Sinema ve kitap bilgisini sınayıcı, eğlenceli bir test.
Sinema ve kitap bilgisini sınayıcı, eğlenceli bir test.
Bir Cinayetin Psikanalizi,1909 yılında sıcak bir Ağustos akşamı Sigmund Freudun, rakibi ve öğrencisi Carl Jung ile birlikte buharlı gemi George Washingtondan inmesiyle başlıyor. Şehrin diğer ucunda, şehri tepeden gören muazzam bir apartman dairesinde, çok güzel bir kadın avizeye asılmış bir şekilde ölü bulunur; cinsel işkenceye maruz kalmış, kırbaçlanmış, kesilmiş ve boğulmuştur. Ertesi gün, ikinci bir güzel kadın - yüksek sosyeteyle alay eden ve donuk, cansız anne-babasını küçümseyen asi bir mirasyedi - katilin elinden kıl payı kurtulur. Ama bir histerik olan Nora Acton, saldırıyla ilgili hiçbir şey hatırlamamaktadır. Amerikanın ilk psikanalistlerinden biri olan Dr. Stratham Younger, Freudun rehberliğinde onu tedavi etmeye başlar.Freud, Jungun rekabetçi ruhuyla ve kendisini yok etme komplolarıyla uğraşırken, kendisini entrikalar, maskeler ve insan zihninin hileleriyle dolu bir cinayet gizeminin içinde bulan kişi Younger oluyor.Akıcı bir dille yazılmış olan ve etkileyici gerçek detaylara dayanan Bir Cinayetin Psikanalizi, yeni bir romancının hayranlık uyandıran yeteneğini gözler önüne sererken, Freud, Carl Jung ve Hamlet hakkında bildiklerinizi gözden geçirmenize neden olacak.
Bir Cinayetin Psikanalizi,1909 yılında sıcak bir Ağustos akşamı Sigmund Freudun, rakibi ve öğrencisi Carl Jung ile birlikte buharlı gemi George Washingtondan inmesiyle başlıyor. Şehrin diğer ucunda, şehri tepeden gören muazzam bir apartman dairesinde... tümünü göster
Kendimizi başkalarından nasıl koruyacağımızı bilmiyoruz. Gergin biri yanından geçtiğinde, senin her yanına gerginlik okları fırlatmış oluyor bunları özellikle sana yönlendirdiğinden değil, sadece onları zaten etrafa saçıyor olduğundan. O bilinçli değil; kimseye bunu bilerek yapmıyor. Bu yükten kurtulmazsa delirir. Onu üzerinden atmaya karar verdiğinden de değil, sadece taşıyor bu gerginlik. O kadar fazla ki, adam onu içinde taşıyamıyor ve gerginlik de taşıp durmaya devam ediyor.Biri yanından geçiyor ve sana bir şeyler atıyor. Açıksan ve koruyucu bir auran yoksa. Yalnız olduğunda bu iyi bir şeydir. Meditatif insanlarla çevrili olduğunda bu çok iyidir. Ama dünyada, piyasanın içinde, iş dünyasında olduğunda, etrafındakiler de meditatif değil, son derece gergin ve endişeli, akıllarında bin bir türlü şeyle gezinirken, onlardan bir şeyler kapmaya başlarsın. Savunmasızsındır; bu yüzden ne gelirse gelsin içine işler.
Kendimizi başkalarından nasıl koruyacağımızı bilmiyoruz. Gergin biri yanından geçtiğinde, senin her yanına gerginlik okları fırlatmış oluyor bunları özellikle sana yönlendirdiğinden değil, sadece onları zaten etrafa saçıyor olduğundan. O bilinçli değ... tümünü göster
Ne anneler, ne eski sevgililer ne de etrafta dolanan stükler! Bu kez başaracam, bu kez o duvağı takcam! Hiçbir şey önüme engel olamayacak Sen bile! Kaderimde yokmuş, falımda çıkmıyormuş, o adam bana göre değilmiş Hiiiiiiiiiç anlamam, dinlemem, o adam buraya gelecek! Ayy hadi inşallah!İskambil kâğıtlarından ev yapıyorum kendime Valeyi saklıyorum, Kızı kıskanıyorum, Asla hayaller kuruyorum. Hep birşeyler eksik kalıyor, sayılar başımı döndürüyor. Fal bakıyorum maça aramızı bozuyor, papaz kaçıyor. Ve ben kâğıttan evin içine bir türlü sığamıyorum. Bu kitabın okuyucularına bir uyarısı olsaydı, o da Pucca bu, anılarını mutlaka okuyun ama sakın ola ilişkinizde uygulamayın! olurdu Sosyal Medyanın kraliçesi Pucca, 4. kitabı Ay Hadi İnşallahta yine kadın zekâsını, komikliğini, sinsiliğini, şaşkınlığını ve hani o bildiğimiz, Ne onunla ne onsuz! aşkı en yalın haliyle yazdı İlk kitabından itibaren başına gelen her şeyi tüm samimiyetiyle anlatıp çoğu zaman, Sanki beni anlatmışsın dedirten Puccanın günlüğünde bu kez en bilinen aşkı Ceri ile olan hikâyesini okuyacağız.Her durumdan bir kavga çıkaran, her kavgada ayrılan, her ayrılıktan 10 dakika sonra barışan Pucca ve Ceriyi okurken, bakalım siz hangi tarafta yer alacaksınız?
Ne anneler, ne eski sevgililer ne de etrafta dolanan stükler! Bu kez başaracam, bu kez o duvağı takcam! Hiçbir şey önüme engel olamayacak Sen bile! Kaderimde yokmuş, falımda çıkmıyormuş, o adam bana göre değilmiş Hiiiiiiiiiç anlamam, dinlemem, o adam... tümünü göster
Ne kadar zaman geçtiği önemli değil
Ne kadar değiştiğin önemli değil
Sessizlik seni çıldırtmaya devam edecek
Ve dehşetin soğuk pençesini hissedeceksin
Psikiyatr Jan Forstner başarısız bir evlilikten ve işini kaybettikten sonra doğduğu yer olan Kahlenberg'e geri döner. Yirmi üç yıl önce, küçük kardeşi iz bırakmadan ortadan yok olmuş, hemen ardından babası bir araba kazasında ölmüştür. Kardeşinin başına gelenlerle ilgili belirsizlik ve babasının korkunç kaybı Jan'ın ruhsal durumunu belirler ve onu rahat bırakmaz.
Kâbuslarını geride bırakmayı ve tekrar yaşamaya başlamayı istiyordur, ama klinikteki bir hasta intihar edince, Jan kendisini yirmi üç yıldır gizli kalmış korkunç sırrı açığa çıkaracak olan soruşturmanın içinde bulur...
"Dorn'un sürekli heyecan veren tarzı tüylerinizi ürpertecek. Okurlar için tam bir zevk."
-Amazon.de-
"Akıcılığı ve hızlı temposuyla sıra dışı bir roman."
-Bookreporter-
"Sizi ele geçiriyor, şaşırtıcı ve nefes kesici. Okurlara tavsiyemiz!" -Hörzu-
"Wulf Dorn ikinci kitabında da okurlara uykusuz geceler geçirtmeyi başarmış görünüyor. (...) Beni baştan sona heyecanlandıran, sıra dışı bir macera."
-Uwe Madel-
"Wulf Dorn Alman polisiye yazarlarından çok azının farklı bir şekilde heyecanlı, sürükleyici eserler yazabildiğinin bilincinde. Okur, kitabın sonuna dek karanlıkta el yordamıyla ilerliyor. Sonu da oldukça şaşırtıcı ve heyecanlı. Bu polisiye filme çekilmeye değer."
-Academic World-
"Wulf Dorn, ilk romanı Psikiyatrist'in mükemmel başarısından sonra Şizofren'le okuru yine mükemmel bir psikolojik maceraya sürüklüyor."
-RTL Radio-
(Tanıtım Bülteninden)
Ne kadar zaman geçtiği önemli değil
Ne kadar değiştiğin önemli değil
Sessizlik seni çıldırtmaya devam edecek
Ve dehşetin soğuk pençesini hissedeceksin
Psikiyatr Jan Forstner başarısız bir evlilikten ve işini kaybettikten sonra doğduğu yer olan ... tümünü göster
Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır.
Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış... Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.
Sıkça komik, kimi zaman trajik ve daima etkileyici Dr. Small, sizleri kariyeri içinde Boston'un kalabalık acil servis koridorlarından başlayıp ülke elitlerinin multimilyon dolarlık kayak localarına dek uzayan bir geziye çıkarıyor. Bu gezi sırasında birbirinden tuhaf gerçek karakterleri anlatırken, bir yandan da esrarengiz histerik körlükle, penisinin küçüldüğüne inanan bir adamla, gizli sürdürülen çifte hayatlarla ve ürkütücü derecede psikotik romantik arzularla baş ediyor. Akıl hocası kendi hastası olduğunda Dr. Small'un kariyeri ve kişisel hayatı tam bir döngüyü tamamlıyor ve Small'un kimsenin zihinsel araştırmanın ötesinde olmadığını anlamasını sağlıyor; kendisinin bile...
(Tanıtım Bülteninden)
Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin ... tümünü göster