrencisi oğluyla birlikte sakin bir yaşam sürmektedir. Oğluna İngilizce dersi vermek için eve gelen genç Amerikalı, onu çok etkiler. Önce kendine bile itiraf etmekten çekindiği duyguları, konuşmalarına ve hareketlerine farkına varmaksızın yansıyınca ilk tepkiyi çocuklarından alır. Ama ne pahasına olursa olsun, doğanın kendisine bahşettiğine inandığı bu aşkın peşinden gitmeye kararlıdır.
Aldanan Kadın, yazarın ölmeden önce tamamladığı son öyküsüdür. Thomas Mann, erken dönem çalışmalarından Venedik'te Ölüm'ün ana motiflerini, bu defa yaşlanmakta olan bir kadının duygu dünyasına yerleştiriyor. Eserlerinde yaşam ile ölümün karmaşık diyalektiğiyle hesaplaşan Mann, ölmeden önce tamamladığı bu son öyküsüyle adeta kendi yazınsal döngüsünü de tamamlıyor. Kitap, dönemin kadına bakışını yansıtması açısından da çok ilgi çekici diyaloglar içeriyor.

Rosalie eşini kaybetmiş, kırık bir aşktan geri kalan boşluğu resim yaparak gidermeye çalışan kızı ve lise öğrencisi oğluyla birlikte sakin bir yaşam sürmektedir. Oğluna İngilizce dersi vermek için eve gelen genç Amerikalı, onu çok etkiler. Önce kendi... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
feritagah okumuş.
Veciz Sözler

Barış Bıçakçı, Herkes Herkesle Dostmuş Gibi kitabı ile geniş bir okur kitlesiyle dostmuş gibi... olmuştu. Bu uzun hikâye veya küçük roman da onun ruh akrabalarına çok iyi gelecek!Uzaktan ama içten dostluklar için güzel bir mecra, insanın kendine dönmesine omuz veren sağlam bir arkadaş olan radyonun aracılığıyla kesişen yaşantılar var Veciz Sözler´de de. Verilen anahtar kelimeyle veciz sözler üretilmesini isteyen bir radyo programının zihinlerde, gönüllerde, içe bakışta açtığı kapılar...Söylemeye gerek var mı? Bu kitabın da gizli kahramanı: Dostluk... Yeni zamanlarda dostluğu en güzel hikâye eden yazarla karşı karşıyasınız!Ve dostlukla içiçe, sanki onun bir akrabası gibi: Aşk... Dostluk ve aşkın beklentileri, hayalleri, imaları, vaadleri, hiç büyük olaylara ihtiyaç duymadan, güçlü bir roman gerilimi üretiyor Veciz Sözler´de.Mustafa Arslantunalı Virgül´de Barış Bıçakçı´nın ilk kitabının dili ekonomik ve zarafetle kullanışından bahsederken, şöyle demişti: ... bir ´ilk kitap´ değil bu. Olsa olsa, zamanla kazanılan yumuşaklığa zaten erişmiş bir yazarın ilk kitabı.Veciz Sözler, işte böyle bir yazarın, -daha da olgunlaşmış!- ikinci kitabı...

Barış Bıçakçı, Herkes Herkesle Dostmuş Gibi kitabı ile geniş bir okur kitlesiyle dostmuş gibi... olmuştu. Bu uzun hikâye veya küçük roman da onun ruh akrabalarına çok iyi gelecek!Uzaktan ama içten dostluklar için güzel bir mecra, insanın kendine dönm... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
feritagah okumuş.
Çin İşi Japon İşi

“‘Erkeklik’ en çok erkeği ezer.” Tayfun Atay’ın kitabındaki ilk yazısının başlığı, erkeklik meselesinin özünü söylüyor aslında! “Maçoluğun dayanılmaz ağırlığı” altında erkek erkeğin kurdu oluyor. Erkeklik rolünün dayatmalarının yol açtığı kasılmalar, erkekleri ebedi ergenlere dönüştürüyor. Atay, bu acıklı olduğu kadar acıtıcı da olabilen hali tasvir ederken, geleneksel erkeklik rollerinin yeni rolleri de göz atmayı ihmal etmiyor: Metroseksüeller, gettoseksüeller, entelseksüeller, ‘dobraseksüeller’…

“Memleketimizden kadın manzaralarına” bakan geniş bir terası da var kitabın. Güzellik imgelerinden “helal kız” hayallerine…

Dinsellikle cinselliğin gerilimli ilişkisini (bkz.: Helâl Sex Shop!) mercek altına alan yazılar da var; bir türlü gerçekleşemeyen eşcinsellik açılımına karşılık bir açılım olarak eşcinselliğe bakan pencereler de var.

Kadınlık ve erkeklikle ilgili klişeler hakkında, değişen erkeklikler ve kadınlıklar hakkında, cinsiyet kimliklerinin muğlaklıkları ve geçişkenlikleri hakkında, cinselliği yaşamanın toplumsal müşkülleri hakkında, capcanlı bir kitap.

“‘Erkeklik’ en çok erkeği ezer.” Tayfun Atay’ın kitabındaki ilk yazısının başlığı, erkeklik meselesinin özünü söylüyor aslında! “Maçoluğun dayanılmaz ağırlığı” altında erkek erkeğin kurdu oluyor. Erkeklik rolünün dayatmalarının yol açtığı kasılmalar,... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 2 ay
feritagah okumuş.
İnsanın Doğası

1895te Viaynada Tıp Fakültesini bitiren Adler 1902de Freudun çevresine katıldı. Daha sonra Viyana Ruhçözümlemesi Kurumunun başkanlığına getirildi. Ancak 1908de Freudla aralarında, özellikle bilinçdışı çatışmaların açıklaması konusunda görüş ayrılıkları belirlemeye başladı. Kişiliğin gelişmesinde cinsel içgüdüler kadar, saldırganlığın da önemli olduğu önemi küçümseyerek, insanın temelde toplumsal bir varlık olduğunu savunmaya başladı. 1911de Freudun çevresinden bütünüyle kotu ve Viyana Ruh çözümlemesi Kurumu başkanlığından ayrıldı. Kısa bir süre sonra çevresinde yeni bir grup oluşturarak, Bireysel Ruhbilim adı altında kendi okulunu kurdu.Freuda koptuktan sonra Adler de Jung gibi geçmişin değil, geleceğe yönelik amaçların insan kişiliğini biçimlendirdiğini savunmaya başladı. Adlera göre, her insanın kendince seçtiği ve eriştirmek için çabaladığı idealleri, onun bugünkü davranışlarını etkiler ve o insana özgü ruhsal süreçlerin oluşmasına yol açar. Adlere gçre, yaşam biçimi çok küçük yaşlarda belirir. Dört, beş yaşlarındadan sonra yaşanılan herşey, o yaşa kadar edinilmiş kalıplara göre benimsenir. İnsanların davranışları, duyguları, algıları ve tutumları çok küçük yaşlarda oluşur ve böylece geleceklerini belirler.İnsanın Doğasında Adler, insanın doğumundan sonra kişiliğini oluşturan toplumsal etkileri ele alarak zorba, sofu, itaatkar, kibirli, kıskanç, açgözlü, utangaç, hırslı, kaba vb. kişilik yapılarını incelemektedir.

1895te Viaynada Tıp Fakültesini bitiren Adler 1902de Freudun çevresine katıldı. Daha sonra Viyana Ruhçözümlemesi Kurumunun başkanlığına getirildi. Ancak 1908de Freudla aralarında, özellikle bilinçdışı çatışmaların açıklaması konusunda görüş ayrılıkla... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
feritagah okumuş.
Knulp

Tüm yaşamı yollarda geçen ve yine yollarda sona eren bir göçebenin hikayesi Knulp. Canının çektiği yere "konan", ama çok duramayıp yine "uçan" bir özgür ruhun kısacık destanı.

Hermann Hesse'ye göre, Knulp gibi figürlerin "kimseye yararı dokunmasa da, yararı dokunan kimilerine oranla çok daha az zararı dokunur. Knulp gibi yetenekli ve hayat dolu insanlar, yaşadıkları çevrede kendilerine yer bulamıyorlarsa, bunda onlar kadar çevreleri de suçludur."

Hesse, tıpkı Knulp gibi, uzun yürüyüşlere çıkmaktan ve doğayla baş başa kalmaktan hoşlanan biriydi. Bu anlamda onun ruhunun uçarı yanını da simgeleyen kitap, bu öykülere ek olarak, Hesse'nin ölümünden sonra gün ışığına çıkan iki fragmanı da içeriyor.

Hesse'nin ilk dönem düzyazıları içinde ışıldayan küçük bir mücevher Knulp.

Tüm yaşamı yollarda geçen ve yine yollarda sona eren bir göçebenin hikayesi Knulp. Canının çektiği yere "konan", ama çok duramayıp yine "uçan" bir özgür ruhun kısacık destanı.

Hermann Hesse'ye göre, Knulp gibi figürlerin &... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
feritagah bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 12 yıl, 3 ay
Daha Fazla Göster

feritagah şu an ne okuyor?

Az Gittik Uz Gittik

%0

Favori Yazarları (9 yazar)

Favori yazarı yok.