Jim Morrison bir mittir. Père-Lachaisedeki mezarını ibadet edercesine ziyaret eden, resmini basılı tişörtlerini giyen, müziklerini dinleyen binlerce genç buna kanıttır. Son derece provokatör bu asi şarkıcı üzerine, ciddi ve yıkıcı şiirleri üzerine ve oldukça esrarengiz ölümü üzerine yazılanlar bitip tükenecek gibi değildir.Psikanalist Didier Lauru bu eserinde bize derinlemesine bir güzergâh önererek, ölüm dahil, aşırılığın her türünün peşinde koşmuş Morrisonun kişiliğinin tüm karmaşıklığını gözler önüne sermeye çalışmaktadır.Jim Morrison: Yetişkin olmayı reddeden ergen; ama aynı zamanda bir kahraman, sınır durumdaki biri, border-line...Yazar bize Morrisonun günümüzde de taşıdığı önemi göstermektedir. Yıkıcılık bir yana, gerçekliğin hududunu daima geri püskürtme, olasılıklar alanını daima genişletme yönündeki çılgınca bir arzu ve umudun simgesidir Morrison. O, toplumumuzun yarattığı, her türlü sınır ve bağdaşıklık fikrine yabancı, patolojik bir durumun cisimleşmiş halidir. Herkesin kendi içinde hissettiği ya da tanıdığı rahatsızlığa işaret etmektedir.
Jim Morrison bir mittir. Père-Lachaisedeki mezarını ibadet edercesine ziyaret eden, resmini basılı tişörtlerini giyen, müziklerini dinleyen binlerce genç buna kanıttır. Son derece provokatör bu asi şarkıcı üzerine, ciddi ve yıkıcı şiirleri üzerine ve... tümünü göster
Jim Morrison bir mittir. Père-Lachaisedeki mezarını ibadet edercesine ziyaret eden, resmini basılı tişörtlerini giyen, müziklerini dinleyen binlerce genç buna kanıttır. Son derece provokatör bu asi şarkıcı üzerine, ciddi ve yıkıcı şiirleri üzerine ve oldukça esrarengiz ölümü üzerine yazılanlar bitip tükenecek gibi değildir.Psikanalist Didier Lauru bu eserinde bize derinlemesine bir güzergâh önererek, ölüm dahil, aşırılığın her türünün peşinde koşmuş Morrisonun kişiliğinin tüm karmaşıklığını gözler önüne sermeye çalışmaktadır.Jim Morrison: Yetişkin olmayı reddeden ergen; ama aynı zamanda bir kahraman, sınır durumdaki biri, border-line...Yazar bize Morrisonun günümüzde de taşıdığı önemi göstermektedir. Yıkıcılık bir yana, gerçekliğin hududunu daima geri püskürtme, olasılıklar alanını daima genişletme yönündeki çılgınca bir arzu ve umudun simgesidir Morrison. O, toplumumuzun yarattığı, her türlü sınır ve bağdaşıklık fikrine yabancı, patolojik bir durumun cisimleşmiş halidir. Herkesin kendi içinde hissettiği ya da tanıdığı rahatsızlığa işaret etmektedir.
Jim Morrison bir mittir. Père-Lachaisedeki mezarını ibadet edercesine ziyaret eden, resmini basılı tişörtlerini giyen, müziklerini dinleyen binlerce genç buna kanıttır. Son derece provokatör bu asi şarkıcı üzerine, ciddi ve yıkıcı şiirleri üzerine ve... tümünü göster
Bu yapıt ilk yayımlandığında (1963) Afet Muhteremoğlu, Oğuz Kazım Atok vb.gibi değerli yazarlarca YILIN KİTABI olarak nitelenmişti. Kültür bakanlarımızdan sayın Cihat Baban, 9 Mart 1971 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şöyle yazdı: Boileau, ancak iyi anlaşılan iyi anlatılır, der. Hançerlioğlu, bu kitabıyla, dünyadaki fikir cereyanlarını çok iyi anladığını, üslubundaki temizlik ve kalemindeki berraklıkla belirtiyor. Dünyanın kurulduğu günden bugüne kadar hagi fikir aşamalarından geçtiğini öğrenmek isteyenler, Düşünce Tarihinin sayfalarını çevirerek merdivenlerden yükselebilirler.
Bu yapıt ilk yayımlandığında (1963) Afet Muhteremoğlu, Oğuz Kazım Atok vb.gibi değerli yazarlarca YILIN KİTABI olarak nitelenmişti. Kültür bakanlarımızdan sayın Cihat Baban, 9 Mart 1971 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şöyle yazdı: Boileau, ancak iyi a... tümünü göster
Bu yapıt ilk yayımlandığında (1963) Afet Muhteremoğlu, Oğuz Kazım Atok vb.gibi değerli yazarlarca YILIN KİTABI olarak nitelenmişti. Kültür bakanlarımızdan sayın Cihat Baban, 9 Mart 1971 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şöyle yazdı: Boileau, ancak iyi anlaşılan iyi anlatılır, der. Hançerlioğlu, bu kitabıyla, dünyadaki fikir cereyanlarını çok iyi anladığını, üslubundaki temizlik ve kalemindeki berraklıkla belirtiyor. Dünyanın kurulduğu günden bugüne kadar hagi fikir aşamalarından geçtiğini öğrenmek isteyenler, Düşünce Tarihinin sayfalarını çevirerek merdivenlerden yükselebilirler.
Bu yapıt ilk yayımlandığında (1963) Afet Muhteremoğlu, Oğuz Kazım Atok vb.gibi değerli yazarlarca YILIN KİTABI olarak nitelenmişti. Kültür bakanlarımızdan sayın Cihat Baban, 9 Mart 1971 tarihli Cumhuriyet gazetesinde şöyle yazdı: Boileau, ancak iyi a... tümünü göster
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum. Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasında şunları geçirdi:Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır.
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş old... tümünü göster
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum. Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasında şunları geçirdi:Dünya bir düştür. Evet, dünya... Ah! Evet, dünya bir masaldır.
Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hâlâ malûm konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu... Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makûl. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş old... tümünü göster