Bu kitapta yazdıklarım, babamın da var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleridir; özelimde ve ülkemde 1941den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, beni çok etkileyen, çok üzen, çok sevindiren, bende iz bırakan, belleğimde hep kalan anılarımı aldım. Babamın vefatına kadar beni ilmek ilmek örerek bu günkü ben yapan kişileri, olayları kendi gözümden, kendi kalemimle aktardım.
Babamın ölümünden sonra ise, ne ben aynı Ayşeydim ne de Türkiye aynı Türkiye. Babamın yokluğu beni, Turgut Özal da Türkiyeyi değiştirmişti. Artılarımız ve eksilerimizle başkalaşmıştık. 1983ten sonraki yıllarımın serüveni belki bir başka kitaba konu olur ama elinizdeki sayfalarda okuyacaklarınız, 1983 yılına kadar, Edip Cansevere rahmetle selam olsun, Ben Ayşe Kulin Nasılıma yanıtımdır.
Bu kitapta yazdıklarım, babamın da var olduğu dünyada geçirdiğim kırk yılın, dürbünüme çarpan resimleridir; özelimde ve ülkemde 1941den bu yana yaşadıklarımdan, gördüklerimden seçmelerimdir. Kitabıma, beni çok etkileyen, çok üzen, çok sevindiren, be... tümünü göster
Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden Ayşe Kulin, ilklerin yazarı olmayı sürdürüyor. Daha önce yüzbinlerce satılan Veda ve Umut adlı kitaplarının devamı niteliğindeki iki kitabı birden Everest Yayınları tarafından yayımlanan Ayşe Kulin, yeni yıla damgasını vuruyor.
Veda ve Umutu severek okuyanlar için şimdi Hayat ve Hüzün günleri başlıyor.
Hayat ve Hüzün Ayşe Kulinin kaleminden bu kez kendi hayatına bir yolculuk
Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden Ayşe Kulin, ilklerin yazarı olmayı sürdürüyor. Daha önce yüzbinlerce satılan Veda ve Umut adlı kitaplarının devamı niteliğindeki iki kitabı birden Everest Yayınları tarafından yayımlanan Ayşe Kulin, y... tümünü göster
Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden Ayşe Kulin, ilklerin yazarı olmayı sürdürüyor. Daha önce yüzbinlerce satılan Veda ve Umut adlı kitaplarının devamı niteliğindeki iki kitabı birden Everest Yayınları tarafından yayımlanan Ayşe Kulin, yeni yıla damgasını vuruyor.
Veda ve Umutu severek okuyanlar için şimdi Hayat ve Hüzün günleri başlıyor.
Hayat ve Hüzün Ayşe Kulinin kaleminden bu kez kendi hayatına bir yolculuk
Çağdaş Türk edebiyatının en sevilen kalemlerinden Ayşe Kulin, ilklerin yazarı olmayı sürdürüyor. Daha önce yüzbinlerce satılan Veda ve Umut adlı kitaplarının devamı niteliğindeki iki kitabı birden Everest Yayınları tarafından yayımlanan Ayşe Kulin, y... tümünü göster
Okurlarının heves ve ısrarla beklediği İclâl Aydın, okumaya doyamadığınız gazete yazılarıyla yeniden raflarda...Benim için ssuskun geçen birkaç yılın ardından bana kapanmayan pencerelerinize seslenmek istedim, diyor İclâl Aydın...Yeni sayfalarda daha önce söylemedikleriyle buluşana dek gazete yazılarının derlemesiyle hasret gidermek istiyor.
Okurlarının heves ve ısrarla beklediği İclâl Aydın, okumaya doyamadığınız gazete yazılarıyla yeniden raflarda...Benim için ssuskun geçen birkaç yılın ardından bana kapanmayan pencerelerinize seslenmek istedim, diyor İclâl Aydın...Yeni sayfalarda daha... tümünü göster
Okurlarının heves ve ısrarla beklediği İclâl Aydın, okumaya doyamadığınız gazete yazılarıyla yeniden raflarda...Benim için ssuskun geçen birkaç yılın ardından bana kapanmayan pencerelerinize seslenmek istedim, diyor İclâl Aydın...Yeni sayfalarda daha önce söylemedikleriyle buluşana dek gazete yazılarının derlemesiyle hasret gidermek istiyor.
Okurlarının heves ve ısrarla beklediği İclâl Aydın, okumaya doyamadığınız gazete yazılarıyla yeniden raflarda...Benim için ssuskun geçen birkaç yılın ardından bana kapanmayan pencerelerinize seslenmek istedim, diyor İclâl Aydın...Yeni sayfalarda daha... tümünü göster
Nâzım Hikmet ve Vera Tulyakova 1955'te tanışmalarının ardından Ocak 1960'ta birlikte yaşamaya başlarlar. Bu süreç içinde Nâzım Hikmet, Vera Tulyakova'ya seyahat ettiği şehirlerden telgraflar ve posta kartları da gönderir. Vera Tulyakova Hikmet'in arşivinde ilk çalışmaları başlatan, Nâzım Hikmet'in edebî asistanı ve nikâhlarının tanığı Antonina Sverçevskaya'nın (Tosya olarak bilinir) dikkatini çeken ve "Rusça yazım hataları nedeniyle daha da sevimlileştiğini" belirttiği kartpostallar başlarda Ekber Babayev aracılığıyla ya da Vera Tulyakova'nın iş adresine gönderilmiş. Vera Tulyakova, kurşunkalemle bile olsa üzerlerine birşey yazmama dikkatini göstermiş ve tarihleri ayrı bir kağıt parçasında kartpostallara iliştirmiş. Nâzım Hikmet'in kısa ve net tümceler kullandığı görülen kartpostallarda Nâzım Hikmet'in kitaplarına girmemiş bir şiiri de bulunmakta. Prof. Dr. Svetlana Uturgauri'nin desteğiyle yapılan Türkçe çeviride Rusça'daki üslup korunmaya çalışıldı.
Nâzım Hikmet ve Vera Tulyakova 1955'te tanışmalarının ardından Ocak 1960'ta birlikte yaşamaya başlarlar. Bu süreç içinde Nâzım Hikmet, Vera Tulyakova'ya seyahat ettiği şehirlerden telgraflar ve posta kartları da gönderir. Vera Tulyakov... tümünü göster