'Seni kendimden bile daha çok seviyorum.' Eğer bunu söyleyebilirsem kendimle barış içinde yaşamayı sürdürebilirim, çünkü bu aşk beni rehin aldı.
Ünlü, başarılı, zengin bir yazarın savaş muhabirliği yapan karısı Esther bir gün ansızın ortadan kaybolur. Esther kaçırılmış mıdır, öldürülmüş müdür, yoksa kocasını mı terk etmiştir? Çok sevdiği karısını bulmak için yanıp tutuşan yazar, Esther'in en son birlikte görüldüğü Kazak genci Mikhail'le birlikte Fransa'dan İspanya'ya, Hırvatistan'dan Orta Asya steplerine uzanan bir yolculukta bulur kendini. Bu büyülü yolculuk giderek bir 'iç yolculuğa' dönüşecek, yazar yazgının gücü ve aşkın doğasını yeniden keşfedecek, yaşamına yeni değerler biçecektir... Günümüzün en çok okunan yazarlarından Paulo Coelho, daha önce yayınladığımız Simyacı, On Bir Dakika, Veronika Ölmek İstiyor gibi romanlarından sonra Zâhir'de de, okurlarını bir ruh yolculuğuna çıkarıyor. Zâhir'i okuduğunuzda, kendinizi daha derinden tanıyacaksınız.
'Seni kendimden bile daha çok seviyorum.' Eğer bunu söyleyebilirsem kendimle barış içinde yaşamayı sürdürebilirim, çünkü bu aşk beni rehin aldı.
Ünlü, başarılı, zengin bir yazarın savaş muhabirliği yapan karısı Esther bir gün ansızın ortad... tümünü göster
Din olgusu, insanoğlunun tanıma, idrak etme ve soru sorma yeteneğini kazandığı günden beri gündeminde olan bir konu. Geçmişten beri insanoğlu iman- imansızlık, inanç- inaçsızlık temeli çerçevesinde büyük çatışmalar yaşadı... Büyük savaşlar, toplu katliamlar, kıyımlara maruz kaldı din olgusunun etrafında. Ortaçağda inançsız y da yanlış bir inanç biçimi yaşadığı tasavvur edilen insanlar meydanlarda yakıldı... İbret olsun, geride kalanlar doğru yolu bulsun diye... Uluslar başka ulusların, devletler başka devletlerin dinlerini değiştirmeye çalıştı yüzyıllardan beri; en doğru inanç biçimini kendilerinin temsil ettiğini varsayarak. Cihat oldu bunun adı bazen, Haçlı seferi oldu... Ama dinlerin etrafındaki çatışma hiçbir zaman bitmedi. Bugün de en büyük savaşlar yine din olgusunun etrafında yaşanıyor. Ortadoğudan Afrikaya, Uzak Asyadan Amerikaya Avrupadan Asyaya kadar dünyanın dört bir tarafında her gün yine onlarca insan din olgusunun etrafında ölmekte, öldükçe de yeni çatışmalar doğmakta. Teknik ve felsefi bir dile başvurulmadan, bilimsel verilerin ışığında, din ve tanrı olgusuna cesur bir yaklaşım içindeki bu kitabın amacı, yirminci yüzyılda yaşamış ve din konularında eser vermiş başta William James, G.K. Chesterton, T.S. Eliot, William F. Buckley, Jerry Fallwell, Annie Dillard, C.S. Lewis gibi pek çok düşünürün iddialarını yakın bir biçimde incelemek ve analiz ederek kendi cevaplarını yerleştirmek. Hridtiyanlık, Musevilik İslamın esas alındığı çalışmasında S.T. Joshi, kıvrak zekası ve Şaşırtıcı argümanlarıyla düşündürüyor... ...
Din olgusu, insanoğlunun tanıma, idrak etme ve soru sorma yeteneğini kazandığı günden beri gündeminde olan bir konu. Geçmişten beri insanoğlu iman- imansızlık, inanç- inaçsızlık temeli çerçevesinde büyük çatışmalar yaşadı... Büyük savaşlar, toplu kat... tümünü göster
Hermann Hesse edebiyat - roman Siddhartha varlıklı ve itibarlı Brehmen bir ailenin çocuğudur. Ailesi onun büyük bir bilge ve din adamı olmasını istemektedir. Fakat o ateşli bir hakikat arayıcısıdır; ondaki bilme ihtirası tüm öğretilerden şüphelenmesine ve bu yüzden baba evinden ayrılmasına sebep olur. Gençlik arkadaşı Govinda ile birlikte hakikati, Atmanı yani gerçek Beni aramaya başlarlar; Samana olmaya karar verirler ve asketizmi (münzevî hayatı) öğrenirler. Perhiz, oruç ve meditasyonla nefislerini terbiye ederler; ancak bu mutlulukları için yeterli değildir. Birkaç yıl sonra bu hayatı terk edip Gotama Buddha ile buluşurlar. Govinda, Buddhanın yanında karar kılar; Siddhartha, hakikati, gerçek Beni, aşkı ve hayatın anlamını aramaya devam eder. Hakikati, aşkı, hayatın sırrını ve anlamını arayanların mutlaka okuması gereken harikulade bir roman... Sadece bu romanında değil hemen bütün eserlerinde Batı tefekkürüyle mistik Hint hikmetini mezceden Hesse, Muhammed İkbalin hayranıdır. Hesse dünyanın on büyük romancısından biridir; mutlaka okunmalıdır, iyi okunmalıdır.
******
Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buda yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitaptan kat kat üstün bir ilaçtır... 20. yüzyılın en büyük romancılarından Henry Millera bu sözleri söyleten Siddhartha, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Hermann Hessenin başyapıtıdır. I. Dünya Savaşını izleyen yıllarda, insanları kendi yaşamlarını kurmaya çağıran, Doğu gizemciliğini yücelten Siddhartha, kuşaklar boyunca nerdeyse bir kutsal kitap gibi okunmuştur. Siddharthada, Budanın yaşamının ilk yıllarını şiirsel bir üslupla anlatan Hesse, insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işler. Bu kitapta, der, tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım.
******
Hermann Hesse edebiyat - roman Siddhartha varlıklı ve itibarlı Brehmen bir ailenin çocuğudur. Ailesi onun büyük bir bilge ve din adamı olmasını istemektedir. Fakat o ateşli bir hakikat arayıcısıdır; ondaki bilme ihtirası tüm öğretilerden şüphelenmesi... tümünü göster
Olasılıksız, Adam Fawer tarafından yazılmış ve 2005 yılında yayımlanmış bilim kurgu romanıdır. En iyi roman kategorisinin de aralarında olduğu çok sayıda ödül kazanmıştır.
Kitap, David Caine'in bir takım deneysel tedaviler sonucunda kazandığı gelişmiş hesaplama yeteneği sayesinde, tahminlerinin geleceği görmek haline geldiğini anlamasıyla başından geçenleri konu almaktadır. Özet olarak kitabın kahramanı, Pierre-Simon Laplace'in yarattığı bir teori olan Laplace'in Şeytanı haline dönüşmüştür.
******
Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi?Siz hiç Lotoda büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mi yoksa geleceği mi görüyorsunuz?Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, OlasılıkSız tam size göre bir roman..
******
Olasılıksız, Adam Fawer tarafından yazılmış ve 2005 yılında yayımlanmış bilim kurgu romanıdır. En iyi roman kategorisinin de aralarında olduğu çok sayıda ödül kazanmıştır.
Kitap, David Caine'in bir takım deneysel tedaviler sonucunda kazandığı... tümünü göster
Schopenhauerın muhalif felsefesi Aydınlanma çağının büyük düşünürü Kantın açtığı yolu izlemiştir. Onun felsefesini Kantın transsendental idealizmi ile Hint düşüncesi etkilemiştir. Schopenhauerın felsefesini ele alırken, dönemin düşünce ortamından ziyade, kendi hayat hikayesini incelemek ve melankolik temayüllerini göz önünde bulundurmak onu kavrayabilmek açısından daha faydalı olur.Schopenhauerın ahlakı, insanların özdeşliğinden ileri gelen acıma duygusuna, yani merhamete dayalıdır. Ona göre insanı yüce olana sevkeden yegâne his merhamettir. Ancak kendimizi başlasının yerine koyarak yahut kendimizi başkası olarak algılatarak başkaları için iyi bir şeyler yapabiliriz.
Schopenhauerın muhalif felsefesi Aydınlanma çağının büyük düşünürü Kantın açtığı yolu izlemiştir. Onun felsefesini Kantın transsendental idealizmi ile Hint düşüncesi etkilemiştir. Schopenhauerın felsefesini ele alırken, dönemin düşünce ortamından ziy... tümünü göster
Tanıtım Yazısı:
Evrensel boyutlara ulaşmış ünüyle bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Werther'in Acıları'nda, kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkmıştı. Edebiyat dünyasına, karşılıksız aşkıyla intihara sürüklenen "Romantik kahraman"ı armağan eden bu büyüleyici mektup-roman, şiirselliği ve yaşama tutkulu bakışıyla okuyucuları mıknatıs gibi kendine çekmişti. Almanya'da bütün gençliği etkisi altına alan romanın, birçok intihara neden olduğu, Werther'in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin döneminde moda yarattığı, Napoléon'un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir.
Son derece duyarlı ve tutkulu bir genç ressam olan Werther'in, düşsel dostu Wilhelm'e yazdığı mektuplardan oluşan Genç Werther'in Acıları, edebiyatta akılcılığın yerini alan duygusallığın bir başyapıtıdır.
Tanıtım Yazısı:
Evrensel boyutlara ulaşmış ünüyle bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Werther'in Acıları'nda, kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşa... tümünü göster