1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim'den, Zürcher'in tanımlamasıyla Üçüncü Cumhuriyete, yani 1980 sonrasına...
1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim... tümünü göster
1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim'den, Zürcher'in tanımlamasıyla Üçüncü Cumhuriyete, yani 1980 sonrasına...
1800'lerden bugüne, özgün, karmaşık, tartışmalı hatta kavgalı bir süreç olarak yaşanan modernleşme tarihimiz üzerine derinlikli bir inceleme... Zürcher'in emeği, hem yeni bilgiler sunuyor okurlara hem de tutarlı bir yaklaşım. Üçüncü Selim... tümünü göster
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde…
Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.
Ateşten zehrini tattım bu okun.
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.
(Kitabın İçinden)
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde…
Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
... tümünü göster
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde…
Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı.
Ateşten zehrini tattım bu okun.
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.
(Kitabın İçinden)
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde…
Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
... tümünü göster
İlk kez 1609 yılında topluca basılan 154 sone, denebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir. Dünya edebiyatının en güzel örnekleri arasında yer alan bu şiirlerde, sevgi, kuşku, özlem, ihanet, kıskançlık, umut, hayal kırıklığı, karamsarlık, suç ve günah, sevgili önünde benliğin değersizliği, sevgi uğrunda her acıya katlanma, ölüm karşısında korku duygulu ve lirik bir sesle dile getirilmiştir.
İlk kez 1609 yılında topluca basılan 154 sone, denebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir. Dünya edebiyatının en güzel örnekleri arasında yer alan bu şiirlerde, sevgi, kuşku, özlem, ihanet, kıskançlık, umut, hayal kırıklığı, karamsarlık, suç v... tümünü göster
İlk kez 1609 yılında topluca basılan 154 sone, denebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir. Dünya edebiyatının en güzel örnekleri arasında yer alan bu şiirlerde, sevgi, kuşku, özlem, ihanet, kıskançlık, umut, hayal kırıklığı, karamsarlık, suç ve günah, sevgili önünde benliğin değersizliği, sevgi uğrunda her acıya katlanma, ölüm karşısında korku duygulu ve lirik bir sesle dile getirilmiştir.
İlk kez 1609 yılında topluca basılan 154 sone, denebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir. Dünya edebiyatının en güzel örnekleri arasında yer alan bu şiirlerde, sevgi, kuşku, özlem, ihanet, kıskançlık, umut, hayal kırıklığı, karamsarlık, suç v... tümünü göster
kitaphayvanı şu anda kitap okumuyor.