Siradan bir çocuk gibi yasarken, kendini büyücülük dünyasinin içinde bulan Harry Potterin maceralarinin ilk bölümü, dünya yayincilik tarihinde en kisa sürede en çok satan kitap unvanina sahip Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin çevirisiyle, Türkiyede.J. K. Rowlingin Harry Potter ve Felsefe Tasi adli kitabi, Yapi Kredi Yayinlarindan çikti.Harry Potter siradan bir çocuk oldugunu sanirken, bir baykusun getirdigi mektuplarla hayati degisir: Basvurmadigi halde Hogwarts Cadilik ve Büyücülük Okuluna kabul edilmistir. Burada birbirinden ilginç dersler alir, iki arkadasiyla birlikte maceradan maceraya kosar. Yasayarak ögrendikleri sayesinde küçük yasta becerikli bir büyücü olup çikar. J. K. Rowlingin zengin düsgücü, onu bebegiyle yalniz yasayan siradan bir anneden, kitaplari dünyada 100 milyondan fazla satan, 40tan fazla dile çevrilen parlak bir yazara dönüstürdü. Kitaplarin artik sanal ortamda okunmaya basladigi bir çagda, Harry Potter genç kusagi gerçek bir kitabin sayfalari arasinda yepyeni bir dünyayi kesfetmenin heyecaniyla tanistirdi. Bu heyecan daha da artacak: Çok yakinda Harry Potterin sinema filmi gösterime girecek.Rowling, Harry Potterin maceralarini 7 ciltlik bir dizi olarak planlamis. Bu dizinin ilk kitabi olan Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin özenli çevirisiyle, Türk okuruyla bulustu. Dizinin ikinci kitabi Harry Potter ve Sirlar Odasi ile üçüncü kitabi Harry Potter ve Azkaban Tutsagi da 2001 yili içinde Yapi Kredi Yayinlarindan çikti. TADIMLIKHarry sanki Seytan Kapanina yakalanmis gibiydi. Tek kasini bile kimildatamiyordu. Tas kesilmisti sanki, Quirrellin sarigina uzanip onu çözmeye basladigini gördü dehsetle. Ne oluyordu? Sarik çözüldü. O olmayinca Quirrellin basi çok küçük duruyordu. Sonra agir agir döndü Quirrell.Harry çiglik atabilirdi, ama sesi çikmiyordu. Quirrellin basinin arkasinda bir yüz vardi, o güne kadar gördügü en korkunç yüz. Kipkirmizi gözleri olan tebesir beyazi bir yüz. Burun deliklerinin yerinde de, yilaninkiler gibi daracik yariklar.Harry Potter... diye fisildadi.Harry bir adim gerilemek istedi, ama bacaklari kimildamiyordu.Ne hale geldigimi gördün mü? dedi yüz. Gölgeden, buhardan baska bir sey degilim... Ancak bir baskasinin bedenini paylasirsam bir biçim alabiliyorum... ama beni yüreklerine, kafalarina almak isteyenler olmustur hep... Tek boynuzlu kani su son birkaç hafta güç sagladi bana... bana bagli Quirrellin Ormanda benim için kan içtigini gördün... Yasam Iksirini elime geçirince kendi bedenimi de yaratabilecegim... Simdi... cebindeki Tasi ver bakalim!Demek biliyordu. Bacaklarina ansizin bir dirilik gelen Harry hafifçe geriledi.Aptallik etme, diye homurdandi yüz. Kendi canini kurtar, benden yana olmaya bak... yoksa sonun annenle babanin sonu gibi olur... Kendilerine acimam için yalvararak öldüler...Ansizin, YALAN! diye bagirdi Harry.Quirrell, Voldemort Harryyi görebilsin diye, arka arka yürüyordu. Hain yüz gülümsüyordu simdi.Ne kadar dokunakli... diye tisladi. Cesarete her zaman saygim var... Evet, yavrum, annenle baban yürekliydi... Önce babani öldürdüm, kiyasiya dövüsmüstü benimle... ama annenin ölmesi gerekmezdi... seni korumak istiyordu... Simdi ver su Tasi, yoksa annen de bosu bosuna ölmüs olacak.HIÇBIR ZAMAN!Alevli kapiya firladi Harry, ama Voldemort, YAKALA ONU! diye bagirdi, Harry de o anda Quirrellin elinin bilegine yapistigini duydu. Alnina o biçak gibi sanci saplandi yine; kafasi sanki ikiye ayrilacakti; bütün gücüyle direnerek bagirdi, Quirrellin kendisini biraktigini saskinlikla gördü. Basindaki agri hafifledi - Quirrellin nereye gittigini anlamak için çilginca bakindi çevresine; onun ellerine bakarak aci içinde kivrandigini gördü - parmaklarinda kabarciklar beliriyordu.Voldemort, Yakala onu! YAKALA ONU! diye bagirdi yine; Quirrell atlayip yere yikti Harryyi, üstüne çullandi, iki elini onun boynuna doladi - Harrynin yara izi artik dayanilmaz bir aci veriyordu, ama Quirrell da sancilar içinde uluyordu.Efendimiz, onu tutamiyorum - ellerim - ellerim!Quirrell dizlerini dayadi Harryye, boynunu birakip saskinlik içinde kendi avuçlarina bakmaya basladi - Harry onun ellerinin kipkirmizi kesildigini gördü, yanmisti sanki, derileri soyulmustu, piril piril parliyordu.Voldemort, Öyleyse öldür onu, sersem, öldürsene! diye haykirdi.Quirrell bir ölüm laneti yagdirmak için elini kaldirdi, ama Harry içgüdüyle uzanip Quirrellin yüzüne yapisti -AAAAHH!Yere yuvarlandi Quirrell, yüzünde de kabarciklar belirmisti, Harry anladi: Quirrellin cildine dokunmak korkunç bir aci veriyordu ona - simdi tek sansi vardi: lanetlemesini önlemek için onu aci içinde kivrandirmak.Ayaga firladi Harry, Quirrellin koluna yapisip bütün gücüyle sikti. Quirrell çiglik atarak Harryyi itmek istedi - Harrynin basindaki agri daha da artiyordu - gözleri de göremiyordu artik - sadece Quirrellin korkunç çigliklarini, Voldemortun ÖLDÜR ONU! ÖLDÜR ONU! diye haykirmasini isitebiliyordu - baska sesleri de - belki kendi kafasinda yaratiyordu o sesleri... Harry! Harry!Quirrellin kolunun burkuldugunu duydu, her seyin bittigini anladi, bir karanliga düstü... düstü... düstü...
Siradan bir çocuk gibi yasarken, kendini büyücülük dünyasinin içinde bulan Harry Potterin maceralarinin ilk bölümü, dünya yayincilik tarihinde en kisa sürede en çok satan kitap unvanina sahip Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin çevirisiyle, Tü... tümünü göster
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunaklı bir yazgıyı, yaşlı bir balıkçının okyanusta geçen birkaç günüyle özdeşleyerek, yalın, yoğun ve çarpıcı bir başyapıt koymuştur ortaya. İlk yayımlandığından bu yana, bütün ülkelerde artan bir ilgiyle okunan Yaşlı Adam ve Deniz, yazarın Nobel Ödülü kazanmasında birinci etken sayılmaktadır. Roman filme de alınmış, ünlü aktör Spencer Tracy’nin oyunuyla dünya sinemalarında olay yaratmıştır.
Yaşlı Adam ve Deniz, HEMINGWAY’in en ölümsüz eserlerinden biridir. Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikayesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunak... tümünü göster
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunaklı bir yazgıyı, yaşlı bir balıkçının okyanusta geçen birkaç günüyle özdeşleyerek, yalın, yoğun ve çarpıcı bir başyapıt koymuştur ortaya. İlk yayımlandığından bu yana, bütün ülkelerde artan bir ilgiyle okunan Yaşlı Adam ve Deniz, yazarın Nobel Ödülü kazanmasında birinci etken sayılmaktadır. Roman filme de alınmış, ünlü aktör Spencer Tracy’nin oyunuyla dünya sinemalarında olay yaratmıştır.
Yaşlı Adam ve Deniz, HEMINGWAY’in en ölümsüz eserlerinden biridir. Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikayesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunak... tümünü göster
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunaklı bir yazgıyı, yaşlı bir balıkçının okyanusta geçen birkaç günüyle özdeşleyerek, yalın, yoğun ve çarpıcı bir başyapıt koymuştur ortaya. İlk yayımlandığından bu yana, bütün ülkelerde artan bir ilgiyle okunan Yaşlı Adam ve Deniz, yazarın Nobel Ödülü kazanmasında birinci etken sayılmaktadır. Roman filme de alınmış, ünlü aktör Spencer Tracy’nin oyunuyla dünya sinemalarında olay yaratmıştır.
Yaşlı Adam ve Deniz, HEMINGWAY’in en ölümsüz eserlerinden biridir. Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesini son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatır. Bu hikayesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.
Mutlak tutkusuyla yarışırcasına, dünyanın dört bir yanında, kendini serüvenden serüvene atan HEMINGWAY, fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bir bakıma bu romanıyla özetlemiş gibidir. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunak... tümünü göster
Galaksinin Batı Sarmal Kolunun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve saridir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı - daha doğrusu eskiden vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi. Bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile. Her şeyden önce, ağaçlardan inmekle büyük bir hata ettiklerini düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Bazıları ağaçlara çıkmanın bile yanlış bir hamle olduğunu ve hiç kimsenin okyanuslardan asla ayrılmamış olması gerektiğini söylüyordu. Sonra adamın birinin, değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık ikibin yıl sonra, bir perşembe günü Rickmansvvorthde küçük bir kafede tek başına oturan bir kız, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birdenbire fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü tir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. Bu sefer doğru olanı bulmuştu, bu işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti. Ama ne yazıktır ki, bir telefon bulup birilerine bundan söz edemeden korkunç, aptal bir felaket meydana geldi ve fikir sonsuza dek yitip gitti. Bu, o kızın öyküsü değil. Ama o korkunç, aptal felaketin ve onun doğurduğu bazı sonuçların öyküsüdür.
Galaksinin Batı Sarmal Kolunun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve saridir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küç... tümünü göster