Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu kitabı sizlerle buluşturduğum için inanılmaz derecede mutlu ve heyecanlıyım. Yıllardır evrenin sırlarına olan merakım ve görünenin ardındakini anlama çabalarım beni yoğun araştırmalara iterek bu noktaya getirdi. Şu anda elinizde tuttuğunuz bu kitap kütüphanelerde ve meditasyonla derin düşüncelere dalarak geçirdiğim 9 yıllık çalışmalarımın ve araştırmalarımın bir ürünüdür.
Her şey ilkokula başladığım dönemde babamın eve getirdiği bir yığın ansiklopediyle başlamıştı. Kapağı kırmızı, içi görsel malzemeyle dolu okul ansiklopedilerini karıştırırken en çok ilgimi çeken konuyu hiç unutmadım. "Işık dalga mıdır yoksa tanecik midir?" Açıkçası bu makaleyi okuduğumda dili bana biraz ağır gelmişti. Yazılar Türkçe olmasına rağmen içinde anlamını bilmediğim bir sürü sözcük vardı. Ama başlığı hiçbir zaman unutmadım. Zamanla ansiklopedileri daha çok karıştırdıkça dünya gözüme çok daha büyük görünmeye başladı. Öğrenecek ve keşfedecek ne kadar çok şey vardı! Bilim her şeyin nedenini araştırıyordu ancak öyle kavramlar vardı ki bilim bir noktada tıkanıklığa uğruyordu, ondan sonra ise metafizik devreye giriyordu. Ancak bilim metafiziği kabul etmiyor, dinle ise çoğu zaman çatışma hâlini sürdürüyordu.
Bilinenin sınırı vardır, bilinmeyenin ise belli bir sınırı yoktur. Bizim görevimiz bilinmeyeni çözmeye gayret etmek. Ben niçin var oldum? İnsanlar neden doğuyor, hastalanıyor acı çekiyor ve ölüyor? Bu kadar mı insan hayatı? Büyü, okula git, sonra evlen, çalış ve öl! Hayat bunlardan ibaret olamazdı, bir anlamı olmalıydı. Görünen her şeyin bir de ötesi olmalıydı. En azından ben böyle hissediyordum.
Ya Tanrı hakkındaki tanımlamalar? Tanrı, gökte oturan yaşlı adam, elinde sopası var! Her birimizin günah ve sevaplarını yazmakla görevlendirdiği ikişer melek de her şeyi bir bir kaydediyor. İyi şeyler yaparsak cennette huriler tarafından karşılanacak, yaptığımız hatalar çok olursa cehennemin ücra köşesini boylayacaktık.
Oysaki içimde hissettiğim gerçek bu değildi. Kutsal kitapların anlatmak istediği daha farklı bir şeyler olmalıydı, içimdeki derin boşluk duygusu ruhumu kemirirken, diğer taraftan İlahi Olan'a duyduğum, aşkla "yol"a çıktım ve gerçeği aramaya koyuldum. Bir bilim insanı olarak yıllarca bilimin içinde yoğruldum. Bununla beraber bilimi tabu hâline getirmeyip, bilimin ötesini de (metafizik) araştırmaya başladım. Üniversitedeki kütüphanenin raflarında bulduğum kitapları yutarcasına okudum. Kutsal kitaplarda yer alan surelerin huzur veren atmosferini soludum.
Sonunda anladım ki Tanrı her şeydi, her şeyi kapsayandı ve ondan ayrı bir şey yoktu. Onu tek başına anlatan hiçbir sözcük ya da kavram yoktu. Çünkü o çokluğu içine alarak tekliği yaratıyordu. Bu yüzden Tanrı ne tek başına bilimle, ne tek basma metafizikle, ne bir felsefeyle ne de tek başına bir dinle anlatılabilirdi. Tanrı'yı anlama çabası için hepsi bir araya getirilerek ele alınmalıydı. Hepsi birbiriyle bir bütündü ve birinin yetersiz kaldığı alanda diğeri yardıma koşuyordu. Kimi zaman aynı kavramları farklı sözcüklerle açıkladıkları için birbirine zıt görüşleri savunuyor gibi görünseler de esasında hepsi aynı şeyi söylüyordu. Aynı konuları farklı lisanlarla ifade ediyorlardı. Tıpkı aynı melodinin farklı enstrümanlarla çalınması gibi.
Gerçek tektir. Ancak her toplum, kültür, bilim, din ve felsefe onu kendi enstrümanıyla ifade eder. Bilim Tanrı'dan ayrı değildir, önyargısız olunabildiğinde bilimde O'nun yansımalarını görebiliriz. Neyse ki zamanında birbiriyle çarpışan din ve bilim arasındaki perde kuantum fiziğiyle yavaş yavaş kalkmaya başlamıştır. Benim de bu kitapta amaçladığım şey bilim ve dini uzlaştırıp felsefe ve tasavvuf ile aralarında köprüler kurarak evrensel bilgilerin aktarımını sağlamak. Bu sayede hayata ve bizim hayattaki yerimize olan bakışımızı biraz daha derinleştirip genişletmektir.
Kitapta ele aldığım mikrokozmos ile makrokozmos arasındaki benzerlikler holografik evren teorisinin ispatı niteliğindedir. Holografik evren teorisi ise evrenin en büyük gerçeğine belki de yaratılışın en„büyük gerçeğine vurgu yapar. Bu teorinin tam kabulü büyük bir uyanışın da habercisidir. Normalde ruhun uyanışı ölümle gelirdi. Çünkü yaşadığımız dünya hayatı bir rüyadır, asıl uyku yaşamaktır. Uyanmak nedir? Uyanış O'na dönüştür. Her ölüm bir uyanıştır.
Gözlerin rüyaya kapanıp, saf bilincin aslolan gerçekliğine uyanmasıdır. Yuvaya dönüştür, sınırlılıktan kopuştur. Sılaya kavuşmaktır. Sonsuz dansın yeniden başlamasıdır. Işıkla, aşkla, öz kaynakla yeniden sevişmektir ölüm. Ancak ölmeden de ölebiliriz. Dünya hayatını yaşarken kitlesel uyanışı gerçekleştirmek aslında hepimizin "bir" olduğunu hatırlamaktır. Bitkiye, hayvana, doğaya ve insana ve dolayısıyla Tanrı'ya yeniden saygı duymaktır. Ama bu defa korkuyla ve şartlanmış bir bilinçle değil, gerçek olanı bilmenin verdiği huzurla ve sevgiyle...
Tanrı'yı çok uzaklarda aramayın, O'nu belki de gözyaşınızda bile bulabilirsiniz, çünkü öz ağlarsa göz ağlar. Her yaratılmışın içinde Tanrı dan bir öz vardır.
İnsan da Tanrı suretinde yaratılmış bir varlık olarak bu Tanrısal özü en iyi şekilde yansıtma potansiyeline sahiptir. Tanrı ve evren insanın içindedir. Tasavvufçular "insanda Tanrısal sırlar gizlidir" diyerek bu gerçeğe sürekli değinmişlerdir. Hallac-ı Mansur da Enel Hak sözüyle insanın bu yönünü canı pahasına dile getirmiştir. Yunus Emre "Bir ben var benden içre" demiştir. Mevlâna da hem kendi içinde hem de döndüğü her yerde O'nun yüzünü gördüğünü söylemiştir.
Tanrı'yı bir yerde aramayın, O ne yerdedir ne de gökte... Çünkü O her yerdedir. Her insanın içindedir. Her zerrededir. Her güzel melodinin tınısındadır O. Bizim görevimiz bunu "hatırlamak" ve "hatırlatmak"tır. Artık tüm enstrümanların bir araya gelme zamanı gelmiştir. Kökenimizi "görmek" ve sonsuz varlıklar olduğumuz gerçeğine uyanmak vakti gelmiştir. Hayat felsefemiz ne olursa olsun, çıkış noktamız neresi olursa olsun hepimizin varacağı yer aynıdır.
Sonunda tüm yollar aynı yere varacaktır. Holografik Evren Teorisi her zerrede gizli bir dünya olduğunu öne sürer. Bütün'e ait her parçanın kendi içinde Bütün'ü barındırdığını söyler. İşte mikrokozmos ve makrokozmos benzerlikleriyle birlikte bilimsel, dinsel, tinsel, felsefi ve İslam Tasavvufu yönünden Holografik Evren Teorisinin ispatını bu kitapta (oldukça anlaşılır bir anlatımla) benim kalemimden okuyacaksınız.
Keyifli okumalar...
Emel Keskinkılıç
Eylül / 2011
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu kitabı sizlerle buluşturduğum için inanılmaz derecede mutlu ve heyecanlıyım. Yıllardır evrenin sırlarına olan merakım ve görünenin ardındakini anlama çabalarım beni yoğun araştırmalara iterek bu noktaya getirdi.... tümünü göster
Yaşlanmak bilge olmak demek değildir. Eğer gençken bir aptalsan ve artık yaşlandıysan, sadece yaşlı bir aptal olursun, hepsi bu!
Olgun bir kişi alsa aynı hatayı tekrar etmez. Ama bir kimse sadece yaşlıysa aynı hatayı defalarca ve defalarca tekrar eder durur. O bir çemberin içinde yaşar; hiçbir zaman bir şey öğrenmez.
Sürekli başkalarının fikirlerini hesaba katan insanlar olgunlaşmamıştır. Onlar başkalarının ne düşündüğüne bağımlıdır. Onlar hiçbir şeyi özgün bir biçimde yapamazlar, dürüstçe söylemek istediklerini söyleyemezler; başkalarının duymak istediklerini söylerler.
Yaşlanmak bilge olmak demek değildir. Eğer gençken bir aptalsan ve artık yaşlandıysan, sadece yaşlı bir aptal olursun, hepsi bu!
Olgun bir kişi alsa aynı hatayı tekrar etmez. Ama bir kimse sadece yaşlıysa aynı hatayı defalarca ve defalarca tekrar ... tümünü göster
Bu eser, hangi konum ve yaşta olunursa olunsun, belirlenmiş hedefe inanç, sabır ve çabayla ulaşılacağını; ne kadar imkansız ve zor görünürse görünsün, insanın kendi gücüyle elde edemeyeceği hiçbir şeyin olamayacağını ispatlıyor.
Bu eser, hangi konum ve yaşta olunursa olunsun, belirlenmiş hedefe inanç, sabır ve çabayla ulaşılacağını; ne kadar imkansız ve zor görünürse görünsün, insanın kendi gücüyle elde edemeyeceği hiçbir şeyin olamayacağını ispatlıyor.
Şimdi'nin Gücü, kısa bir süre içinde, son zamanlarda yazılmış en büyük spiritüel kitaplardan biri olduğunu kanıtladı. O, sözcükleri aşan bir güç içermekte ve bizi düşüncelerimizin ötesindeki çok daha dingin bir yere, zihnin-yarattığı sorunların ortadan kalktığı ve özgür bir yaşam yaratabileceğimiz bir yere götürmektedir.
Eckhart Tolle'nin kendi sözleriyle: "Ben insan bilincinin çok derin bir değişim-dönüşümünden söz ediyorum; bu uzak gelecekteki bir olasılık değil, şimdi gerçekleştirebileceğiniz bir şeydir. Burada kendinizi zihnin esaretinden nasıl kurtarabileceğinizi, bu aydınlanmış bilinç haline nasıl girebileceğinizi ve onu günlük yaşamınızda nasıl sürdürebileceğinizi göreceksiniz."
Şimdi'nin Gücü'nde bunu yapmamızı sağlayacak belli uygulamalar ve açık anahtarlar vardır. Bu Uygulama Kitabı, Şİmdi'nin Gücü'nden yapılmış -dikkatle düzenlenmiş ve bize bu uygulamaları ve anahtarları sunan- alıntılardan oluşmaktadır. Bu kitabı dikkatle okuyup, üzerinde düşündüğünüzde -belki zaman içinde, belki hemen- yaşam değiştirici önemde bir şeyi keşfedeceksiniz. Sadece kendi yaşamınızı değil, dünyanızı da değiştirip yükseltecek gücü ve yeteneği bulacaksınız. Varlığınızın kutsal mevcudiyeti şimdi burada bulunmaktadır. O uzak bir gelecekte değil, şimdi buradadır: O içimizde bulunan ve yaşam karmaşasının daima ötesinde olan bir yer, sözlerin ötesinde dingin bir dünya, karşıtı olmayan bir mutluluktur. O sizin ellerinizde bulunmaktadır. Şimdi'nin Gücü'nü keşfedin.
Şimdi'nin Gücü, kısa bir süre içinde, son zamanlarda yazılmış en büyük spiritüel kitaplardan biri olduğunu kanıtladı. O, sözcükleri aşan bir güç içermekte ve bizi düşüncelerimizin ötesindeki çok daha dingin bir yere, zihnin-yarattığı sorunların ... tümünü göster
Şimdinin Gücü'nün sıra dışı başarısından yola çıkan Tolle, şimdi çok daha sevgi dolu yeni bir dünyanın doğumunu göstermek için bizleri kendi yaşamlarımızın ötesine taşıyor. Bu, egomuzla yaptığımız mevcut kimlik tanımlamamızı aşarak, kim olduğumuz hakkında tamamen yeni bir düşünce tarzını benimsemeyi gerektiriyor. Bunun olması için, insan zihninin yapısının evrimsel bir değişim geçirmesi gerekiyor.
Var Olmanın Gücü'nde, Tolle ego temelli bilincimizin dinamiklerini detaylıca açıklıyor. Sonra nazik ve son derece pratik terimlerle bizi bu yeni bilinç düzeyine geçiriyor. Kendimizi tanımladığımız her şeyin çok daha ötesine geçerek, gerçekten kim olduğumuzu ve kimliğimizin sonsuz yüceliğini deneyimleyeceğiz.
Şimdinin Gücü'nün sıra dışı başarısından yola çıkan Tolle, şimdi çok daha sevgi dolu yeni bir dünyanın doğumunu göstermek için bizleri kendi yaşamlarımızın ötesine taşıyor. Bu, egomuzla yaptığımız mevcut kimlik tanımlamamızı aşarak, kim olduğumu... tümünü göster
ilknur1007 şu anda kitap okumuyor.