Edebiyatın her dalında verdiği birbirinden başarılı ürünlerle çağdaş Türk sanatının önde gelen adlarından biri olan Necati Cumalı, Tütün Zamanı genel adı altında düşündüğü üçlünün ilk romanı Zelişte, çarpıcı bir aşk öyküsünü eksen alarak, tütün ekicilerinin yaşamlarını yansıtıyor.Aşkını, aile çevresine, bütün bir kasaba halkına karşı tek başına cesaretle savunan Zeliş, romanın yayımlandığı günden beri, Türk edebiyatının en sevilen kadın kahramanlarından biri oldu. 1960ta sinemaya, 1973te televizyona aktarılan Zeliş, Türkiye radyolarında da, radyo oyunu olarak birçok kez yayınlandı.Bir aşk romanı Zeliş... Necati Cumalı, Türk edebiyatının en sevilen karakterlerinden Zelişin aşkını, tütün ekicilerinin yaşamlarıyla harmalayarak anlatıyor. Aşkı uğruna aile çevresinin, bütün bir kasaba halkının baskılarına katlanan Zelişin aşkını...
Edebiyatın her dalında verdiği birbirinden başarılı ürünlerle çağdaş Türk sanatının önde gelen adlarından biri olan Necati Cumalı, Tütün Zamanı genel adı altında düşündüğü üçlünün ilk romanı Zelişte, çarpıcı bir aşk öyküsünü eksen alarak, tütün ekici... tümünü göster
Edebiyatın her dalında verdiği birbirinden başarılı ürünlerle çağdaş Türk sanatının önde gelen adlarından biri olan Necati Cumalı, Tütün Zamanı genel adı altında düşündüğü üçlünün ilk romanı Zelişte, çarpıcı bir aşk öyküsünü eksen alarak, tütün ekicilerinin yaşamlarını yansıtıyor.Aşkını, aile çevresine, bütün bir kasaba halkına karşı tek başına cesaretle savunan Zeliş, romanın yayımlandığı günden beri, Türk edebiyatının en sevilen kadın kahramanlarından biri oldu. 1960ta sinemaya, 1973te televizyona aktarılan Zeliş, Türkiye radyolarında da, radyo oyunu olarak birçok kez yayınlandı.Bir aşk romanı Zeliş... Necati Cumalı, Türk edebiyatının en sevilen karakterlerinden Zelişin aşkını, tütün ekicilerinin yaşamlarıyla harmalayarak anlatıyor. Aşkı uğruna aile çevresinin, bütün bir kasaba halkının baskılarına katlanan Zelişin aşkını...
Edebiyatın her dalında verdiği birbirinden başarılı ürünlerle çağdaş Türk sanatının önde gelen adlarından biri olan Necati Cumalı, Tütün Zamanı genel adı altında düşündüğü üçlünün ilk romanı Zelişte, çarpıcı bir aşk öyküsünü eksen alarak, tütün ekici... tümünü göster
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke. İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, yeni binyılın eşiğinde geçen bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç adam. Ama aynı dayanışma gruplarının bir başka müdavimi, toplum kaçkını bir genç kadın. Ve Tyler Durden; yalanlar ve mutsuzlukla dolu bir dünyaya kendi yöntemleriyle saldıran yarı çılgın bir kurtarıcı, baştan çıkarıcı bir intikam meleği. Tyler'ın felsefesine göre, tüketim kültürünün uyuşturucu etkisinden kurtulmanın yolu, fiziksel acıyla tanışarak yeniden doğmaktır. Çok geçmeden, gecenin geç saatlerinde bar bodrumlarında toplanan gizli bir dövüş kulübü ülkenin dört yanını saracaktır. Ama Tyler'ın dünyasında sınırlara ve kurallara yer yoktur. Kendi bedenini örseleyen bir müritler ordusu, toplum düzenini ve konformizmi imha etmek üzere Tyler'ın peşine takılır... Chuck Palahniuk'un ilk romanı, tüketim kültürüne, hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri yöneltiyor. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine ayna tutuyor. Son on yılın en özgün, en sarsıcı romanları arasında sayılan Dövüş Kulübü'nü Türkçeye kazandırmaktan sevinç duyuyoruz.
İstenmeyen yağlar. Pahalı, butik sabunlar. Maaş çekleri, güzel bir ev, zarif mobilyalar. Yalnızlık ve yabancılaşma. Tüketimin susmayan arsız çağrısı. Yalanlar ve yalanlar. Nefret ve öfke. İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği ol... tümünü göster
«...Şimdi bütün hayatının ne kadar rezilce geçmiş olduğunu farkedebiliyordu. Sanca efsanesini, gölün kıyılarında nesilden nesile anlatılan o yılanın hikayesini hatırladı. Kendisini efsanedeki çobanın yerine koydu; küçükken yılanı bağrına basıp beslemiş, hatta vücudunun sıcaklığıyla ısıtmıştı; ve savaştan sonra onu böylesine büyümüş ve güzelleşmiş görünce şaşırmıştı. Ve o da sonunda öldürücü kucaklayışla mahvına sebep olmuştu.
Çobanın yılanı vahşi doğada, onunki ise köydeydi.Palmar'ın Sança'sı meyhanede, oturduğu yerden kaskatı, öldürücü halkalarıyla onu kuşatarak öldürmekteydi.»
(ARKA KAPAK)
«...Şimdi bütün hayatının ne kadar rezilce geçmiş olduğunu farkedebiliyordu. Sanca efsanesini, gölün kıyılarında nesilden nesile anlatılan o yılanın hikayesini hatırladı. Kendisini efsanedeki çobanın yerine koydu; küçükken yılanı bağrına basıp beslem... tümünü göster
kokoantes şu anda kitap okumuyor.