Çocuk yaşta bir Jön Türk olarak kaçtığı ve dokuz yıl yaşadığı Pariste siyaset bilimi okuyan ve modern Fransız şiiriyle tanışan Yahya Kemal, Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken yeni bir şiir, tarih, vatan ve millet anlayışıyla eve döndü ve modern Türk şiirinin doğuşunda etkin bir rol oynadı. Üstlendiği önemli rollerden biri de, 1923 öncesinin yok sayıldığı bir devirde etkili, fakat kavgacı olmayan bir muhalefetle kültürde sürekliliğin önemini vurgulamak olmuştu. Türk tarihinin ve kültürünün bir özeti olarak gördüğü İstanbulda odaklanan şiiri ve düşüncesi, Osmanlı kültürüyle Cumhuriyet devrinde inşa edilmek istenen kültür arasında köprüler kurarak kimlik krizini aşmaya çalışanlar için sağlam bir tutamak oldu. Arkasında çok az metin bıraktığı halde bu sebeple hâlâ etkilidir ve ölümünün 50. yılı olan 2008 bu sebeple Yahya Kemal Yılı ilân edilmiştir. Elinizdeki kitapta, bu önemli şairin hayatına şu veya bu şekilde girmiş kişiler, yani akrabaları, dostları, düşmanları, sevgilileri, sevdiği ve etkilendiği şairler, yazarlar; yaşadığı ve eserlerinde herhangi bir şekilde zikrettiği şehirler, mekânlar; yazdığı gazeteler ve dergiler; kavramlar, temler; alışkanlıkları, zaafları; onun etrafında yaşanan tartışmalar, kavgalar vb. hiçbir şey gizlenmeden, alfabetik sırayla ve ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.
Çocuk yaşta bir Jön Türk olarak kaçtığı ve dokuz yıl yaşadığı Pariste siyaset bilimi okuyan ve modern Fransız şiiriyle tanışan Yahya Kemal, Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken yeni bir şiir, tarih, vatan ve millet anlayışıyla eve döndü ve modern Türk şi... tümünü göster
Çocuk yaşta bir Jön Türk olarak kaçtığı ve dokuz yıl yaşadığı Pariste siyaset bilimi okuyan ve modern Fransız şiiriyle tanışan Yahya Kemal, Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken yeni bir şiir, tarih, vatan ve millet anlayışıyla eve döndü ve modern Türk şiirinin doğuşunda etkin bir rol oynadı. Üstlendiği önemli rollerden biri de, 1923 öncesinin yok sayıldığı bir devirde etkili, fakat kavgacı olmayan bir muhalefetle kültürde sürekliliğin önemini vurgulamak olmuştu. Türk tarihinin ve kültürünün bir özeti olarak gördüğü İstanbulda odaklanan şiiri ve düşüncesi, Osmanlı kültürüyle Cumhuriyet devrinde inşa edilmek istenen kültür arasında köprüler kurarak kimlik krizini aşmaya çalışanlar için sağlam bir tutamak oldu. Arkasında çok az metin bıraktığı halde bu sebeple hâlâ etkilidir ve ölümünün 50. yılı olan 2008 bu sebeple Yahya Kemal Yılı ilân edilmiştir. Elinizdeki kitapta, bu önemli şairin hayatına şu veya bu şekilde girmiş kişiler, yani akrabaları, dostları, düşmanları, sevgilileri, sevdiği ve etkilendiği şairler, yazarlar; yaşadığı ve eserlerinde herhangi bir şekilde zikrettiği şehirler, mekânlar; yazdığı gazeteler ve dergiler; kavramlar, temler; alışkanlıkları, zaafları; onun etrafında yaşanan tartışmalar, kavgalar vb. hiçbir şey gizlenmeden, alfabetik sırayla ve ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.
Çocuk yaşta bir Jön Türk olarak kaçtığı ve dokuz yıl yaşadığı Pariste siyaset bilimi okuyan ve modern Fransız şiiriyle tanışan Yahya Kemal, Birinci Dünya Savaşı yaklaşırken yeni bir şiir, tarih, vatan ve millet anlayışıyla eve döndü ve modern Türk şi... tümünü göster
Eskiler insana Küçük âlem derlermiş. Ne kadar doğru! Her insan ayrı bir âleme açılan bir kapı; o kapıdan içeri girdikten sonra lâbirentlerinde kaybolmak işten bile değil. Sıradan zannettiğimiz insanların bile uçsuz bucaksız iç dünyaları varsa; bilim, sanat ve hareket adamlarının dünyalarındaki büyüklüğü varın siz hesap edin. Onları derinliğine anlamaya çalışmak, yıldızlar arası yolculuğa çıkmak gibi bir şey olmalı. Ben mi? Ben sadece kapıları korka korka aralayıp hoşca baktım, gözlerim kamaştı.Osmanlının yadigârlarıYeni devir, yeni yüzler16 sonrasıOnlar da bizden
Eskiler insana Küçük âlem derlermiş. Ne kadar doğru! Her insan ayrı bir âleme açılan bir kapı; o kapıdan içeri girdikten sonra lâbirentlerinde kaybolmak işten bile değil. Sıradan zannettiğimiz insanların bile uçsuz bucaksız iç dünyaları varsa; bilim... tümünü göster
Beşir Ayvazoğlu sosyoloji Bu kitapta, gelenek kavramı, bir kültürün kendisini devam ettirme, değişirken bile kendisi olarak kalma refleksi olarak yorumlanmış ve Türkiyede, iki yüz yıllık Batılılaşma döneminde, varlığını korumaya çalışırken yaşadığı heyecan verici maceralar anlatılmıştır.
Beşir Ayvazoğlu sosyoloji Bu kitapta, gelenek kavramı, bir kültürün kendisini devam ettirme, değişirken bile kendisi olarak kalma refleksi olarak yorumlanmış ve Türkiyede, iki yüz yıllık Batılılaşma döneminde, varlığını korumaya çalışırken yaşadığı h... tümünü göster