Birkaç asırdan beri tamamen üslûbunu yitirmiş şu dünyada herkes bir şeyin peşinde; biz de kendi ruhumuzu arıyoruz. Bu aramayı devam ettirebilirsek, kendimiz olarak dirileceğimiz günlerin çok yakın olduğunu söyleyebiliriz.. Bir dönemde, sımsıcak dünyasını terk ederek çok garip arayışlara giren son birkaç nesil, kâh gidip maddeye ve makinaya sığındı.. kâh değişik fantezilere tav oldu.. kâh kendini en çılgınca hezeyanlara saldı ve ömrünü cinnetler içinde geçirdi..
Ancak şimdilerde o, az dahi olsa, boşlukta bulunduğunun farkına vararak alternatif düşüncelere kapı aralamaya, imandan söz edip, geçmişe değerler atfetmeye başladı..
Evet, milletimize vaad edilen İlâhî günlerin, bin bir şafak emaresiyle renk renk tüllendiği şu durgun görünümlü aktif zaman aralığında, geleceği omuzunda bayraklaştıracak aydınlık nesillerin ruh ve mânâ hamurunu, kendi teknemizde, kendi üslûbumuzla yoğurmalıyız ki; milletimiz, geçmişten gelen düşünce zenginliği ve tarih şuuruyla, dipdiri olarak yeni oluşumlara taşınabilsin.
Evet, gözlerimizi kapayıp Hakk'a kulluk heyecanı içinde, dünyanın dört bir yanına saçacağımız tohumlar, O'nun inayetiyle bir gün mutlaka hayata yürüyecek; hatta çürüyüp gittiğini zannettiklerimiz bile, mevsimi gelince yediveren, yetmiş veren başaklar gibi salınıp kendi kaderlerinin bestelerini mırıldanacaklardır.
Birkaç asırdan beri tamamen üslûbunu yitirmiş şu dünyada herkes bir şeyin peşinde; biz de kendi ruhumuzu arıyoruz. Bu aramayı devam ettirebilirsek, kendimiz olarak dirileceğimiz günlerin çok yakın olduğunu söyleyebiliriz.. Bir dönemde, sımsıcak dünya... tümünü göster
Büyük ve ciddî istihaleler arefesinde bulunuyoruz. Toplum sancı sancı üstüne kıvranıp duruyor ve yeni bir şeyler doğurma eşiginde... Yıllar yılı bin bir paradoksla kendine has çizgiden uzaklaşmış yığınlar, gelecek hakkında oldukça endişeli ve ümitsiz, Yürekler dermansız.. zihinler fakir... ilhamlar sevimsiz...Ruh dünyası böylesine sarsık ve istikbali iç içe kaos, canı dudağında perişan kitleler, dizlerine derman, yüreklerine fer bekliyorlar. Kendisinden hayat ve saadet umduğu havarîsini, iman ve ümit mesajlarıyla karşısında bulmasi, cemiyet için en hayati bir mevzudur.Ümit her şeyden evvel bir inanç işidir. İnanan insan ümitlidir ve ümidi de inancı nispetindedir. Bu itibarladir ki, sağlam inanç mahsulü çok şey, bazılarınca harika zannedilmektedir. Aslında, limit, azim ve kararlılık, iman dolu bir kalbe girince, beşeri normaller aşılmış olur. Bu seviyede gönül hayatına sahip olamayanlar ise bunu fevkaladeden sayarlar.Hele insan, inanacağı şeyi iyi seçebilmiş ve ona gönül vermişse, artık onun ruh dünyasında, ümitsizlik, karamsarlık ve bedbinlikten asla söz edilemez.Fert, ümitle varlığa erer; toplum onunla dirilir ve gelişme seyrine girer. Bu itibarla, ümidini yitirmiş bir fert var sayılamayacagı gibi, ümitten mahrum bir toplum da felç olmuş demektir.
Büyük ve ciddî istihaleler arefesinde bulunuyoruz. Toplum sancı sancı üstüne kıvranıp duruyor ve yeni bir şeyler doğurma eşiginde... Yıllar yılı bin bir paradoksla kendine has çizgiden uzaklaşmış yığınlar, gelecek hakkında oldukça endişeli ve ümitsiz... tümünü göster
Büyük ve ciddî istihaleler arefesinde bulunuyoruz. Toplum sancı sancı üstüne kıvranıp duruyor ve yeni bir şeyler doğurma eşiginde... Yıllar yılı bin bir paradoksla kendine has çizgiden uzaklaşmış yığınlar, gelecek hakkında oldukça endişeli ve ümitsiz, Yürekler dermansız.. zihinler fakir... ilhamlar sevimsiz...Ruh dünyası böylesine sarsık ve istikbali iç içe kaos, canı dudağında perişan kitleler, dizlerine derman, yüreklerine fer bekliyorlar. Kendisinden hayat ve saadet umduğu havarîsini, iman ve ümit mesajlarıyla karşısında bulmasi, cemiyet için en hayati bir mevzudur.Ümit her şeyden evvel bir inanç işidir. İnanan insan ümitlidir ve ümidi de inancı nispetindedir. Bu itibarladir ki, sağlam inanç mahsulü çok şey, bazılarınca harika zannedilmektedir. Aslında, limit, azim ve kararlılık, iman dolu bir kalbe girince, beşeri normaller aşılmış olur. Bu seviyede gönül hayatına sahip olamayanlar ise bunu fevkaladeden sayarlar.Hele insan, inanacağı şeyi iyi seçebilmiş ve ona gönül vermişse, artık onun ruh dünyasında, ümitsizlik, karamsarlık ve bedbinlikten asla söz edilemez.Fert, ümitle varlığa erer; toplum onunla dirilir ve gelişme seyrine girer. Bu itibarla, ümidini yitirmiş bir fert var sayılamayacagı gibi, ümitten mahrum bir toplum da felç olmuş demektir.
Büyük ve ciddî istihaleler arefesinde bulunuyoruz. Toplum sancı sancı üstüne kıvranıp duruyor ve yeni bir şeyler doğurma eşiginde... Yıllar yılı bin bir paradoksla kendine has çizgiden uzaklaşmış yığınlar, gelecek hakkında oldukça endişeli ve ümitsiz... tümünü göster
Yürüyeceğiz istikbale –Allah'ın inayetiyle– iman, ilim atbaşı.. düşünce, ibadet iç içe.. sebeplere riayet ve tevekkül sarmaş-dolaş.. ümitlerimiz hareket kaynağı, sabır arkamızda koşturan bir yol arkadaşı.. nikmetler aynı nimet, nimetler de beklentisiz gelen avanslar gibi her şeyin gerçek kaynağına itimat referansı..
Biz yürüyeceğiz; O da, gözlerimizde öteler dalga boylu ziya tecellileri, kulaklarımızda sözlerin en doğrusunu bulandırmadan alma yeteneği ve sinelerimizde hikmet televvünlü ilhamlarıyla bizi hep koruyup kollayacak ve yol yalnızlığına bırakmayacaktır. Elverir ki, O'nunla aramızdaki Yaratıcı-yaratılan münasebetini bozmayalım ve O'nun iltifatlarını, ülfet ve sürekliliğin renkleri uçuran, tazelikleri solduran hazan esintili atmosferine terk etmeyelim.
Hep yürüyeceğiz, bütün bütün durgunlaşmış ve hantal yığınlar hâline gelmiş günümüzün insanından, dünyaya yepyeni şeyler vaad eden aydınlık nesilleri bulup çıkarmaya doğru.. kimseyi karalamadan, kimseye çamur atmadan; daha çok düşüncelerimizi aksiyona göre planlayarak, aksiyonlarımızı da cankurtaran ekiplerin üslûbuyla sürdürerek.. kansız- irinsiz, kinsiz-nefretsiz yolcuların da bulunduğunu göstermek için, yollara da, yollardaki tersliklere de takılmadan hep yürüyeceğiz…
Yürüyeceğiz istikbale –Allah'ın inayetiyle– iman, ilim atbaşı.. düşünce, ibadet iç içe.. sebeplere riayet ve tevekkül sarmaş-dolaş.. ümitlerimiz hareket kaynağı, sabır arkamızda koşturan bir yol arkadaşı.. nikmetler aynı nimet, nimetler de bekle... tümünü göster
krizantemgül şu anda kitap okumuyor.