giz'li pusu

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 0 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
giz'li pusu şu an okuyor.
Hak Dini Kuran Dili Elmalılı Tefsiri

SadeleştirenlerProf. Dr. Lütfullah CebeciProf. Dr. Sadık KılıçDoç. Dr. Orhan Atalay

SadeleştirenlerProf. Dr. Lütfullah CebeciProf. Dr. Sadık KılıçDoç. Dr. Orhan Atalay

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
giz'li pusu şu an okuyor.
Kısa Surelerin Tefsiri

Fas’lı arif ve alim Seyyid Ahmed İbn Acibe el-Haseni’nin el-Bahrü’l Medid Tefsiri’l Kur’an’il Mecid isimli tefsirinden yapılmış bir seçkiden oluşan bu çalışmada Fatiha Suresi, Ayetü’l Kürsi ile Duhâ sûresinden Nas suresine kadar son yirmi iki kısa sûrenin tefsiri bulunmaktadır. Eser, sûrelerin zahiri tefsirleri yanında, tasavvuf tefsirlerini de sunmaktadır.

Fas’lı arif ve alim Seyyid Ahmed İbn Acibe el-Haseni’nin el-Bahrü’l Medid Tefsiri’l Kur’an’il Mecid isimli tefsirinden yapılmış bir seçkiden oluşan bu çalışmada Fatiha Suresi, Ayetü’l Kürsi ile Duhâ sûresinden Nas suresine kadar son yirmi iki kısa sû... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
giz'li pusu okumuş.
Kumarbaz

Dostoyevski vicdansız yayıncısı Stellovskiyle yaptığı sözleşme gereği Kumarbazı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. Aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yanına daha sonra evleneceği Anna Grigoryevnayı alır.Kumarbaz, yirmi beş günde bitirilmiş olsa da tüm yaşama yayılmış bir deneyimin, Dostoyevskinin kendi kumar tutkusunun ürünüdür. Stellvski, Dostoyevskzerinde oluşturduğu kâbusla bir taraftan Dostoyevskiyi, daha sonra evleneceği Annayla kendi kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkarır, diğer taraftan edebiyat tarihine ölümsüz bir eser kazandırmış olur

******

Her yerde ve her şeyde uçlarda gezdim; yaşamım boyunca çizgiyi hep aştım.Fyodor Dostoyevski

************

Dünya romancılığının zirvesindeki birkaç isimden biri olan Dostoyevskinin Kumarbaz isimli romanının diğer eserlerinden farklı bir yeri vardır. 44. yaşına, karısını ve kardeşini kaybederek giren ünlü yazar, aynı yılı, yazdığı romanlar dışlanmış, çıkardığı dergi batmış olarak karşıladı. Özel yaşamındaki felaketlere, borçlar da eklenince, bir yayıncıdan aldığı avansla Avrupaya kaçtı. Baştanberi zaafı olduğu kumara, Avrupada daha çok kapıldı ve bunun sonucunda tüm parasını, değerli eşyalarını kaybetti, giysilerini bile rehin bırakmak zorunda kaldı. Usta yazarın Kumarbaz romanı işte bu olayların ardından döndüğü Rusyada yazdığı ilk romandır. Dostoyevski bu romanında kendini anlatır ve yaşamın en gerçek dramlarından birinin tahlilini yapar. Denilebilir ki, kumar hastalığının korkunçluğunu hiçbir yazar, onun kadar iyi anlatamamıştır. Daha sonra kendisini terk edecek sevgilisi ve kumarın yaşantısında yol açtığı tahribatın anlatıldığı bu romanda, oyun tutkusuna karşı tüm iradesini kullandığı halde kurtulamayan bir insanın, bu nedenle nasıl tüm ahlak kurallarını çiğnediğini ibretle okuyacaksınız.

************

Oyun salonuna girince -hayatımda ilk kez bir oyun salonuna giriyordum- oynamakla oynamamak arasında bir süre bocaladım kaldım. Salon tıklım tıklım doluydu. Ancak eğer böyle bir kalabalıkla karşılaşmasay-dım öyle sanıyorum ki, oyuna falan başlamadan çekip giderdim. Ne yalan söyleyeyim, kalbim küt küt atıyor, o soğukkanlılığımın yerinde yeller esiyordu. Uzun bir süredir kafama koymuştum; geldiğim gibi bu Roulettenburgdan çıkıp gitmeyecektim. Hayatımda köklü ve kesin bir değişiklik o-lacaktı. Evet, böyle olması lazımdı ve olmalıydı da!

************

Dostoyevskinin ünü ve etkisi dünyaca büyük romanlarından kaynaklanır; ancak yazar, uzun öykülerinde de insan ruhunun dehlizlerine dalmış; hayal ve fantezilerinin dünyasında, hayatın gerçeğinden kopuk yaşayan insanların yalnızlıklarına, hayata ‘tutunma çabalarına okurunu yürekten yakalayan sağlam yapılı anlatılarla pencereler aralamıştır. Bitmeyen kumar tutkusunun girdabında zaman zaman debelenmiş olan Dostoyevskinin bu metni, bir içe bakış çabası olduğu kadar, rulet masası çevresine adeta mıhlanmış soylulara, onların çürümüş ilişkilerine yönelik alaycı bir eleştiri özelliği de taşıyor.Kumarbaz: Kumarın girdabında.

************

Aleksey İvanoviç, bir Rus aristokrat ailesinin yanında öğret-menlik yapmaktadır. Aile için bir öğretmenden daha fazlası, neredeyse aileden birisi olmuştur.Bu ailenin kızı Polinaya olan aşkı ise, gittikçe daha fazla art-maktadır.Ailenin maddi durumu iyi değildir, büyük bir mal varlığına halanın ölüm haberi, bugünden yarına büyük bir heyecanla beklenmektedir. Ama ne var ki, ümitle beklenen ölüm haberi yerine halanın kendisi çıkagelir. Hem de canlı kanlı olarak.Bu unutulmaz hikaye, adından da anlaşıldığı gibi bir kumarbazın hikayesi... Belki de bir kumarbazdan çok, kumar tutkusunun ne olduğunu, nasıl bu kadar vazgeçilmez olabildiğini, insanın hayatına neler katıp, neleri götürdüğünü anlatıyor.Kendisi de hayatının bir döneminde kumar oynamış olan Dostoyevski, bu romanı yazarken kendi anılarından, kumarhanelerde yaşadığı bin bir çeşit olaydan faydalanmış. Alexsey İvanoviçin büyük aşkı Polinaya ise, büyük romancının kısa süren ve acı biten aşkı Apollinariya Suslova model olmuş...

************

11 Kasım 1821 yılında Moskovada doğdu. Petersburg Askeri Lisesini bitirdi. İlk Rus toplumsal romanı sayılan İnsancıkları 1846da, yirmibeş yaşındayken yazdı. Ardından, birinci romanı kadar övgü almayan Öteki ve Ev sahibesini yazdı. Politikayla ilgilenmeye başladığı yıllarda, güvenlik güçleri tarafındandevleti yıkmaya çalıştığı suçlamasıyla tutuklandı. İdamından son anda vazgeçilen yazar, Sibiryada dört yıl ağır hapse ve askerliğe mahkum edildi. İçindebulunduğu zor koşullar, geçirdiği sara krizlerinin artmasına yol açtı. Hastalığının etkisi pek çok eserine yansıdı. 1857 yılında dul ve veremli bir kadın ile evlendi Petersburg şehrine döndükten sonra, hapis ve sürgün hayatında yaşadıklarını Ölüler Evinden Anılar adlı romanına yansıttı. Bunu Ezilenler izledi. 1863 yılında karısını ve erkek kardeşini kaybeden yazar, eli açıklığından ve kumar tutkusundan dolayı borç içinde yüzmekteydi.

************

Dostoyevskinin kendi kumar tutkusu ile tutkulu bir aşkını dramlaştırarak bir hamlede yazdığı bu romanı Ergin Altay çevirisiyle sunuyoruz.Dostoyevski yayıncısı ile yaptığı bir kontrat yüzünden Kumarbazı yirmi beş günde yazdı. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazmayan Dostoyevski, bir stenograf tutmuş; Anna Grigoryevna adlı bu genç kadınla daha sonra evlenmişti.

******

Dostoyevski vicdansız yayıncısı Stellovskiyle yaptığı sözleşme gereği Kumarbazı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. Aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. Acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yan... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
giz'li pusu okumuş.
İslam Dünya Görüşü

İslam Dünya Görüşü, ilim ve ikatası sonsuz olan Cenab-ı Hak tarafından va'z edilmiş(ortaya konulmuş) olduğundan insan fıtratı ve kainat gerçekleriyle tam ve mutlak bir mutabakat halindedir. Fakat O'nun zengin muhtevasını, umumi umdeleri (prensipleri) itibariyle kavrayarak kendi tefekkür ve tahassüsünü O'nun ruhu ile aynileştiremeyenler çişitli tezadlara sürüklenmekten kurtulamazlar.

Bu tezadların "Hosgörü", "Dinler Arası Diyalog" ve "Kur'an'da Tarihsellik" gibi palyaço maskaralıklarını andıran iddialar vesilesi ile serdedilen batıl görüşlerle, fikir dünyamız-adeta-cıvık bir balçık deryası haline gelmiş bulunmaktadır.

İslam Dünya Görüşü, ilim ve ikatası sonsuz olan Cenab-ı Hak tarafından va'z edilmiş(ortaya konulmuş) olduğundan insan fıtratı ve kainat gerçekleriyle tam ve mutlak bir mutabakat halindedir. Fakat O'nun zengin muhtevasını, umumi umdeleri (pr... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
giz'li pusu okumuş.
Dünyanın İlk Günü (İmparatorluk, #1)

On beşinci yüzyılda, 19 yaşındaki genç sultan, bütün dünyanın kaderini değiştirmek üzereydi...Doğu Romanın merkezi Konstantinopolden kaçırılan Alexander, yaşayabilmek için çocukluk aşkından ayrılmak zorunda kalır. Aşkına tekrar kavuşmaya söz veren Alexander, doğduğu topraklara hiç beklenmedik bir şekilde geri dönecektir. Aradığı adaleti başka topraklarda bulmuş ama ilk aşkını hiç unutmamış bir yeniçeri olarak... Aynı tarihlerde ve aynı coğrafyada, kaybettiği sevgili eşinin yasıyla birlikte elçiden çok seyyah olup çıkan İtalyan Alberti Balbi ise el yazması eserler kopyalayıp çoğaltan Müslüman bir kıza, Nilüfere vurulur. Albertinin, adeta eski aşkının ve yasının doğal bir uzantısına dönüşen bu imkânsız aşkı satır satır döktüğü gizli defteri, gittikçe tarihin en önemli tanıklarından birine dönüşecektir. Zira aynı dönemde, 19 yaşındaki bir sultan, genç Mehmet, sadece Alexander ve Albertinin değil, bütün dünyanın kaderini değiştirecek bir olayı, İstanbulun fethini gerçekleştirmek üzeredir...Amerikada yaşayan genç akademisyen Beyazıt Akmanın üniversite kütüphanelerindeki kaynaklarla birlikte yerli ve yabancı yüzü aşkın eseri inceleyerek beş yıllık bir araştırmanın ardından yazmaya başladığı İmparatorluk, göz kamaştırıcı bu epikle açılıyor. Manisadan başlayıp İtalyaya kadar uzanan, Gütenbergden Belliniye değin pek çok tarihi simayı bir araya getiren roman, Hıristiyan-Müslüman ilişkilerine ve Doğu-Batı ikilemine dair birçok şeyi yerinden sarsacak. Şövalyelerle yeniçeriler arasındaki çarpışmalar, nakkaşlarla Venedikli ressamlar arasındaki diyaloglar ve kültürlerle yürekler arasındaki gelgitlerle bezeli bu uzun soluklu aşk ve savaş romanı; çok uzun zamandır eksikliği hissedilen renkli ve görkemli bir imparatorluk panaroması sunuyor. Alexanderın aşkını, Albertinin hüznünü ve Mehmetin azmini film izlercesine, bir solukta okuyacak, bir daha unutamayacaksınız.İmparatorluk, Dünyanın İlk Günüyle başlıyor...

On beşinci yüzyılda, 19 yaşındaki genç sultan, bütün dünyanın kaderini değiştirmek üzereydi...Doğu Romanın merkezi Konstantinopolden kaçırılan Alexander, yaşayabilmek için çocukluk aşkından ayrılmak zorunda kalır. Aşkına tekrar kavuşmaya söz veren Al... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Profil Resmi
giz'li pusu yarım bırakmış.
Îsâgûcî

Ebherî, Hidâyetül-Hikme ve Îsâgûcî adlı eserleri, başta Selçuklu ve Osmanlı medreseleri olmak üzere İslam dünyasının birçok yerinde asırlarca ders kitabı olarak okutulan önemli bir düşünürümüz olmasına rağmen, bugüne kadar ne yazık ki hakettiği ilgiden mahrum bırakılmıştır. Bu mütevâzi çalışmada bu ihmalin telâfisine ve bir hakkın teslimine yol açılması ümidiyle onun hacim bakımından küçük, fakat ünü ve etkisi büyük olan Îsâgûcîsinin tenkidli metin ve Türkçe çevirisi sunulmakta; ayrıca Îsâgûcî geleneği içindeki yeri vurgulanmaktadır.

Ebherî, Hidâyetül-Hikme ve Îsâgûcî adlı eserleri, başta Selçuklu ve Osmanlı medreseleri olmak üzere İslam dünyasının birçok yerinde asırlarca ders kitabı olarak okutulan önemli bir düşünürümüz olmasına rağmen, bugüne kadar ne yazık ki hakettiği ilgid... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 4 ay
Daha Fazla Göster

giz'li pusu şu an ne okuyor?

Hak Dini Kuran Dili Elmalılı Tefsiri

%0

Kısa Surelerin Tefsiri

%0

Doğuş Devrinde Tasavvuf

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.