Bu aslında bir veda mektubu... Serraya veda etme zamanı geldi. İnanın, ben de sizler kadar hüzünlüyüm. Dile kolay, tam on üç yıldır Serrayla birlikte yaşadık, sorunları aştık, ağladık, güldük. Ama, bu süre de iyi işler de yaptık. Ve bunları sizlerle el ele başardık. Siz beni yönlendirdiniz, ben yazdım. Ve bu kitaplar yazılırken sadece siz değil, ben de çok şey öğrendim. Her yazarın bir çıkış noktası vardır. Benim ki, gence hizmet! Bu, her şeyin önünde geliyor, benim için. Her şeyin bir zamanı var deriz ya hep... Şimdi düğün zamanı! İpek Ongun
Bu aslında bir veda mektubu... Serraya veda etme zamanı geldi. İnanın, ben de sizler kadar hüzünlüyüm. Dile kolay, tam on üç yıldır Serrayla birlikte yaşadık, sorunları aştık, ağladık, güldük. Ama, bu süre de iyi işler de yaptık. Ve bunları sizlerle ... tümünü göster
Serra ve arkadaşları yeni yaşam serüvenleri peşindeler. Bu kez, gelecekle ilgili kararlar için kafa yoruyorlar. Kendi ayakları üstünde durmak istiyorlar.Mutluluğu başkalarının gözlerinde değil, kendi içlerinde aramanın önemini fark ediyorlar. Ve tüm bu savaşımı yine kâh gülerek kâh hüzünlenerek ama hep birbirlerine omuz vererek sürdürüyorlar.İpek Ongun, tüm eserlerinde olduğu gibi, bu kitabında da, gençlere yeni seçenekler sunuyor: Bencilliğin, şiddetin ve çıkarcılığın karşısına sevgiyi, dostluğu, yardımlaşmayı, paylaşmayı; sıradanlığın karşısında kişinin kendine özgü kurallarıyla, kendi kişiliği ve yeteneği doğrultusunda yaşama yürekliliğini; tekdüze bir hayatın karşısına, sanatla, sporla, kitaplarla, arkadaşlarla yoğrularak yaşanmış günleri koyuyor.Ve biz de yayınevi olarak, iyi bir seçenek sunmanın her zaman için yasaklamadan daha etkili olduğu inancını taşımaktayız. Bu nedenle şiddet medyasına karşı başarılı bir alternatifi, gençlerin beğenisine, anne babaların ve ilgisiz ilgililerin dikkatine sunuyoruz.
Serra ve arkadaşları yeni yaşam serüvenleri peşindeler. Bu kez, gelecekle ilgili kararlar için kafa yoruyorlar. Kendi ayakları üstünde durmak istiyorlar.Mutluluğu başkalarının gözlerinde değil, kendi içlerinde aramanın önemini fark ediyorlar. Ve tüm ... tümünü göster
Neden yazarız? Daha doğrusu neden anı defteri tutarız? Yaşamımızın her döneminde, ama özellikle ilk gençlik çağında, sorunlarımızı, mutlu mutsuz anılarımızı bizi yargılamadan dinleyen, paylaşan birilerine gereksinim duyarız. Ve -bu biri- evet, bildiğiniz, anı defterimizdir. On beş yaşındaki Serra tüm duygularını, düşüncelerini anı defteriyle paylaşıyor. Annesiyle babası neden garip davranıyorlar? Yoksa yolunda gitmeyen bir şeyler mi var? Çeşmede tatil günlerinde tanıştığı yeni arkadaşları Serranın yaşamında ne gibi değişikliklere neden olacaklar? Tüm bu sorunların cevaplarını Serranın anı defterinde bulacaksınız.
Neden yazarız? Daha doğrusu neden anı defteri tutarız? Yaşamımızın her döneminde, ama özellikle ilk gençlik çağında, sorunlarımızı, mutlu mutsuz anılarımızı bizi yargılamadan dinleyen, paylaşan birilerine gereksinim duyarız. Ve -bu biri- evet, bildiğ... tümünü göster
Yaş On Yedi pembe ve bomboş romantik hayalleri değil, orta sınıftan gelen gençliğin gerçek durumunu ele alıyor. Bu kitabın hem aile hem de okul yaşamındaki sorunları gerçeklikle, ama umutsuzluğa kapılmadan, sağlıklı bir yaklaşımla veren, aslında ağırbaşlı olmakla birlikte gülmece öğelerini de önemseyen, gerek edebi, gerek eğitici değeri yüksek, tüm gençlerin ilgisini uyandırabilecek bir roman olduğuna inanıyorum. Prof. Mina Urgan
Yaş On Yedi pembe ve bomboş romantik hayalleri değil, orta sınıftan gelen gençliğin gerçek durumunu ele alıyor. Bu kitabın hem aile hem de okul yaşamındaki sorunları gerçeklikle, ama umutsuzluğa kapılmadan, sağlıklı bir yaklaşımla veren, aslında ağır... tümünü göster
1961 yılında Amerikan Kız Koleji Edebiyat Bölümü'nden mezun olan İpek Ongun, yazı yaşamına 1980'de yayımlanan Mektup Arkadaşları'yla başladı. Onu Kamp Arkadaşları ve Afacanlar Çetesi adlı çocuk kitapları izledi.
Bunların ardından yayımlanan Yaş On Yedi ve Bir Genç Kızın Gizli Defteri adlı yapıtlarıysa gençlik için yazılmış romanlardır.
Gençlik romanlarından sonra, gençlere yaşam kültürü ve kişisel gelişim gibi konularda yardımcı olmak amacıyla bir üçleme yazdı. Adları sırasıyla Bir Pırıltıdır Yaşamak, Bu Hayat Sizin ve Lütfen Beni Anla olan bu kitapların ilki 1991 yılında TÜYAP'ta "Altın Kitaplar Ödülü"nü aldı. Ayrıca gençler için yaptığı çalışmalar nedeniyle Rotary Kulübü'nün Toros, Akdeniz ve Tarabya kolları tarafından 1995-1996,2003-2004 ve 2006 yıllarında kendisine "Meslek Hizmetleri Ödülü" verildi.
1998 yılında da Oriflame firmasının 250.000 kişilik bir halk jürisine yaptırdığı anket sonucu yılın en başarılı kadın yazarı seçildi. Bunlara ek olarak, yazarın çeşitli okul ve derneklerce verilmiş ödülleri de bulunmaktadır.
Bu çalışmalardan sonra tekrar romana dönen Ongun, Bir Genç Kızın Gizli Defteri'nin devamı olan; Arkadaşlar Arasında, Kendi Ayakları Üstünde, Adım Adım Hayata, İşte Hayat, Şimdi Düğün Zamanı ve son olarak da Hayat Devam Ediyor kitaplarını yazdı.
Sabah gazetesindeki yazılarını Yarım Elma Gönül Alma ve Sabah Parıltıları adlı iki kitapta topladı. 2005 yılında, Şu Çılgın Tempoda Duyarlı Davranışlar adlı kitabı yayımlandı.
Bir yazar olarak İpek Ongun'un çıkış noktası "gence hizmet"tir.
Önce kitabı ve okumayı sevdirerek, sonra ise sorgulayarak düşünen bir kafaya sahip olmanın önemini vurgulayarak; bu arada da yaşama kültürünü geliştirip, yaşama sevinci ve bilinci taşımanın önemini belirterek, özetle; hayatın önce gencin kendisine, sonra da başkalarına bir anlam ifade etmesi konusunda bir farkındalık yaratarak gençlere hizmet sunmaya çalışmaktadır.
Evli ve iki genç kadın annesi olan İpek Ongun, yazı yaşamını çok sevdiği Mersin'de sürdürmektedir
1961 yılında Amerikan Kız Koleji Edebiyat Bölümü'nden mezun olan İpek Ongun, yazı yaşamına 1980'de yayımlanan Mektup Arkadaşları'yla başladı. Onu Kamp Arkadaşları ve Afacanlar Çetesi adlı çocuk kitapları izledi.
Bunların ardından yayımlanan Yaş On... tümünü göster
Düşündüğünüz her şeyin, yaşayacağınız her şeyin belirleyicisi olduğunu hiç düşündünüz mü? Louise Hay Düşünce Gücüyle Tedavi adı altında kaleme aldığı kitabında bu düşünceden yola çıkarak yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Bu öyle bir dünya ki sevginin ve özgüvenin temelleri üzerine kuruldu. Ve sevgiyle özgüvenin başaramayacağı hiçbir şey yok. Kitabı okumaya başladığınız anda, gerçekten bir şeylerin değişmesi gerektiğini fark ediyor ve olumlu bir değişim içine girdiğinizi hissediyorsunuz. Bu bir tür düşünce tedavisidir. İyi, olumlu ve gerçek... Bugüne kadar başınıza gelen tüm olumsuzlukların ve hastalıkların, kendi kendinize ürettiğiniz olumsuz düşüncelerden kaynaklandığını söylüyor. Hay. Bundan sonra yaşayacaklarınızın sizi memnun etmesini mi istiyorsunuz? Bu kitabı okuyarak bir başlangıç yapabilirsiniz. Kendinizi bu dünyaya çile çekmeye ve mutsuz olmaya gelmiş bir zavallı insancık olarak değil; seven, sevilen ve mutlu olmaya layık bir canlı olduğunuz için gönderilmiş bir pozitif enerji olarak düşünün. Kitap, küçücük bir sivilceden, kansere kadar birçok hastalığın nedenlerinin psikolojik olumsuzluklardan kaynaklandığını satır satır anlatıyor. Hangi hastalık için, hangi olumlu öneriyi düşüncelerinizin besini olarak kullanacağınızı da söylüyor.
Düşündüğünüz her şeyin, yaşayacağınız her şeyin belirleyicisi olduğunu hiç düşündünüz mü? Louise Hay Düşünce Gücüyle Tedavi adı altında kaleme aldığı kitabında bu düşünceden yola çıkarak yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Bu öyle bir dünya ki se... tümünü göster