Romantik komedide uzman Asude'nin en güzel kitabı olmuş. Tekin ve Rüya'yı 7, 8 saatte bitirdim. Tavsiye ederim. Beste ve Rüya çok tatlıydı ama Tekin başkaydı .
Romantik komedide uzman Asude'nin en güzel kitabı olmuş. Tekin ve Rüya'yı 7, 8 saatte bitirdim. Tavsiye ederim. Beste ve Rüya çok tatlıydı ama Tekin başkaydı .
Sonunda Tekin'in hikayesini okuyabildim. Akıcı anlatım ve heyecan bir araya gelince çok kısa sürede bitti.
Rüya'nın kuzeni Aylin sayesinde olaylı bir tanışma yaşıyor Tekin ile Rüya. Tekinin Rüyayı küçümsemesine karşı Rüya da Tekinle inatlaşmadan geri kalmıyor. Yanlış anlamalar yüzünden yaşanan tek bir gece onların yollarını birbiriyle kesişmesi için gerekli olan önemli şeyi meydana getiriyor : Besteyi
Fazla spoiler vermeden kitapta iki yıllık bir zaman atlaması oluyor ve sonunda Rüya kızını Tekinle tanıştırıyor.Tekinin uzun süren kızını kabul edememe sorunu yavaş kabullenmeye ve kızı ve Rüyayı kimseyle paylaşamamasına dönüyor ;) tabi o Tekin'i çok sevdim Rüyaya takılmasını ayrı ama Besteyle iletişimini daha çok sevdim :)
Rüya ve Tekin'den bir parça:
"Ne oldu evlenmeyi kabul mü ediyorsun?"
"Hayır!""O halde istemiyorum.""Evlenmeyi kabul edersem , sen de evliliği isteyecek misin?""Evet!"
Bu da Tekin ve Beste'den (çok sevdim bu kısmı) :
"Sezini seviyor musun, kızım?""Sefiyoyum", dedi minik meleğim."Büyüyünce erkeklerden uzak duracaksın, değil mi?"Beste kafasını kaldırıp babasına sırıttı. "Hayıy.""Sana öğreteceğim, küçük baş belası. benim dışımdaki bütün erkeklerden nefret edeceksin. Tamam mı?"Kızımız bu defa "Dammam," dedi.
Ama bazı yerlerde de Tekin'e çok kızdım Rüya'nın biraz süründürmesini isterdim çünkü bazı yerlerde Rüya'ya ettiği hakaretler Tekin'i boğmak istememe neden olmadı dersem yalan olur..
Ayrıca kitabımızdaki diğer karakterleri de unutmamak gerek : Serdar- Aylin çifti, Tuna - Deniz çifti (onlardan haber almak güzeldi), ve Tekin'in kardeşi Sezin ve Dr. Engin (sadece ismen de geçse ilgimi çekti) . Belki sırada Sezin ile Dr. Engin'in hikayesini okuruz.
Sonunda Tekin'in hikayesini okuyabildim. Akıcı anlatım ve heyecan bir araya gelince çok kısa sürede bitti.
Rüya'nın kuzeni Aylin sayesinde olaylı bir tanışma yaşıyor Tekin ile Rüya. Tekinin Rüyayı küçümsemesine karşı Rüya da Tekinle inatlaşmad... tümünü göster
Çok fazla duyguyu alamadım ama yazarın adı yeter.
Çok fazla duyguyu alamadım ama yazarın adı yeter.
Bu roman, Gabriel García Márquez'in, on yıl önce yayınladığı Aşk ve Öbür Cinler'den sonra yazdığı ilk roman. Yüzyıllık Yalnızlık yazarının bu yeni yapıtının kahramanı, daha önceki romanlarının kişilerine hiç benzemiyor. Benim Hüzünlü Orospularım'ın başkişisi, yaşamı boyunca hiçbir kadınla parasını ödemeden sevişmemiş yaşlı bir gazeteci. Yalnızlığının çaresini gündelik, sıradan ilişkilerde aramış bu çirkin ve çekingen ihtiyar, 90. yaşgününde kendine hiç alışılmamış bir armağan vermeye kalkışır. Eskiden tanıdığı bir genelev patroniçesini arar, el değmemiş bir genç kızla birlikte olmak istediğini söyler. Patroniçe, onun bu istediğini yerine getirecek, ama yaşlı adam her ziyaretinde uyuyan güzel Delgadina'yı seyretmekle yetinmek zorunda kalacak, yaşamının güzünde kendisine böylesi bir oyun oynayan yazgısına boyun eğecek; ne ki bu ayrıksı ilişkiden o güne değin hiç tatmadığı bir aşk doğacaktır.
García Márquez, bu romanında, yaşlılığın hüznünü olağandışı bir aşkın coşkusuna dönüştürüyor. Belki de ölümü güzelleştirmek için... Ustanın bu yeni romanı yaşlılığa, cinselliğe, aşka ve ölüme bir güzelleme.
Bu roman, Gabriel García Márquez'in, on yıl önce yayınladığı Aşk ve Öbür Cinler'den sonra yazdığı ilk roman. Yüzyıllık Yalnızlık yazarının bu yeni yapıtının kahramanı, daha önceki romanlarının kişilerine hiç benzemiyor. Benim Hüzünlü Orospu... tümünü göster
1927’de Kolombiya'nın Aracataca kentinde doğdu. Büyükannesiyle büyükbabasının evinde ve teyzelerinin yanında büyüdü. Başkent Bogota’daki Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nde başladığı hukuk ve gazetecilik öğrenimini yarım bıraktı. 1940’lardan başlayarak uzun yıllar gazetecilik yaptı. Öykü yazmaya 1940’ların sonlarında başladı.
Yayınlanan ilk önemli yapıtı Yaprak Fırtınası idi. 1961 de yayınlanan Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı romanını, Hanım Ana’nın Cenaze Töreni(1962) adlı öykü kitabı ve Kötü Saatte(1962) izledi. Yazar en tanınmış romanı Yüzyıllık Yalnızlık’ı(1967) Meksika’ya ilk gidişinde yazdı. Yüzyıllık Yalnızlık’taki bir bölümden etkilenerek yazdığı öykülerini İyi Kalpli Erendina(1972) adlı kitapta toplayan yazar daha sonra sırasıyla Mavi Bir Köpeğin Gözleri (1972), Başkan Babamızın Sonbaharı (1975), Kırmızı Pazartesi (1981), Kolera Günlerinde Aşk (1985), Labirentindeki General (1989) yayınladı.
Baş yapıtı olan "Yüzyıllık Yalnızlık" 1967'de yayımlanmasından bu yana tüm dünyada 30 milyon adetten fazla sattı.
Yazarın Türkiye’de yayınlanan diğer kitapları arasında Bir Kayıp Denizci, Sevgiden Öte Sürekli Ölüm, Aşk ve Öbür Cinler, Şili de Gizlice, On İki Gezici Öykü ve Bir Kaçırılma Öykü sayılabilir
"Büyülü gerçeklik" türünün öncülüğünü yapmış olan Nobel ödüllü yazar Marquez, 17 Nisan 2014'de Meksika'daki evinde 87 yaşında hayatını kaybetti.
1927’de Kolombiya'nın Aracataca kentinde doğdu. Büyükannesiyle büyükbabasının evinde ve teyzelerinin yanında büyüdü. Başkent Bogota’daki Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nde başladığı hukuk ve gazetecilik öğrenimini yarım bıraktı. 1940’lardan başlayarak... tümünü göster
kitabaaşık şu anda kitap okumuyor.