Sokak Misyonu Dergi - Genel Yayın Yönetmeni / Yazar.
[email protected]
http://onurbudak.blogspot.com.tr
Sokak Misyonu Dergi - Genel Yayın Yönetmeni / Yazar.
[email protected]
http://onurbudak.blogspot.com.tr
Gaziantep'te 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kilim tüccarı, annesi terzi idi. İlk öğreniminin ardından Gaziantep Atatürk Lisesi'ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu.Ülkücülerle aralarında çıkan bir kavgadan dolayı 24 arkadaşıyla birlikte Gaziantep dışına sürgün edildiği için liseyi Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde tamamladı.
1979'da Marmara Üniversitesi'nin Kamu Yönetimi bölümünde yükseköğrenimine başladı. Öğrencilik yıllarında tanışıp evlendiği Vildan Hanım ile evliliğinden Gül adında bir kızı oldu (1981). 1980 darbesinin ardından 'profesyonel devrimci' olarak çalıştı. 1982'de düzenlenen 'Anayasaya Hayır' kampanyasına katıldı. Duvarlara afiş yapıştırırken yakalanan arkadaşları için öykü şeklinde yazdığı rapor, takma adı olan 'K. Yalçın' imzası ile önce Atılım Dergisi'nde, sonra Prag'da 40 dilde yayın yapan Barış ve Sosyalizm Sorunları Dergisi'nde yer aldı. Yazarlığa adımnı bu rapor/öykü ile attı.1983 yılında üniversite öğrenimini tamamladı.
Üyesi olduğu Türkiye Komünist Partisi (TKP) tarafından 1985’te Moskova'ya gönderildi. 1985-1986 yılları arasında Moskova Sosyal Bilimler Akademisi'nde eğitim gördü. TKP tarafından komünistlik eğitimi almak için Rusya'ya gönderilen altı gencin başından geçenleri anlattığı 'Kar Kokusu' (1989) adlı romanı, bu dönemde yaşadıklarından izler taşır. Moskova'da iken şiir yazmaya başladı. 1989'da aktif politikadan ayrıldı ve Sokağın Zulası adlı şiir kitabını yayımladı. Arkadaşı Ali Taygun ile bir reklam ajansı çalıştırmaya başladı.
1990 yılında bir grup edebiyat tutkunuyla birlikte Yine Hişt adlı kültür-sanat dergisini çıkardı. Şiir, öykü ve yazılarını Adam Sanat, Yine Hişt, Öküz ve Cumhuriyet Kitap dergileri ile Yeni Yüzyıl gazetesinde yayımladı.
1992 yılında yayınlanan ilk öykü kitabı Çıplak Ayaklıydı Gece, aynı yıl Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü'nü aldı. Bu kitap Ahmet Ümit'i yazın dünyamıza tanıtan ilk kitap olma özelliğini de taşır.
Arkadaşı tiyatro yönetmeni Ali Taygun'un teşvikiyle polisiye yazmaya ağırlık veren Ahmet Ümit, 1994 yılında ATV için çekilen 'Çakalların İzinde' adlı polisiye dizinin öykülerinin ve senaryosunun yazılmasına katkıda bulundu. Ardından da 1995'te Ahmet Ümit, çeşitli gazete ve dergilerde Franz Kafka, Dostoyevski, Patricia Highsmith, Edgar Allan Poe ve polisiye roman yazarları üzerine inceleme ve tanıtım yazıları kaleme aldı.
Bir Ses Böler Geceyi (1994) adlı uzun hikâyesinin ardından Masal Masal İçinde (1995) yayımlandı. Annesinden dinlediği masalları düzenleyip yazdığı bu kitap çeşitli özel ilköğretim okulunda ve özel kolejlerde ders kitabı olarak okutuldu, Korece'ye çevrildi. Kitaplarının tümünde var olan gerilim duygusu Sis ve Gece (1996) adlı polisiye romanında kendisini tümüyle dışa vurdu. Sis ve Gece, Türkiye'de yankı uyandırdı, tartışmalara yol açtı. Yunanistan'da yayımlanarak yabancı dile çevrilen ilk Türk polisiye yapıtı unvanını kazandı.
Sis ve Gece'yi Kar Kokusu (1998) adlı romanı, Agatha'nın Anahtarı (1999) adlı polisiye öykü kitabı takip etti. 2000'den itibaren Patasana (2000), Kukla (2002), Şeytan Ayrıntıda Gizlidir (2002), Beyoğlu Rapsodisi (2003), Aşk Köpekliktir (2004), Ninatta'nın Bileziği (2006), Kavim (2006) adlı kitaplarını ardı ardına yayımladı. 2007'de İnsan Ruhunun Haritası adlı denemesi yayımlandı. 2008'de yayınlanan Bab-ı Esrar'da Şems-i Tebrizi cinayetini konu edindi. İstanbul hakkında çok detaylı bilgiler de içeren İstanbul Hatırası adlı polisiye romanı Haziran 2010'da okuyucularla buluştu. Yazarın Başkomiser Nevzat, Çiçekçinin Ölümü (2005) adlı bir de çizgi romanı vardır.
Öykülerinden yola çıkılarak Uğur Yücel tarafından Karanlıkta Koşanlar ve Cevdet Mercan tarafından Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizileri yapılmış, Sis ve Gece adlı romanı 2007 yılında Turgut Yasalar tarafından sinemaya uyarlanmıştır.
Gaziantep'te 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası kilim tüccarı, annesi terzi idi. İlk öğreniminin ardından Gaziantep Atatürk Lisesi'ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu.Ülküc... tümünü göster
Cemal Süreya, Cumhuriyet Dönemi şiirinin en özel "vitaminiydi".
Lirik, erotik, politik gür bir ırmak.
Sevda Sözleri bu büyük ustanın bütün şiirlerini bir araya getiriyor.
Cemal Süreya, Cumhuriyet Dönemi şiirinin en özel "vitaminiydi".
Lirik, erotik, politik gür bir ırmak.
Sevda Sözleri bu büyük ustanın bütün şiirlerini bir araya getiriyor.
Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul'un en gözde yeri olan Beyoğlu'nun hazin hikâyesi.
Karanlık... Soğuk havayla iyice ağırlaşan bir karanlık. Uzaklardan şarkılar geliyor kulağına, neşeli kadın çığlıkları, ayarını yitirmiş sarhoş naraları, biri küfrediyor belki ana avrat, belki ağlıyor biri hıçkıra hıçkıra, belki biri sessizce ölüyor bu gürültünün, bu hengâmenin ortasında. Umurunda değil. Hepsinden sıyrılmış, sadece öfke...
Nereye gittiğini bilmeden yürüyor, nefret tarafından kuşatılmış olarak. Kıskançlık denen o canavar, çelikten pençesine almış yüreğini, habire sıkıyor. "Kadınlar," diyor bir ses zihninin derinliklerinden... "Kadınlar, onlarla oynayamazsın... Oynadığını zannedersin ama bir de bakmışsın, asıl oyuncak sen olmuşsun." Hayatına giren kadınların yüzleri beliriyor sokağın zemininde. Birer birer düşüyor görüntüleri ayaklarının dibine. Hepsinin boynu bükük, hepsinin gözlerinde keder. Hepsi üzgün... Aldırmıyor, bir su birikintisiymiş gibi basıp geçiyor üzerlerinden ama yeniden düşüyor görüntüler zemine. "Kadınlar," diyor o ses yine, "Kadınlardan asla kurtulamazsın, hayaletleri hayatın boyunca seni takip eder."
Yılbaşı gecesi işlenen bir cinayet... Tarlabaşı'nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erke... tümünü göster
ironikmavi şu anda kitap okumuyor.