gayeaksen

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

gayeaksen okumuş.
Ego

Ego ve onun oyunları:
Evlilik onun oyunudur, para onun oyunudur, iktidar onun oyunudur.
Tüm oyunlar egonun oyunudur. Toplum şu ana kadar oyunlar oynar halde kalmıştır; bu, dünyanın her tarafında sürekli devam eden bir olimpiyattır. Herkes yukarıya doğru mücadele ediyor ve diğer herkes onu bacaklarından aşağı çekiyor çünkü Everestin zirvesinde hepinizin duracağı kadar yer yok.
Seçebilirsin: Ya hayal kırıklığı, acı, mutsuzluk; o zaman egoya tutunmaya, onu beslemeye devam et. Yahut huzur, sükûnet, saadet... Fakat o zaman masumiyetini yeniden kazanmak zorundasın. Egonu bir kenara fırlat. Tüm egoyu paramparça et. Egoyu yok ederek, kendi özünü keşfedeceksin. Ve bu keşif mümkün olan en muhteşem keşiftir çünkü o mutlak saadete doğru, sonsuz hayata doğru bütünüyle yeni ve kutsal bir yolculuktur.
Ego bir buzdağıdır; onu erit. Onu, derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.

Ego ve onun oyunları:
Evlilik onun oyunudur, para onun oyunudur, iktidar onun oyunudur.
Tüm oyunlar egonun oyunudur. Toplum şu ana kadar oyunlar oynar halde kalmıştır; bu, dünyanın her tarafında sürekli devam eden bir olimpiyattır. Herkes yukarıy... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
gayeaksen okumuş.
Devrim

Büyük Sufi ermiş "Kabir"in sözleri üzerine yorumlar Osho bütün sistemleri yerle bir eden bir devrimden söz eder. İçsel masumiyetimizi, içimizdeki programlanmamış varlığı hatırlamamızı sağlayan bu devrimdir. Bu, içsel bir devrimdir: bir kez daha dünyayı oraya dışarıdan konmuş bütün yargı ve koşullanmalardan bağımsız gözlerle gören ve hayatımıza tam bir dönüşüm getirebilecek tek devrim. .."Devrim bir sürprizdir, devrim bir mucizedir. Gizemlidir. İnsandan bir Buda'ya, insandan bir İsa'ya, insandan bir Mevlana'ya; bu devrimdir. Ben buna devrim derim, tek devrim. Bilinçli olmadıkça, bunun gerçekleşmesi için zemin hazırlamadıkça, bir Buda olamazsın. Bunu seçmek zorunda kalacaksın, bunun için çalışmak zorunda kalacaksın, bunu aramak zorunda kalacaksın. Senin tarafında planlı, bilinçli bir çaba gerekecektir, ancak o zaman bir ihtimal vardır. Devrimin mantığı yoktur. Devrim şiirsel bir sıçramadır; sıçrama bir boyuttan öbür boyutadır. Devrim dikeydir; varoluşun başka âlemlerine nüfuz eder. Kişi kendi varlığına bilinçli olarak sahip çıkmadıkça, devrim gerçekleşmeyecektir. Büyümeye devam edeceksin fakat büyümen yatay olacaktır. İnsan süpermen bile olabilir –daha güçlü, teknik olarak daha donanımlı, bilimsel yönden daha kuvvetli– fakat bu yeni bir şey olmayacaktır. Bu bir mesih bilinci olmayacak, insan aynı düzlemde kalacaktır. .."Sev, tadını çıkar, kutla, o zaman cenneti yaratıyor olacaksın; çünkü sen her ne olursan ol, mutluysan, keyişiysen, mutluluğunu ve keyfini paylaşırsın. Ancak olduğun şeyi paylaşabilirsin ve paylaştığında, o sana geri döner. Kural budur. Yaşam ona fırlattığın her şeyi yansıtır ve taklit eder: Geri döner; bin katı olarak geri döner. Gülümse; bütün varoluş sana gülümser. Bağır ve kötü davran; bütün varoluş sana bağırır ve kötü davranır. Esas neden sensin; bütün süreci sen yaratırsın.

Büyük Sufi ermiş "Kabir"in sözleri üzerine yorumlar Osho bütün sistemleri yerle bir eden bir devrimden söz eder. İçsel masumiyetimizi, içimizdeki programlanmamış varlığı hatırlamamızı sağlayan bu devrimdir. Bu, içsel bir devrimdir: bir kez ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
gayeaksen okumuş.
Değişim

''Sadece büyük bir sorun, büyük bir kriz insan bilincinde bir değişikliğe yol açar. Bizler de bu şekilde büyümekteyiz.''

Dünya Krizi - Bir Bilinç Krizi Zamanımızın sosyal, siyasi, ekonomik ve ekolojik krizleri. Çoğumuz durup düşünmeden önce Osho, radikal bir değişim olmadıkça bu birbirleriyle ilişkili krizlerin giderek kötüleşeceğini fark etti. Geçmişimizin bizi bu noktaya nasıl getirdiğini anlamadığımız -ve kendimizde, bizi o geçmişimizin koparacak cesareti bulamadığımız- sürece, onun ''küresel intihar'' dediği şeye doğru ilerliyoruz.

''Sadece büyük bir sorun, büyük bir kriz insan bilincinde bir değişikliğe yol açar. Bizler de bu şekilde büyümekteyiz.''

Dünya Krizi - Bir Bilinç Krizi Zamanımızın sosyal, siyasi, ekonomik ve ekolojik krizleri. Çoğumuz durup dü... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
gayeaksen okumuş.
Ben Kapıyım

Bir benliğim vardı-bu sadece kapıya kadardı. Bilme tapınağına girdiğin anda benlik kalmaz, onu artık bulamazsın. O seni kapıya kadar takip eden, hatta sadece takip etmekle kalmayıp sana yapışıp kalan bir gölgedir ama sadece kapıya kadar, o tapınağa giremez. Eğer onu saklamak zorundaysan tapınağa giremezsin. Benlik bir kişinin atması gereken en son şeydir. Bir kişi her şeyi atabilir ama kendini atması öyle imkânsızdır ki… Çünkü kendini bilme çabası, kendini bilme gayreti insanın kendisinin kendisi için bir çabasıdır. Sen diye bir şey olmayacağını idrak ettiğin anda; artık çabalamazsın...

Modern zihnin bütün koşuşturmacası ölüm korkusu nedeniyledir.

Tarihte ilk defa insanlar ölümden bu kadar çok korkuyorlar çünkü ilk defa olarak ölümsüzlükten bu kadar bihaberler. Eğer ölümsüzlüğün farkındaysan, o zaman telaş olmaz. Sonsuzluğun içinde yaşıyorsun ve her zaman yeterince zaman, gerektiğinden fazla zaman vardır. Hiçbir şey kaybolmaz çünkü zaman sonsuzdur. Bu yüzden bir saniye kaybolursa, bu daha az zamanın kaldığı anlamına gelmez. Zamanın aynı kalır çünkü sonsuzdur. Ölçüsüz bir hazineden hiçbir şey kaybedemezsin. Kaybetmeye devam edebilirsin, hiç fark etmez; kalan aynıdır. Ondan bir şey alamazsın. Ama bizim zamanımız kısıtlı. Zaman kısa ve ölüm orada." OSHO

Bir benliğim vardı-bu sadece kapıya kadardı. Bilme tapınağına girdiğin anda benlik kalmaz, onu artık bulamazsın. O seni kapıya kadar takip eden, hatta sadece takip etmekle kalmayıp sana yapışıp kalan bir gölgedir ama sadece kapıya kadar, o tapınağa g... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
gayeaksen okumuş.
Beden ile Zihni Dengelemek

Bedenle iletişim kurmaya başlayınca işler çok kolaylaşır. Bedenin zorlanması gerekmiyor, çünkü beden ikna edilebilir. Bedenle kavgaya girişmek gerekmiyor - bu çirkin, şiddet dolu ve saldırgan olur ve herhangi bir sürtüşme sadece daha fazla gerginlik yaratmaya yarar. O yüzden sürtüşmeye girmeye gerek yok - bırak rahatlık ön planda olsun. Ve beden Tanrının öyle güzel bir hediyesi ki onunla itişmek Tanrıya karşı gelmek ile eşdeğerdir. O bir tapınak... biz içinde yaşıyoruz; o bir mabet. Biz onun içinde varoluyoruz ve ona iyi bakmak zorundayız - o bizim sorumluluğumuz.Başta biraz tuhaf gelecek, çünkü kendi bedenimizle konuşmak asla öğretilmedi - ama bu sayede mucizeler gerçekleşebilir. Biz farkında olmadan zaten gerçekleşiyor. ben seninle konuşurken elim bir hareket yapıyor. Seninle konuşuyorum - beynim seninle iletişim halinde. Bedenim onu takip ediyor. Beden beyinle uyumlu davranıyor. Beden adeta beyin ile paralel çalışıyor. O çok duyarlı - bedeninle nasıl konuşulacağını öğrenmelisin ve işte o zaman pek çok şey yapılabilir.

Bedenle iletişim kurmaya başlayınca işler çok kolaylaşır. Bedenin zorlanması gerekmiyor, çünkü beden ikna edilebilir. Bedenle kavgaya girişmek gerekmiyor - bu çirkin, şiddet dolu ve saldırgan olur ve herhangi bir sürtüşme sadece daha fazla gerginlik ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
gayeaksen okumuş.
Aşk, Özgürlük, Tekbaşınalık

Aşk bağlılığa dönüştüğü anda ilişki haline gelir. Aşk taleplerde bulunduğu anda hapishaneye benzer. Özgürlüğünü elinden alır; göklerde uçamazsın, kafeslenmişsindir.
Aşkın özgürlük verici bir kalitede olması lazım, sana zincir vurması değil; sana kanat takıp mümkün olduğunca yükseklere uçmanı sağlaması lazım.
Unutma, aşk sınır tanımaz. Aşk kıskanç olamaz, çünkü aşk sahiplenmez. Sevdiğin için bir insanı sahiplendiğin fikri çok çirkin. Birisine sahipsin - bu demektir ki onu öldürdün ve ticari bir mala dönüştürdün. Sadece eşyalara sahip olunur. Aşk özgürlük verir.
Gerçek aşkta bölünme olmaz. Sevenler birbirinin içine erir. Sadece egoistçe aşkta büyük bir bölünme vardır, seven ve sevilen ayrılır. Gerçek aşkta ilişki yoktur. Çünkü ilişki kurulacak iki insan yoktur. Gerçek aşkta sadece sevgi olur, bir çiçek açma, güzel bir koku, bir erime, bir birleşme yaşanır. Egoistçe aşkta ise iki kişi vardır, seven ve sevilen. Ve ne zaman seven ile sevilen olsa aşk yok olur.
Aşk olduğu zaman seven ve sevilen birlikte aşkın içinde kaybolur.
Eğer özgürlük ve aşka sahip olursan başka şeye ihtiyacın kalmaz. Elde etmişsindir -sana yaşam işte bunun için verildi.
Sevgilinin niçin seninle olmak istemediğini anlamaya çalış. Seni reddettiğinden değil -seni ne kadar çok sevdiğini biliyorsun, ama bazen yalnız kalmak istiyor. Sen de onu seviyorsan yalnız bırakırsın; ona işkence yapmazsın. Adam yalnız kalmak istiyorsa kadın, Artık benimle ilgilenmiyor, belki de başka bir kadına ilgi duyuyor diye düşünmez. Akıllı eş diğerini yalnız bırakır ki tekrar kendini toplayabilsin, yeniden paylaşacak enerjisi olsun. Ve bu ritim gece ve gündüz gibidir, yaz ve kış gibi; değişir durur.

Aşk bağlılığa dönüştüğü anda ilişki haline gelir. Aşk taleplerde bulunduğu anda hapishaneye benzer. Özgürlüğünü elinden alır; göklerde uçamazsın, kafeslenmişsindir.
Aşkın özgürlük verici bir kalitede olması lazım, sana zincir vurması değil; sana kan... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

gayeaksen şu an ne okuyor?

gayeaksen şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.