Bir solukta bitirdiğim güzel bir kitaptı. Serinin devamını bekliyorum. Umarım başka bir yayınevinden yayınlanır
Bir solukta bitirdiğim güzel bir kitaptı. Serinin devamını bekliyorum. Umarım başka bir yayınevinden yayınlanır
Karanlık bir savaşın ortasında imkânsız bir bağlılık. Yüreğinize dokunacak sarsıcı bir aşk.
Yıllardır kâbus görmediği ya da kendini öldürmediği gecelerin sayısı bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdı. Dipsiz bir uçuruma gözleri kapalı koşuyor bile olsa o, elinden tuttuğu sürece düşmemeyi başarabileceğine, umutsuzluğuna inat inanmak istiyordu ve ısrarla kaçınıyordu cevapları zorunlu sorulardan. Çünkü kaçmak ya da görmezden gelmek daha kolaydı canını yakan gerçeklerden. Birer buzdağı misali yükselmedikçe önünde, mucizeler diyarının dingin okyanusunda ilerlemek çekiciydi.
“Elimi, bıraksa devasa bir uçuruma düşecekmiş gibi sıkıca tutuyordu sevgili. Oysa uçurum bendim. Keşke bunu anlayabilseydi, keşke benimle olmanın sonsuz ve karanlık bir boşluğa düşmekten farksız olduğunu anlatabilseydim. “Yavaş ol kalbim” diye fısıldadım göğsümde çırpınan savaşçıya. Bırakmak istedikçe daha sıkı tutunuyordu ruhum umuduna. O benim güneşimdi ne yaparsam yapayım yörüngesinden çıkamazdım. İşte böyle bir mutluluktu benimki. Yolun sonunda gemimi parçalara ayıracak buzdağlarına, kör bir aşkın rotasıyla yol almaktı ve ne kadar uzağa kaçarsam kaçayım gerçek beni yakalayacaktı biliyordum.
Gözlerinde cenneti görmüştüm ve cennet bana sonsuza dek yasaktı…”
Karanlık bir savaşın ortasında imkânsız bir bağlılık. Yüreğinize dokunacak sarsıcı bir aşk.
Yıllardır kâbus görmediği ya da kendini öldürmediği gecelerin sayısı bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdı. Dipsiz bir uçuruma gözleri kapalı koşuyo... tümünü göster
Karanlık bir savaşın ortasında imkânsız bir bağlılık. Yüreğinize dokunacak sarsıcı bir aşk.
Yıllardır kâbus görmediği ya da kendini öldürmediği gecelerin sayısı bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdı. Dipsiz bir uçuruma gözleri kapalı koşuyor bile olsa o, elinden tuttuğu sürece düşmemeyi başarabileceğine, umutsuzluğuna inat inanmak istiyordu ve ısrarla kaçınıyordu cevapları zorunlu sorulardan. Çünkü kaçmak ya da görmezden gelmek daha kolaydı canını yakan gerçeklerden. Birer buzdağı misali yükselmedikçe önünde, mucizeler diyarının dingin okyanusunda ilerlemek çekiciydi.
“Elimi, bıraksa devasa bir uçuruma düşecekmiş gibi sıkıca tutuyordu sevgili. Oysa uçurum bendim. Keşke bunu anlayabilseydi, keşke benimle olmanın sonsuz ve karanlık bir boşluğa düşmekten farksız olduğunu anlatabilseydim. “Yavaş ol kalbim” diye fısıldadım göğsümde çırpınan savaşçıya. Bırakmak istedikçe daha sıkı tutunuyordu ruhum umuduna. O benim güneşimdi ne yaparsam yapayım yörüngesinden çıkamazdım. İşte böyle bir mutluluktu benimki. Yolun sonunda gemimi parçalara ayıracak buzdağlarına, kör bir aşkın rotasıyla yol almaktı ve ne kadar uzağa kaçarsam kaçayım gerçek beni yakalayacaktı biliyordum.
Gözlerinde cenneti görmüştüm ve cennet bana sonsuza dek yasaktı…”
Karanlık bir savaşın ortasında imkânsız bir bağlılık. Yüreğinize dokunacak sarsıcı bir aşk.
Yıllardır kâbus görmediği ya da kendini öldürmediği gecelerin sayısı bir elin parmaklarını geçemeyecek kadar azdı. Dipsiz bir uçuruma gözleri kapalı koşuyo... tümünü göster
Dünyayı etkileyen 2011'in en iyi gerilim romanı, Türkiye'yi de sarsacak…
Hakları 42 ülkeye satıldı, satışı dünya çapında sekiz ayda 1.000.000'a ulaştı.
New York Times çok satanlar listesinde haftalarca yer aldı.
2011'in Amazon en çok satanlar listesinde tüm kitaplar bazında 7 numarada, cinayet/gerilim/polisiye kategorisinde 2 numarada yer alıyor.
Wall Street Journal'ın 2011'in en iyi kitap listesinde yer aldı.
Yayıncılık dünyasının en prestijli ödüllerinden Galaxy Ulusal Kitap Ödüllerinde en iyi polisiye-gerilim kitabı ödülünü ve İngiliz Polisiye Yazarları Derneği (CWA) John Creasey Hançer Ödülü'nü kazandı.
Anıların sana kim olduğunu söyler.
Ya her akşam uyuduğunda anıların kayboluyorsa?
Adını, kimliğini, geçmişini, hatta sevdiğin insanları, hepsini
bir gecede unutuyorsan,
Ve güvendiğin tek insan sana gerçeğin tamamını anlatmıyorsa...
Christine'in hayatına hoş geldin…
Kesinlikle şimdiye dek okuduğum en iyi ilk roman.
Tess Gerritsen
Uyuyana Kadar müthiş, sarsıcı bir roman. İnsanı derin, karanlık ve rahatsız edici sulara çekiyor. Bir yandan kimlik ve belleğin anlamı üzerine karmaşık sorulara değinirken, bir yandan da eğlendiriyor.
Los Angeles Times
Dünyayı etkileyen 2011'in en iyi gerilim romanı, Türkiye'yi de sarsacak…
Hakları 42 ülkeye satıldı, satışı dünya çapında sekiz ayda 1.000.000'a ulaştı.
New York Times çok satanlar listesinde haftalarca yer aldı.
2011'in Amaz... tümünü göster
harlem şu anda kitap okumuyor.