Bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı...Bu romana bütün yüreğimi vereceğim, kanımı akıtacağım. Sürgün yıllarımda, yatağıma yatmış, iç çözümlemeler yaparken, hüznün altında ezildiğim anlarda bu kararı verdim...Bu roman benim için öyle değerli ki, benimle öyle bir bütünleşmiş ki... Onu başyapıtım yapmak istiyorum...(Fyodor Dostoyevskinin kardeşine yazdığı mektuplardan.)
******
Yeraltından Notlar, Dostoyevskinin yaratıcılığında bir dönüm noktasıdır. Dostoyevski bu yapıtında yepyeni bir anlatım denediğini, Müzikteki geçişleri bilirsin. Bu da tıpkı öyle olacak. Birinci bölümdeki gevezelikler, ikinci bölümde yerlerini ani bir katastrofa bırakacak, şeklinde ifade eder yazdığı bir mektupta.Yapıtın ideolog baş kişisi, Dostoyevskinin sonraki yapıtlarındaki Raskolnikov, Terentyev, Karamazovlar gibi tüm anti-kahramanlarmı önceleyen bir arketip niteliğindedir. Bu anti-kahraman dönemin edebiyatındaki genel eğilimin aksine ne soylu, ne de küçük burjuvadır. Sosyal çevresi tarafından aşağılanmaktan acı çeken, içinde bulunduğu toplumsal şartlara bireysel bir isyan geliştiren küçük bir memurdur. Dostoyevski bu isyanın özüne dönemin aydınlatınca pek hoş karşılanmayan paradoksal düşünceler yerleştirerek 1870lerin Rus aydınlarına da kıyasıya bir eleştiri getirir. Kimi çevrelere göre yapıt, varoluşçuluğun edebiyattaki ilk yansımasıdır.
************
Yeraltından Notlar, insanın özündeki bencil duyguların ve çaresizliğin, kendisini gerçkleştirmesinin sınırlarını ironik ve abartılı ögelerle pekiştirilerek anlatıldığı bu romanda, usta Rus yazarı Dostoyevskinin kaleminden, günlük yaşamın sorunları içinde bunalan tüm çağların çelişkili insanını bulacaksınız.
Yeraltından Notları okurken düşünecek, eğlenecek, yorulacak ve sarsılacaksınız.
************
Yerin altında akıl-eylem-crdem ilişkisini sorgulayan bir insan için yerin üstünde, yani modern dünyada gezinen adımlar ne ifade eder? Modern dünyanın dayatmalarına karşı kişinin yalnızlığı bilinçli bir tercih mi yoksa bir yenilgi midir? Ya da gerçekten yerin altında olan kimdir?
Gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalannı ve hezeyanlarını konu alan Yer altından Notlarda Dostoyevski, bu soruları cevaplayarak varoluşun temellerine iner ve bireye yönelik psikososyal tahlillerde bulunur.
Dostoyevski okumalarının olmazsa olmazlarından kabul edilen bu çok önemli romanda yazann dalıa sonra yazdığı tüm büyük romanların ipuçlarını bulacaksınız.
************
(...) Eğer Dostoyevski, tıpkı Shakespeare gibi, insanoğlunun kendini, hakkındaki görüşünü değiştirerek zenginleştirecek kadar büyük bir yazarsa, Yeraltından Notlarda yeni bir insan görüşünün ilk belirtilerini okuyor ve bu büyük keşfin nasıl yapıldığını neredeyse görüyoruz. Başarısızlık ve mutsuzluk Dostoyevskiyi kazananların, haklı olanların ve mağrurların ruhsal dünyasından iyice uzaklaştırmış, Rus halkına -ve kendisi gibi olanlara- yukarıdan bakan Batıcı aydınlara bir öfke duymaya başlamış, Batıcılıkla savaşma isteğiyle, Batı eğitimi alarak yetişip bir Batı sanatını (roman sanatını) kullanıyor olmanın arasına sıkışmıştır. Yeraltından Notlar bütün bu ruhsal durumlardan geçen bir hikâye yazma isteğinin ya da bütün çelişkileri inandırıcı bir şekilde kucaklayabilen bir kahraman ve dünya yaratma gayretinin sonucudur.
************
Bu notlar ve yazarı tümüyle bir hayal ürünüdür. Bununla birlikte, etrafımıza şöyle bir baktığımızda, bu notların yazarı gibi olanların aramızda yaşamasının yalnızca mümkün değil, aynı zamanda gerekli olduğunu kabul ederiz. Ben, yalnızca yakın bir geçmişin sıkça rastlanılan tiplerinden birini okuyucularıma tanıtmak istedim. Bu tip, hâlâ yaşamakta olan bir kuşağın temsilcisidir. Yeraltı adını taşıyan bu bölümde, bu kişi kendisini ve düşüncelerini anlatırken, toplumumuzda neden bulunduğunu, bulunmasının niçin kaçınılmaz olduğunu sanki açıklamak ister gibidir. İkinci bölüm ise bu kişinin yaşamındaki bazı olayları anlatan gerçek anılarıdır.
************
Suç ve Cezadan kısa süre önce yazılmış olan Yer Altından Notlar (1864), Dostoyevskynin edebi çıraklığının bitişini gösterir. Sonraki eserlerinde ahlaki sorularının birçoğunu, çekirdek halinde bu kitapta ele alır. Dostoyevsky, insanlığın bütün hastalıklarının düzensizlik ve mantıksızlıktan kaynaklandığına ve mantık yürütmek yoluyla düzeltilebileceğine inanan çağdaşları arasında yaygın olan pozitivizme, gözü peklik ve psikolojik kavrayışın eşi örülmemiş bir şekilde saldırır. Geniş zekasının, isyankar ve geçici iradesi tarafından kösteklendiği isimsiz kahramanın durumunu anlatırken, Dostoyevsky, karşı konulmaz kaprisleri ve meydan okuyan ıstırabının, modern insanların olduğu kadar Nietzsche, Freud, Sartre gibi düşünürlerin ne eğilimlerinin habercisi olduğu, yeni bir edebi kahraman oluşturmuştur. ...
************
Hayatını yabaniliğe varan bir yalnızlık içersinde geçiren bir adamın öyküsü Yeraltından Notlar. Mantık denen şeye bir tekme atıp, tüm matematikçileri cehennemin dibine yollamak isteyen çelişkilerle dolu garip bir adamın Yeraltı diye isimlendirdiği kendi münzeviliği, ya da kendi karanlık bilincine çekilerek olayları ve insanları değerlendiren zeki, ama ne yazık ki zavallı birinin...Belki de Dostoyevskinin yazarlık yöntemini kavramada bir anahtar görevi gören Yeraltından Notlar, insanı, hem kişisel hem de ruhsal değişimi ve çelişkileriyle ele alan güçlü bir Dostoyevski klasiği.
******
Bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı...Bu romana bütün yüreğimi vereceğim, kanımı akıtacağım. Sürgün yıllarımda, yatağıma yatmış, iç çözümlemeler yaparken, hüznün altında ezildiğim anlarda bu kararı verdim...Bu roman ... tümünü göster
Askeri okul anıları, yazarlık uğraşı, mimar babası, alkolik annesi ve en çok da Dresdenin bombalanması sırasında oradan sağ kurtulması ve sonrasında olup bitenler. Sanat, savaş, Jackson Pollock, çocukluğu, uzaylılar ve dünyanın geleceği üzerine gerçekçi olduğu kadar düşsel bir evren tasarımı.
Askeri okul anıları, yazarlık uğraşı, mimar babası, alkolik annesi ve en çok da Dresdenin bombalanması sırasında oradan sağ kurtulması ve sonrasında olup bitenler. Sanat, savaş, Jackson Pollock, çocukluğu, uzaylılar ve dünyanın geleceği üzerine gerçe... tümünü göster
Öykü, roman,şiir ve deneme alanlarında nitelikli yapıtlar veren Hulki Aktunçtan otuz beş yıllık birikimin ürünleri...Türkçenin kalbine giren üretken yazar/şairin kendine özgü üslubuyla kaleme aldığı yapıtlardan oluşmuş bu öykü toplaması, iki cilt halinde okuyucuyla buluşuyor. TADIMLIKArsızın DanslarıUNUTMA!. Müşerref prova çağır. Nigâr hn ilk p. Arsız marka. Tel H.. Avans (Ni-Ni borç?). Harç?Perihan, UNUTMA defterine bakıyor. Beyaz yaprak, geçmiş koca bir haftanın çözümsüz sorunlarıyla dolu, Perihana bakıyor.İşte, korkunç bir pazartesiyle yine karşı karşıya ve savunmasız. Pazartesi gibi sevimsiz bir gün olamaz. Bataklığa ilk adım mı, zehrin ilk yudumu mu, çevrimsel tragedyalardan birinin antresi mi?Çaçaron kadınlar; şurası pot yaptı, burası fazla büzülmüş, pliler eş değil, etekte arka taraf biraz sarkıyor vırvırcısı çenebazlar; buraya giysi diktirmek için değil önce kendi hayatlarının muhasebesini ve dedikodusunu yapmaya gelen ruh hastaları... İsmet Hanımın azarları. (Unutma: Adı erkek adı olarak da kullanılagelen kadınların sürekli düş kırıklıkları!)Lalalilom! A, Arsız, Günaydın. Çay bırakır mısın bana? Hah, haftalık marka getirmeyi de unutma.Limlom!Hani İstanbulun bazı eski sokakları, bu sokakların da bazı eski apartmanları olur. Sözüm ona iş muhitleri, yakın çarşı çevresini ağır ağır istila ettikten sonra arka sokaklara doğru yayılır ve eski apartmanların ev direncini tek tek kırıp iş hanına çevirir onları... İsmet Hanımın İsmet Hanım Terzihanesi de sonradan olma bir iş hanındaydı. Şifacıoğlu Palas, kat 3. İsmet Şifacıoğlu... Hah hah hay, unutma, soyadı da oğlu diye bitiyor!İsmet Şifacıoğlu Hanım evin de hanın da sahibi değildi artık; dün benimdi, bugün kiracısıyım sızlanmalarından kurtulmuş; edinilmiş kiracılıkla edinilmiş terziliği eş tutmaya başlayınca kendisiyle barışmıştı.Olsun, bina eskisi gibi durmuyordu ama hiç değilse yıkılmamıştı, babasının kemiklerini sızlatacak bir laz yapısına dönüşmemişti; Şifacıoğlu Palasın yeni sahibi bir baklavacıydı, olsun, lahmacuncu değildi ya... Ama efendim, bu toplumsal bir gelişim, demişti Perihan, lazları ya da güneydoğuluları alay konusu yapıp dışlamanız, gerçekliği değiştirmez ki; demek buralılarda olmayan bir dinamizmleri varmış...Sen bu felsefe manyerlerini okulda hocalarına yaparsın canım. Ayol daha teyelleri bile sökmemişsin! Bir de bak cumartesi pazar nasıl sölpmüş çiçekler, niçin su vermedin onlara? Ha!Lalalilom!Kahrol işallah, bak yüreğimi ağzıma getirdi. Hani benim suyumla sâdem? Koş. Eskitiyor merdivenleri biliyor musun? Bütün hafta boyunca kim bilir kaç yüz kere inip çıkıyor çocuk... Uydurduğu dil de pek hoş doğrusu. Ah canım açalya. Güzel güzel alır getirirsin, özenerek alır getirirler, bayılır insan çiçeklerine, bir bakarsın açmazya oluvermiş. Döker de çiçeciklerini bir daha canlanmaz.Bir komşum var Perihan, onda hep çiçeklidir açalyalar. Hattâ konukların çok geleceği zamanları kollar bu, tam o sıra, bayramda filan, pıtrak gibi açtırıverir açalyaları. Nasıl yapıyor? Anlatmaz mı?Lamlom!Oh çocuğum, sağ ol. Söyler mi hiç, sır, sanki para kazanacak da söylemiyor. Böyle insanlar işte. Müşerrefi çağırayım değil mi provaya? Nigâr Hanım nasılsa öğleden sonra gelecek.Aman. Gelemez olsun. Arsızdan on bin liralık marka aldım.İyi. İster misin bizim Ni-Ni, Nigâr Hanımın provasına rastlasın! Hanımefendi fücceten mort vallahi. Ama Nihat akşam üzerini bulur.Lalalilom! Çay getirdim ya da boşları topluyorum demektir. Limlom ya da lamlom her şeyi anında yetiştirdiğini anlatır. Arsızcık bundan fazlasını da pek söylemez. İnsanlarla iletişim kurmada güçlük çekmiyor, ama pek halleşmeyi de sevmeyip kabuğuna çekiliyor.Sahi Perihan, ne oldu o harç meselen senin? Hâlâ yatıramadım, kaydımı silerler diye korkuyorum. Bakalım, evden para gelene kadar Ni-Niden borç alırım belki. Cadaloz karı, sen verseydin ne olurdu sanki.Sararıp ütü bezine dönmüş mankenin üzerinde Nigâr Hanımın giysisi.Askılarda; Müşerrefin döpiyesi, Ni-Ninin streç sahne pantolonuyla pullu bluzu.Küçük sehpada Arsızın kalıntısı gazoz kapakları, buruş buruş magazinler, dedikodu gazeteleri.Telefon çaldı. Açtı Perihan. Elindeki topluiğneyi büktü büktü. Dudakları titremeye başladı. Çat diye kapattı. Yine o adam!Titriyordu, eli ayağı birbirine dolaşmıştı.Sana derhal kapatacaksın dememiş miydim!Koltuğa yığıldı Perihan. İsmet Hanım yaklaştı, başını okşadı. En yumuşak sesiyle ne söylüyor gene? dedi. Aynı şeyler... aynı.O kartoloşa da sana da kıyacağım canım. Birinizi ellerimle boğacak, öbürünün bacak arasında kama oyuğu açacağım.Limlom?Topla şu kapaklarını da defol. Hadi, müşteriler gelecek. Bi daha perde aralığından baktığını görürsem döverim seni.Hadi canım, hadi, havlayan köpek ısırmaz derler, korkma canım. Bu adam, bu adam telefon edince geceleri hiç çalışamıyorum ders. Oysa sınavlarım yaklaşıyor.Zaman zaman bizi gözetlediğinden şüphem yok. Telefonu rastgele çevirmiş olsa bile, buldu sanırım bu sokağı.Müşerrefi çağırdın mı? Ah, dur peki, ben telefon edeyim bu sefer.Perihan sıçradı, telefonu aldı ve Müşerrefi provaya çağırdı. Yoksa, birazdan Hüseyini aradığında İsmet Hanım takaza edecekti.Hüseyine anlatsa mıydı telefon manyağını? Başka türlü anlar mıydı? Zaten çok kıskanç.Hüseyini çağırsa, birlikte ders çalışsalar.Arsız, merdivenlerde dans ediyor. Elinde çaycı tepsisi, kendi diliyle şarkılar söylüyor.Dans, haftanın ilk dansı. Ben burada ne yapıyorum?Müşerref, konfeksiyoncuda çalışıyor. Nigâr Hanım hiç çalışmıyor, giysi diktirmek ve beğenmemek onun işi. Ni-Ni, gece kulüplerinde dansör/dansöz karışımı gösteriler yapıyor, izleyici onu kadınlardan daha çok beğeniyormuş. İsmet Hanım terzihane işletiyor, mutlaka birşeyleri işletiyor görünmesi gerek kendisine. Kiraları baklavacıya benimle yolluyor. Hüseyin beni seviyor. Ne zaman yatırabileceğim şu harcı?Haftalığını erken versem işe yarar mı? Dur hele bir, Ni-Ni gelsin de.Perihan, Hüseyine telefon etti. Akşam buluşmayı, Sarayburnuna gitmeyi kararlaştırdılar.Bok pazartesi!Müşerref öyle şişman ki konfeksiyoncuda çalışıyor, aylarca para biriktirip bize döpiyes diktiriyor. Nigâr Hanımın şekeri var, bir ayağı hep burda diye bir kutu hapşekerini bizde tutuyor. Ni-Ni, sevgili Ni-Ni, her defasında, bir herif beni buraya kadar izledi diyor. Merdivenleri çıkarken Arsızla karşılaşırsa, birlikte şöyle bir an dans ediveriyorlar. Telefon manyağı gene arıyor.İsmet Hanımın gözleri yaşardı. Dert yanabileceği tek insan, yine de Nigâr Hanımdı. Ona bile dert dökmeyi uzun süre ertelemiş, biz aynı seviyedekilerden biri öbürüne yakınırsa, zaaf belirtisidir, diye kurmuştu... Ama bu akşam, dolu doluydu içi. Kira kontratosunu çıkarmış, kiracılığının on yıla vardığını görmüştü.Baklavacının vakti geliyor yavaş yavaş, belki aşırı bir kira isteyecek, belki de direkt kovacak beni buradan. Kitaplarını da al Hüseyin, olur mu? Belki biraz S.T.ye bakarız.S.T.yi yanlış anlamasın diye İsmet Hanım, açıyordu: Sosyoloji Tarihi notlarını mutlaka yanına al.Lalalilom!Nigâr Hanım ile Arsız, aynı anda girdiler içeriye. Yaşlı kadın, iğrentiyle bakıyordu çocuğa. Doğrusu, onun getireceği hiçbir şeyi içmezdi.Müşerref öyle mutsuzdu ki, şişmanlamasının durmayacağı, durduğunda da bir felâket getireceği belliydi. Nigâr Hanım, şekeriyle iyi geçinemeyecek, sözgelimi gözleri kör olacak, daha da lanetleşecekti. Ni-Ni, mutsuzluğa öyle dayanıklıydı ki, mutsuz olması olanaksızdı artık; Arsızla iki adım dans bile sevinç verebiliyordu ona. Hüseyin beni öptüğünde mutlu olduğunu söylüyordu. Telefon manyağı? Baklavacı? Kira için gecikmedik mi?Açalyalar, diyordu Nigâr Hanım, Karadeniz dağlarının gülleridir. Nem isterler üstlerine. Böyle fış fış atacaksın suyu yukarıdan. Araç birşey yoksa, suyu avucuna al, şöylece dökele yukarıdan. Bakın size söyleyeyim, dalını kırın, saksıya dikin, toprağa can suyu verdikten sonra, hani yok mu şu şeffaf naylon torbalar, açalyanın başı üzerine geçirin, tam sera gibi canım, tam sera gibi. Bakın nasıl terletecek o naylon kubbeyi açalya, bakın nasıl tutacak, bakın nasıl açacak şehrâyin gibi.
Öykü, roman,şiir ve deneme alanlarında nitelikli yapıtlar veren Hulki Aktunçtan otuz beş yıllık birikimin ürünleri...Türkçenin kalbine giren üretken yazar/şairin kendine özgü üslubuyla kaleme aldığı yapıtlardan oluşmuş bu öykü toplaması, iki cilt hal... tümünü göster
Bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı...Bu romana bütün yüreğimi vereceğim, kanımı akıtacağım. Sürgün yıllarımda, yatağıma yatmış, iç çözümlemeler yaparken, hüznün altında ezildiğim anlarda bu kararı verdim...Bu roman benim için öyle değerli ki, benimle öyle bir bütünleşmiş ki... Onu başyapıtım yapmak istiyorum...(Fyodor Dostoyevskinin kardeşine yazdığı mektuplardan.)
******
Yeraltından Notlar, Dostoyevskinin yaratıcılığında bir dönüm noktasıdır. Dostoyevski bu yapıtında yepyeni bir anlatım denediğini, Müzikteki geçişleri bilirsin. Bu da tıpkı öyle olacak. Birinci bölümdeki gevezelikler, ikinci bölümde yerlerini ani bir katastrofa bırakacak, şeklinde ifade eder yazdığı bir mektupta.Yapıtın ideolog baş kişisi, Dostoyevskinin sonraki yapıtlarındaki Raskolnikov, Terentyev, Karamazovlar gibi tüm anti-kahramanlarmı önceleyen bir arketip niteliğindedir. Bu anti-kahraman dönemin edebiyatındaki genel eğilimin aksine ne soylu, ne de küçük burjuvadır. Sosyal çevresi tarafından aşağılanmaktan acı çeken, içinde bulunduğu toplumsal şartlara bireysel bir isyan geliştiren küçük bir memurdur. Dostoyevski bu isyanın özüne dönemin aydınlatınca pek hoş karşılanmayan paradoksal düşünceler yerleştirerek 1870lerin Rus aydınlarına da kıyasıya bir eleştiri getirir. Kimi çevrelere göre yapıt, varoluşçuluğun edebiyattaki ilk yansımasıdır.
************
Yeraltından Notlar, insanın özündeki bencil duyguların ve çaresizliğin, kendisini gerçkleştirmesinin sınırlarını ironik ve abartılı ögelerle pekiştirilerek anlatıldığı bu romanda, usta Rus yazarı Dostoyevskinin kaleminden, günlük yaşamın sorunları içinde bunalan tüm çağların çelişkili insanını bulacaksınız.
Yeraltından Notları okurken düşünecek, eğlenecek, yorulacak ve sarsılacaksınız.
************
Yerin altında akıl-eylem-crdem ilişkisini sorgulayan bir insan için yerin üstünde, yani modern dünyada gezinen adımlar ne ifade eder? Modern dünyanın dayatmalarına karşı kişinin yalnızlığı bilinçli bir tercih mi yoksa bir yenilgi midir? Ya da gerçekten yerin altında olan kimdir?
Gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalannı ve hezeyanlarını konu alan Yer altından Notlarda Dostoyevski, bu soruları cevaplayarak varoluşun temellerine iner ve bireye yönelik psikososyal tahlillerde bulunur.
Dostoyevski okumalarının olmazsa olmazlarından kabul edilen bu çok önemli romanda yazann dalıa sonra yazdığı tüm büyük romanların ipuçlarını bulacaksınız.
************
(...) Eğer Dostoyevski, tıpkı Shakespeare gibi, insanoğlunun kendini, hakkındaki görüşünü değiştirerek zenginleştirecek kadar büyük bir yazarsa, Yeraltından Notlarda yeni bir insan görüşünün ilk belirtilerini okuyor ve bu büyük keşfin nasıl yapıldığını neredeyse görüyoruz. Başarısızlık ve mutsuzluk Dostoyevskiyi kazananların, haklı olanların ve mağrurların ruhsal dünyasından iyice uzaklaştırmış, Rus halkına -ve kendisi gibi olanlara- yukarıdan bakan Batıcı aydınlara bir öfke duymaya başlamış, Batıcılıkla savaşma isteğiyle, Batı eğitimi alarak yetişip bir Batı sanatını (roman sanatını) kullanıyor olmanın arasına sıkışmıştır. Yeraltından Notlar bütün bu ruhsal durumlardan geçen bir hikâye yazma isteğinin ya da bütün çelişkileri inandırıcı bir şekilde kucaklayabilen bir kahraman ve dünya yaratma gayretinin sonucudur.
************
Bu notlar ve yazarı tümüyle bir hayal ürünüdür. Bununla birlikte, etrafımıza şöyle bir baktığımızda, bu notların yazarı gibi olanların aramızda yaşamasının yalnızca mümkün değil, aynı zamanda gerekli olduğunu kabul ederiz. Ben, yalnızca yakın bir geçmişin sıkça rastlanılan tiplerinden birini okuyucularıma tanıtmak istedim. Bu tip, hâlâ yaşamakta olan bir kuşağın temsilcisidir. Yeraltı adını taşıyan bu bölümde, bu kişi kendisini ve düşüncelerini anlatırken, toplumumuzda neden bulunduğunu, bulunmasının niçin kaçınılmaz olduğunu sanki açıklamak ister gibidir. İkinci bölüm ise bu kişinin yaşamındaki bazı olayları anlatan gerçek anılarıdır.
************
Suç ve Cezadan kısa süre önce yazılmış olan Yer Altından Notlar (1864), Dostoyevskynin edebi çıraklığının bitişini gösterir. Sonraki eserlerinde ahlaki sorularının birçoğunu, çekirdek halinde bu kitapta ele alır. Dostoyevsky, insanlığın bütün hastalıklarının düzensizlik ve mantıksızlıktan kaynaklandığına ve mantık yürütmek yoluyla düzeltilebileceğine inanan çağdaşları arasında yaygın olan pozitivizme, gözü peklik ve psikolojik kavrayışın eşi örülmemiş bir şekilde saldırır. Geniş zekasının, isyankar ve geçici iradesi tarafından kösteklendiği isimsiz kahramanın durumunu anlatırken, Dostoyevsky, karşı konulmaz kaprisleri ve meydan okuyan ıstırabının, modern insanların olduğu kadar Nietzsche, Freud, Sartre gibi düşünürlerin ne eğilimlerinin habercisi olduğu, yeni bir edebi kahraman oluşturmuştur. ...
************
Hayatını yabaniliğe varan bir yalnızlık içersinde geçiren bir adamın öyküsü Yeraltından Notlar. Mantık denen şeye bir tekme atıp, tüm matematikçileri cehennemin dibine yollamak isteyen çelişkilerle dolu garip bir adamın Yeraltı diye isimlendirdiği kendi münzeviliği, ya da kendi karanlık bilincine çekilerek olayları ve insanları değerlendiren zeki, ama ne yazık ki zavallı birinin...Belki de Dostoyevskinin yazarlık yöntemini kavramada bir anahtar görevi gören Yeraltından Notlar, insanı, hem kişisel hem de ruhsal değişimi ve çelişkileriyle ele alan güçlü bir Dostoyevski klasiği.
******
Bütün diğer romanlardan sonra yazmak istediğim bir itiraf roman vardı...Bu romana bütün yüreğimi vereceğim, kanımı akıtacağım. Sürgün yıllarımda, yatağıma yatmış, iç çözümlemeler yaparken, hüznün altında ezildiğim anlarda bu kararı verdim...Bu roman ... tümünü göster